Kesik ya da devamlı-intradermal dikiş? Ameliyat sonrası izlerin analizi
Künye
Sarı, E., Rıfat, H. Ö., Tellioğlu, A. T. (2014). Kesik ya da devamlı-intradermal dikiş? Ameliyat sonrası izlerin analizi. Türkderm-Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi, 48(4), 234 - 236.Özet
Amaç: Plastik cerrahi kliniklerinde tedavi edilen hastalar için ameliyat sonrası gelişen yara izi önemli bir problemdir. Birçok hasta devamlı intradermal sütürün interrupted sütüre göre daha az yara izi bıraktığından dolayı üstün olduğunu düşünmektedir. Biz her iki sütürasyon sonrası oluşan yara izlerini değerlendirdik. Bu yazı, yara değerlendirme skalası ile hastaların yüzlerinde oluşan yara izlerinin objektif olarak karşılaştıran kontrollü çalışmamızı sunmaktadır. Gereç ve Yöntem: Her iki yanağından ameliyat olmuş 35 hasta bu çalışmaya alınmıştır. Otuz hasta kadın, 5 hasta erkektir. Yaş ortalaması 40,05 yıldır. Ameliyattan sonraki yara izi değerlendirme süresi ortalama 9,05 aydır. Lokal anestezi altında lezyonlar eliptik eksize edilmiştir. Sağ yanaktaki kesi 6/0 monoflaman absorbe olmayan sütürle sürekli intradermal sütürasyon metodu ile, soldaki ise aynı sütürlerle interrupted sütürasyon metodu ile dikilmiştir. Bulgular: Hastalar, Stony Brook yara izi değerlendirme skalası ile ameliyattan sonraki 7.-11. aylarda (ortalama 9,05 ay) değerlendirilmişlerdir. Her iki yöntemin istatiksel değerlendirilmesi için ilgili örnekler T-testi kullanılmıştır. İki metodun oluşturduğu yara izleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p0,05). Sonuç: Bu çalışmamızda sıkça kullanılan iki dikiş metodunun oluşturduğu yara izi arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Biz dikiş tekniğinin, diğer faktörlere göre yara izi oluşturmakta daha az önemli bir belirleyici olduğunu düşünmekteyiz. (Türkderm 2014; 48: 234-6) Background and Design: Postoperative scar development is an important problem for patients treated in plastic surgery clinics. Most patients think that continuous intradermal suturing is superior to interrupted suturing because they assume that it creates less scarring. We evaluated scars that form following intradermal and interrupted suturing. This article presents our controlled study that objectively compared the scars on patients' faces using a wound evaluation scale. Materials and Methods: Thirty-five patients, who had undergone operations on the bilateral cheeks, were included in this study. Thirty patients were female; five patients were male. Their mean age was 40.05 years. The average scar evaluation time after surgery was 9.05 months. Elliptical excisions were made on the lesions under local anesthesia. The incisions on the right cheeks were sutured with 6/0 monofilament nonabsorbable sutures using the continuous intradermal suturing technique. The left cheek incisions were sutured with same sutures using the interrupted suturing method. Results: The patients were evaluated 711 months after operation (mean: 9.05 months) using the Stony Brook Scar Evaluation Scale. A Related Samples T-test was used for statistical evaluation of the differences between the suturing techniques. No significant differences were noted in scar formation between the two suturing methods (p>0.05). Conclusion: We found no differences in scar formation between the two frequently used suturing techniques studied here. We believe that the suturing technique is a less important determinant of scar formation than are other factors. (Turkderm 2014; 48: 234-6)
Kaynak
Türkderm-Deri Hastalıkları ve Frengi ArşiviCilt
48Sayı
4Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRZMU1UazBOQT09https://hdl.handle.net/20.500.12587/1068
Koleksiyonlar
- Makale Koleksiyonu [105]
- TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu [3218]