Hafi hayatı, sanatı, şiirleri
Özet
Klasik edebiyat, günümüzde ?Yüksek Zümre edebiyatı, Saray edebiyatı? gibi birtakım manasız ve yersiz eleştirilere maruz kalmaktadır. Bu düşüncelerin tesirindekiler,Klasik edebiyatın sadece İstanbul' a, saray ve çevresine hitap ettiği görüşündedir. Tez konusu belirlenirken, bu eleştirilerin ve düşüncelerin payını en aza indirgemek hatta ortadan kaldırmak ilk hedef olmuştur. Eğitim durumu, yetişme şartlarına göre nazire mecmularında çok sayıda şiirine rastlanması ve şiirlerinin güzel olması gibi gerekçelerle ?Hafî Hayatı, Sanatı, Şiirleri? başlığı altında Hafî adlı şair tez konusu olarak tercih edilmiş ve onun sanatçı kişiliği değerlendirilmeye çalışılmıştır.15. yüzyıl şairlerinden Hafi'nin asıl adı bilinmemekle beraber, mahlası da kaynaklarda ?Haffî, Huffî, Hufî? gibi farklı şekillerde geçmekteydi. Bu durumda her mahlas farklı bir şairi temsil ediyor izlenimi uyanmaktaydı. Bu karışıklığı gidermek için yapılan araştırmalar neticesinde, hem şairin mesleğine hem de şiirlerindeki vezinlere uygun olması bakımından mahlasın doğru okunuşunun ?Hafi? olduğu anlaşılmıştır.Hafî'nin hayatıyla ilgili bilgilere, dönemin en sağlam biyografik eserleri sayılantezkireler vasıtasıyla ulaşılmıştır. 15. asırdan itibaren yazılan bütün tezkireler taranmış; fakat sadece beş tezkirenin Hafî'den bahsettiği görülmüştür. Bunların dışında, yine tezkirelerdeki mevcut bilgileri içeren diğer kaynaklardan da Hafî'yle ilgili sınırlı bilgiler elde edilmiştir. Bu kaynaklara göre, Hafî' nin doğum ve ölüm tarihleri bilinmemekle beraber, Hafî Fatih Sultan Mehmet dönemi şairlerindendir. Ailesi hakkında hiçbir malumata ulaşılmadığı gibi, yaşadığı muhit ve memleketi Edirne gösterilmektedir. Eğitimi konusundaki ortak görüş Hafî' nin ümmî oluşudur. Medrese tahsili almadan, ayakkabıcılıkmesleğiyle geçimini sağlarken dükkânına gelen ulema ve sanatkârlarla sohbet ederek veya bizzat edebi meclislere iştirak ederek kendini yetiştirmiştir.Bazı kaynaklar, onun divanı olduğuna işaret etseler de yapılan araştırmalar sonucunda mürettep bir divanına ulaşılamamıştır. Fakat nazire mecmualarında divançe oluşturacak kadar çok sayıda şiirine rastlanmış ve tezde bu şiirler derlenmiştir. Hafî'ninşiirlerinin bulunduğu nazire mecmualarının hem yazma nüshaları hem de mecmualar üzerinde yapılan tezler görülmüştür. Elifba sırası dikkate alınarak, varak ve sayfa numaralarına göre tanzim edilen şiirlerin ortak olanları kısaltmalar kullanılarak gösterilmiş ve farklı okunuşlar dipnotlarda belirtilmiştir. Neticede en çok gazel olmak üzere farklı nazım şekillerinden oluşan toplam 154 şiire ulaşılmıştır.Hafî'den bahseden diğer kaynaklarda da belirtilmediği gibi, bu şiirler dışında Hafî'nin başka bir eserine de ulaşılamamıştır.Hafî'nin şiirlerinde ilahi ve beşeri aşk başta olmak üzere farklı konuları da işlediği görülmüştür. Şiirleri genel olarak lirik özellikler taşımakla beraber yer yer didaktik özellikler de taşımaktadır. Onun ümmíliğine rağmen işlediği konular ve konuları, tezkirelerdeki değerlendirmelerin de doğrultusunda, işlemekteki ustalığı şaşırtıcıdır. Kaynaklardaki bilgilere istinaden Hafî'nin bu özelliği, dönemin şiirden anlayan, kendisi de şiir yazan padişahı Fatih Sultan Mehmet'in de dikkatinden kaçmamıştır. Fatih Sultan Mehmet Edirne'ye geldiği vakitlerde, Hafî'nin methini duyup, onu huzuruna çağırıp onun şiirlerini bizzat ağzından dinleyerek çok beğenmiş ve çeşitli şekillerde Hafî'yi ödüllendirmiştir. Tezkirelerde nakledilen bu bilgiler, onun tez konusu seçilmesindeki diğer önemli gerekçelerdir.Hafî'nin şiirleri incelendiğinde kaynakların onun hakkında okuryazarlığının olmadığını söylemesi ilginçtir. Saraydan uzak, esnaf kesiminden sıradan bir insanın kendi imkanlarını zorlayarak kendini yetiştirmesi ve güzel, anlamlı şiirler yazması Klasik edebiyatın sadece belli bir muhit ve kesime hitap ettiği düşüncesini çürütmektedir. Bu ve buna benzer birçok çalışmalarla Hafî gibi birçok şair, tarihin tozlu sayfalarından kurtularak edebiyat dünyasına kazandırılacak ve Klasik edebiyat hakketmediği olumsuz eleştirilerden arındırılacaktır. Nowadays classical literature has been exposed to some meaningless and groundless criticism such as ?divan literature, vanity fair literature (high society literature)?. Those under the influence of these ideas consider that, classical literature is just addresses to Istanbul, palace and its surroundings. While determining the subject of thesis; the main target is to minimize and even abolish the effects of these thoughts and criticism. Together with the reasons of his educational status, growing conditions, his numerous and impressive poems in nazires magazines, the poet Hafî under the headline ?The life of Hafi, his art and his poems? has been selected as thesis subject and his artistic personality has been studied.Despite his real name is not known, Hafi who is one of the 15th century poems, his nickname was also mentioned in such different forms as `Haffi,Huffi, Hufi?in various sources. Therefore, his each nickname would give the impression as if each nickname belonged to different poet. As a result of the researches to remove this confusion, to make the name meaningful for both his poems and his art, the correct pronunciation of the nickname has been decided as ?Hafî?.The information related to Hafi?s life, has been reached by collection of biographies which were considered as the most powerful works of that period. Since 15th century, all the written biographies have been scanned but, only five of them have been seen as telling about Hafî. Moreover, limited information about Hafî was obtained from the other resources which also include the existing information in biographies. According to these resources, the birth and death dates of Hafî were unknown and Hafî was the poet of Fatih Sultan Mehmet period and reign. Also, there is no actual information about his family but his district and country was addressed as Edirne. The common view about his education is that, Hafi was ?illiterate?. While providing his livelihood with shoe making and without any school education, Hafi improved himself by participating to literary council and chatting with ulemas and craftsmen who came to his shop. Although some resources indicate that he was court, as a result of the investigations, no rearranged court of him was reached. However, in nazire magazines, there were found his numerous poems which would constitute as small court, and in the thesis these poems were collected. Both the printed copies and magazines of which have Hafi?s poems, were evaluated in theses. Taking into account of Elifba order, the common ones of the poems which were arranged to the folio and page numbers were showed by using abbreviations and different ways of reading were stated in footnotes. Consequently, odes as the most, totally 154 poems formed by different verse forms were reached.Since no other resources mentioned Hafî, apart from these poems, his no other works were found.The main themes in Hafî?s poems were divine and humane love. But he also mentioned other social subjects. Although his poems generally have lyric features, didactic features can also be seen. Despite his being illiterate, his subjects and themes in his poems were amazing. According to some resources, this feature of Hafî was not escape from the attention of Fatih Sultan Mehmet who understand, comment poetry and also wrote poems by himself. When arrived Edirne, Fatih Sultan Mehmet heard the reputation of Hafî, invited at his presence and after listening some of Hafî? s poems from his own mouth, Fatih Sultan Mehmet was greatly admired by his art and rewarded him. These informations from collected biographies are important reasons why Hafi has been selected as thesis subject.When Hafî?s poems were examined, it was interesting that many resources mention his illiterate. Far away from palace, as an average poor craftsman who improved himself by forcing his own opportunities and wrote impressive, meaningful poems, Hafî proved that classical literature doesn?t not only belong to specific and high sections and shouldn?t only address to high rank of the society. Through this and similar works, many poets like Hafi, will be get rid of the dusty pages of history and will be given to literature world. Thus, classical literature will be purified from its unjust, negative criticism.