Transtibial amputelerde sanal gerçeklik uygulamasının kinezyofobi, depresyon ve ağırlık aktarma üzerine etkileri
Künye
Sahan T. Y., Erbahçeci F. (2018). Transtibial amputelerde sanal gerçeklik uygulamasının kinezyofobi, depresyon ve ağırlık aktarma üzerine etkileri. Journal of Exercise Therapy and Rehabilitation, 5(2), 82 - 88.Özet
Amaç: Sanal gerçeklik uygulaması; bireylere gerçekmiş hissi veren, bilgisayarlar tarafından yaratılan dinamik bir ortamla karşılıklı iletişim olanağı tanıyan, üç boyutlu bir benzetim modelidir. Bu çalışmanın amacı; sanal gerçeklik uygulamasının transtibial amputasyonu olan bireylerde kinezyofobi, depresyon ve ağırlık aktarma üzerine etkilerini belirlemekti. Yöntem: Bu çalışmaya yaş ortalaması 36.4±7.6 yıl olan 19 transtibial amputasyonu olan birey dâhil edildi. Bireylerin tümü aynı tip protez ve süspansiyon sistemi kullanmaktaydı. Bireyler iki gruba ayrıldı. Birinci gruba sanal gerçeklik uygulamaları yapılırken, diğer gruba standart fizyoterapi yöntemleri uygulandı. Bireyler 4 hafta boyunca haftada 3 gün tedaviye alındı. Tedavi öncesi ve sonrası değerlendirmeler yapıldı. LASAR Postür Cihazı (Ottobock, Almanya, 1997) ile ağırlık aktarma miktarları, Beck Depresyon Anketi ile depresyon durumu ve Tampa Kinezyofobi Skalası ile kinezyofobi düzeyleri belirlendi. Bulgular: Bireylerin grup içinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası depresyon, kinezyofobi düzeylerinde her iki grupta da fark bulundu (p<0,05). Sanal gerçeklik uygulamaları ve standart fizyoterapi yöntemleri gruplarında, tedavi öncesi ve sonrası kinezyofobi, depresyon ve ağırlık aktarma farkları açısından fark yoktu (p>0,05). Sonuç: Sanal gerçeklik uygulamaları ve standart fizyoterapi yöntemleri transtibial amputasyonu olan bireylerde hareket korkusu, depresyon ve ağırlık aktarma üzerine etkili bulundu. Sanal gerçeklik uygulamalarının, standart fizyoterapi yöntemlerine ilave olarak rehabilitasyon sürecine dâhil edilebileceği düşünülmektedir. Purpose: Virtual reality is a three dimensional simulation model that interacts with the simulation through a dynamic environment created by computers and therefore gives to individuals a real sense. The purpose of this study was to determine the effects of virtual reality on kinesiophobia, depression and weight transfer in individuals with transtibial amputation. Methods: Nineteen individuals (mean age was 36.4±7.6 years) with transtibial amputation were included in this study. All of participants had same prosthesis and suspension system. Participants were divided in two groups. Virtual reality was performed to first group and standard physiotherapy program to another. Participants were treated for four weeks and three days in a week. They evaluated before and after treatment. Amount of weight transfer were measured with LASAR Posture Device, depression levels were determined with Beck Depression Scale, and level of kinesiophobia were identified with Tampa Kinesiophobia Scale. Results: A statistically significant difference was found in depression and kinesiophobia level of participants before and after treatment in both groups (p<0.05). Before and after treatment, there was no difference between virtual reality and standard physiotherapy groups in terms of depression, kinesiophobia, and weight transfer (p>0.05). Conclusion: Virtual reality and standard physiotherapy program were found effective on depression, kinesiophobia and weight transfer in individuals with transtibial amputation. It was thought that virtual reality applications may be included in rehabilitation process in addition to standard physiotherapy methods.
Kaynak
Journal of Exercise Therapy and RehabilitationCilt
5Sayı
2Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpnek56VTRPQT09https://hdl.handle.net/20.500.12587/13307