Son yıllarda geliştirilen 4 farklı endodontik biyomateryalin simüle edilmiş immatür dişlerin kırılma direncine etkisinin kalsiyum hidroksit ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi
Abstract
Bu tez çalışmasında; geleneksel MTA ve son yıllarda üretilen MTA türevi kalsiyum silikat içerikli materyaller olan Biodentine, Micro-Mega MTA ve NeoMTA Plus'ın in-vitro şartlarda simüle edilmiş immatür dişlerde kanal dolgusu olarak kullanımları sonrası, dişlerin kısa ve uzun dönem kırılganlıklarına etkilerinin kalsiyum hidroksit [Ca(OH)2] uygulanmış ve hiçbir uygulama yapılmamış sağlam dişlerle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmamızda 270 adet çürüksüz daimi üst keser dişi rastgele 4 adet çalışma, 1 negatif ve 1 pozitif kontrol olmak üzere 6 gruba (n=45), ayrıca her grup kendi içinde 2 hafta, 2 ay ve 1 yıl olmak üzere 3 alt gruba (n=15) ayrılmıştır. Örneklerin immatür dişleri simüle edecek şekilde prepare edilmesinin ardından çalışma grubundaki dişler; ProRoot MTA (MTA-PR), Biodentine (BD), Micro-Mega MTA (MM-MTA) ve NeoMTA Plus (NEO) ile Pozitif Kontrol grubundaki dişler ise kalsiyum hidroksit [Ca(OH)2] ile doldurulmuştur. Negatif Kontrol Grubunu oluşturan sağlam dişlere hiçbir işlem uygulanmamıştır. Her bir grubun 2 hafta, 2 ay ve 1 yıl olan 3 alt grubu (n=15) salin solüsyonunda 37 °C'de tutulmuştur. Bekleme sürelerinin ardından örnekler akril bloklar içine mine-sement sınırı ile akrilik rezin arasında 2mm mesafe olacak şekilde gömülmüştür. Daha sonra Instron cihazına yerleştirilerek kronların uzun aksına 45° açı ile 1mm/dk. hızla kuvvet uygulanmış ve kırılma anındaki pik makaslama kuvvetleri kaydedilmiştir. Sonuçlar istatistiksel olarak hem materyal hem de bekleme süreleri açısından karşılaştırılmıştır. Kırılma direnci ölçümlerine ait dağılımın normale yakın olup olmadığı Kolmogorov-Smirnov testiyle, varyansların homojenliği ise Levene testiyle araştırılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler medyan (çeyrekler arası genişlik) biçiminde ifade edilmiştir. Gruplar arasında kırılma direnci düzeyleri yönünden farkın önemliliği Kruskal Wallis testiyle araştırılmıştır. Kruskal Wallis test istatistiği sonuçlarının önemli bulunması halinde Conover'in çoklu karşılaştırma testi kullanılarak farka neden olan durum(lar) tespit edilmiştir. Aksi belirtilmedikçe p<0.05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Ancak, olası tüm çoklu karşılaştırmalarda, Tip I hatayı kontrol altına alabilmek için Bonferroni Düzeltmesi yapılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre; Ca(OH)2 grubunun kırılma direncinin 2. hafta ve 2. ay takip süresi sonunda 1. yıldan istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek olduğu (p<0.001) ve sağlam dişlerden (negatif kontrol grubu) tüm takip süreleri sonunda istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük olduğu tespit edilmiştir (p<0.001). ProRoot MTA grubunun kırılma direnci 2. hafta, 2. ay ve 1. yıl takip süresi sonunda Ca(OH)2 grubundan tüm takip periyodları sonunda sayısal olarak daha yüksek olmakla birlikte aralarındaki fark 2.ay (p=0.005) ve 1.yıl sonunda istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.001). Ca(OH)2 kırılma direnci tüm takip periyodları sonunda Biodentine grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşüktür (p<0.001). Ca(OH)2 kırılma direnci tüm takip periyodları sonunda MM-MTA ve NeoMTA Plus'tan küçük olup, aralarındaki fark yalnızca 1. yılın sonunda istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.001). ProRoot MTA, NeoMTA Plus ve MM-MTA materyallerinin kullanıldığı dişlerin kırılma direnci sağlam dişlerle kıyaslandığında 2. hafta (p=0.003, p<0.001, p<0.001), 2. Ay (p<0.001) ve 1.yılın (p<0.001) sonunda istatistiksel olarak anlamlı derecede düşüktür. Biodentine'in kullanıldığı dişler sağlam dişlerle kıyaslandığında kırılma dirençleri arasında 2. haftada fark yokken, 2.ay (p=0.005) ve 1.yılda (p=0.002) Biodentine uygulanan dişlerde kırılma direnci anlamlı derecede daha düşüktür. Biodentine grubunun kırılma direnci tüm takip periyodlarında MM-MTA'dan yüksek olup, aralarındaki fark yalnızca 2.ay için anlamlıdır (p=0.012). Kırılma dayanımlarının her materyal için zamanla değişimi incelendiğinde kırılma dayanımının 2. hafta ve 2. ay takip süresi sonunda 1. yıldan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu gözlenmiştir (p<0.001). Araştırmamızda kullanılan tüm biyomateryaller Ca(OH)2 ile benzer etkiler göstererek uygulandıkları dişlerin kırılma direncini kısa ve uzun vadede sağlam dişlere oranla anlamlı derecede düşürmüştür. Ancak biyomateryaller kullanıldığında kırılma direncinde gerçekleşen düşüşün Ca(OH)2'e oranla anlamlı derecede daha az olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak, araştırmamızda kullanılan biyomateryallerin Ca(OH)2'e göre daha iyi bir seçenek olduğu, ancak uygulandıkları dişlerde kırılma direncini düşürmeleri nedeniyle daha iyi alternatiflerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu kanısındayız. In this thesis study; it was aimed that comparative assessment of traditional MTA and recently developed MTA-derived calcium silicate containing materials such as Biodentine, Micro-Mega MTA and NeoMTA on the short-term and long term fragility of calcium hydroxide [Ca(OH)2] treated and healthy teeth, after using as a root filling material in-vitro simulated immature teeth. Two hundred and seventy extracted sound maxillary incisors were divided into 6 groups (n=45) such as randomly chosen 4 experimental groups, 1 negative control and 1 positive control and each groups were divided into 3 subgroups (n=15) as 2 weeks, 2 months and 1 year. After preparation of the specimens to simulate the immature teeth, teeth in study experimental groups were filled with ProRoot MTA (MTA-PR), Biodentine (BD), Micro-Mega MTA (MM-MTA) and NeoMTA Plus (NEO), and positive control group [Ca(OH)2] was filled with Ca(OH)2. There was no treatment applied to negative control group (healthy teeth). The waiting intervals were 2 weeks, 2 months and 1 year for each group of 3 subgroups (n = 15), and the samples were held in saline at 37 °C. According to the storage period, specimens were embedded in acrylic resin leaving a 2mm gap between cementoenamel junction. Then, the specimens were loaded at a crosshead speed of 1mm/min to the long axis of the crowns at an angle 45° in an Instron testing machine and the peak loads up to fracture were recorded. The results were compared statistically in terms of both materials and storage times. The Kolmogorov-Smirnov test was used to understand if the dispersion related to the fracturing resistance measurements are normal or not, and Levene test is used for the homogeneity of variations. Descriptive statistics were expressed in median (width between quarters). Kruskal Wallis test was used to investigate the significance of differences between groups in terms of fracture resistance levels. When results of Kruskal Wallis test statistic became significant, Conover's multiple comparison tests was used for identifying the situations causing the difference. Results for p<0.05 were considered statistically significant unless otherwise stated. Yet, in all possible multiple comparisons, Bonferroni's correction was carried out for controlling Type I error. According to the results of the study; Ca(OH)2's fracture resistance was statistically significantly higher at the end of the 2nd week and at the end of the 2nd month follow-up than 1st year period (p<0.001) and statistically significantly lower at the end of all follow-up periods than the healthy teeth (negative control group) (p<0.001). The fracture resistance of ProRoot MTA group became quantitatively higher than Ca(OH)2 group at the end of 2nd week, 2nd month and 1st year follow-up periods, and the difference was statistically significant at the end of 2nd month (p=0.005) and 1st year (p<0.001). The fracture resistance of Ca(OH)2 became statistically and significantly lower than Biodentine group after all follow-up periods (p<0.001). The fracture resistance of Ca(OH)2 became lower than MM-MTA and NeoMTA Plus after all follow-up periods, and the difference was statistically significant only at the end of 1st year (p<0.001). The fracture resistance of teeth on which ProRoot MTA, NeoMTA Plus and MM-MTA were used became significantly lower than healthy teeth at the end of 2nd week (p=0.003, p<0.001, p<0.001), 2nd month (p<0.001) and 1st year (p<0.001). Compared with healthy teeth, Biodentine was found to have a lower fracture resistance at the end of 2nd month (p=0.005) and 1st year (p=0.002) and there was no statistically difference at the end of 2nd week. Biodentine fracture resistance was higher than MM-MTA in all follow-up periods, the difference between them was significant only at the 2nd month (p=0.012). When the change of fracture resistances for every material were examined, it was observed that the fracture resistance was significantly higher on 2nd week and in 2nd month than 1st year follow-up periods (p<0.001). All biomaterials used in our study showed similar effects like Ca(OH)2, and lowered the fracture resistance of teeth on a short and long period compared to the healthy teeth. Yet, it was observed that the decrease of fracture resistance when biomaterials were used became significantly lower than Ca(OH)2 group. As a result, we suppose that biomaterials used in our research are better option than Ca(OH)2, but as these materials lowered the fracture resistance of teeth, much better alternatives must be developed.