Türkiye'nin milli güvenlik politikası ve stratejisi

Abstract

İnsanlık tarihi, bireylerin var oluş mücadelesinin yansıması olup bu mücadelenin temel dinamiklerinden biri olan güvenlik kavramı tanımlanması zor bir konu olmakla birlikte, siyasetin de en derin ve en kalıcı konuları arasında bulunmaktadır. Çünkü güvensizlik ve korkunun hakim olduğu, yani güvenliğin olmadığı durumlarda var oluştan bahsetmek olanaksız bir hale gelmektedir. Ancak günümüzde dünyamız çeşitliliği, karmaşıklığı ve zararları gün geçtikçe artan tehditlerin varlığıyla sarsılmaktadır. Bu durumdan doğan ihtiyaçlar ile birlikte ulusal güvenlik politikalarını ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamdan yola çıkılarak araştırmanın amacı, Milli güvenlik açısından Türkiye'nin çıkarları, Türkiye'nin savunulması, düzenlemeler oluşturulması ve elverişli dış ilişkilerin nasıl sağlanacağının yanı sıra, ekonomik refahın nasıl sağlanacağı, milli hedefleri ve menfaatlerin incelenmesidir. Araştırmadan elde edilen çıkarımlara göre; 2010 yılı ve sonrasında gerek ulusal çapta gerekse de uluslararası alanda yaşanan krizler tehditlerin artan yoğunluğu Türkiye'nin gündemine tekrardan "sert güvenlik önlemlerini" getirmiştir. Bu sorunlar çerçevesinde 2010 yılı sonrası Türkiye'nin milli güvenlik politikalarını ve stratejilerinin "reaktif ve güce dayalı" oluşturulmasına odaklanılmıştır. Türkiye'nin güvenlik kurumlarında dönüşümün ikinci dalgası böyle bir sürece denk gelmiştir. Bu minvalde kurumlar bağlamında yaşanan dönüşümün ilk dalgası Türkiye'nin geleneksel tehdit algılamalarından sıyrılıp, idealist ekol geleneğine uyumlu politikalar geliştirmesine katkı sağlamıştır. Bu araştırmanın milli güvenlik kavramı ile ilgili akademik çalışmalara müteakiben yönetim bilimleri alanı altında bu alanda yürütülecek akademik çalışmalar ile Türkiye'nin milli güvenlik politikası çalışmalarına sosyal bilimler alanı içinde katkı sunabilmek ve gelecekte daha etkin ve üstün bir milli politikalar için önemli olacağı düşünülmektedir.

The fight for individual existence is reflected in the history of mankind, and the notion of security, which is one of the major dynamics of this conflict, is a difficult topic to describe, and it is one of politics' deepest and most persistent themes. Because it is difficult to discuss existence in circumstances when uncertainty and dread reign supreme, i.e. where there is no security. Today, however, our world is being rocked by the growing variety, complexity, and presence of dangers. National security policies have developed in response to the requirements that have arisen as a result of this scenario. According to the research's conclusions, the national and international crises, as well as the increasing intensity of threats, reintroduced "hard security measures" to Turkey's agenda in 2010 and thereafter. After 2010, Turkey's national security policies and strategies were "reactive and power-based" in response to these problems. This process coincided with the second wave of transformation in Turkey's security institutions. In this way, the first wave of institutional transformation contributed to the development of policies compatible with the idealist school tradition in Turkey by eliminating traditional threat perceptions. The research's objective is to analyze Turkey's interests in terms of national security, defense, regulation, and how to maintain positive international relations, as well as how to guarantee economic welfare, national goals, and interests, in this environment. This research is thought to be important for contributing to Turkey's national security policy studies in the field of social sciences, as well as for a more effective and superior national policy in the future, with academic studies in this field to be conducted in the field of management sciences, following academic studies on the concept of national security.