FAME ve 16S rRNA sekans analizleri ile identifiye edilen nikel, kobalt ve kalay dirençli yüzey suyu izolatlarının biyosorpsiyon yeteneklerinin değerlendirilmesi
Abstract
Endüstriyel kullanımları sonuru çevreye salınımları gerçekleşen ağır metaller yüzey sularında kirliliğe sebe olmaktadır. Yüzey sularında oluşan bu ağır metal kirliliğinin giderimine yönelik olarak kullanılan yöntemlerin çoğu yeterince etkin olmamakla birlikte ekonomik de değildirler. Bu nedenle atık sulardan metal uzaklaştırılmasında mikroorganizmaların kullanılması metal geri kazanımı ya da uzaklaştırılması için geleneksel metodlara oranla daha ekonomik ve alternatif bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada da labaratuvarımızda daha önce yapılan çalışmalar sonucu kültüre alınmış olan nikel, kobalt ve kalay direnci gösteren yüzey suyu izolatlarının söz konusu metaller için biyosorpsiyon yetenekleri araştırılmıştır. İlk olarak yüzey suyu izolatları yağ asidi metil ester (FAME) ve 16S rRNA sekans analizleri kullanılarak identifiye edilmiştir. Sonraki aşamada ise direnç gösterdikleri metaller için biyosorpsiyon potansiyelleri belirlenmiştir. Son olarakta biyosorpsiyon potansiyeli yüksek olan yüzey suyu izolatlarına yönelik yapılan Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskosi (FTIR), zeta potansiyometre, izoterm ve kinetik çalışmaları ile biyosorpsiyon verimlilikleri değerlendirilmiştir. Due to their several applications in industry, heavy metal discharges cause pollution in surface waters. Although there are several methods to remove heavy metals from surface waters, most of these methods are neither efficient nor cost effective enough. On the other hand, the use of microbial biosorbents for this purpose appears to be just opposite. For this reason in this study, the isolates which were found to be resistant to the heavy metals nickel, cobalt and tin previously in our lab used to investigate interms of their biosorption abilities for the corresponding heavy metals. Therefore, first, the isolates were identified by using fatty acid methyl ester (FAME) and 16S rRNA sequence analyses, respectively. Then, the identified isolates were further investigated for their biosorption efficiencies. Finally, the potential biosorbents were also assessed through Fourier transform infrared spectroscopy (FTIR) , zeta potential, biosorption isotherms and kinetic studies.