Halluks rijidus cerrahi tedavisinde rezeksiyon interpozisyon artroplastisi ile implant artroplastisi sonuçlarımızın karşılaştırılması
Özet
Amaç: Bu çalışmada, Coughlin Shurnass sınıflamasına göre ileri evre halluks rijidus tedavisinde implant artroplastisi ile rezeksiyon interpozisyon artroplastisi cerrahi tekniklerinin preoperatif ve postoperatif AOFAS ve 1. metatarsofalangeal eklem hareket açıklıkları kullanılarak klinik ve fonksiyonel olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 19 hastanın 19 ayağı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Hastaların preoperatif ve postoperatif 1. metatarsofalangeal eklem hareket açıklıkları, preoperatif ve postoperatif AOFAS'ları kaydedilmiştir. 11 hastaya implant artroplastisi yapılmış ve postoperatif aktif ve pasif eklem hareketine başlanmıştır. 8 hastaya rezeksiyon interpozisyon artroplastisi uygulanmıştır. Bu hastalar 3 hafta çift koltuk değneği ile yük vermeden mobilize edilmiş ve 3. haftadan sonra 1. metatarsofalangeal ekleme aktif ve pasif hareket başlanmıştır. Her iki grupta elde edilen AOFAS ve 1. metatarsofalangeal eklem hareket açıklıkları istatistiksel testlerden Mann-Whitney U testi ve Wilcoxon testi ile kıyaslanarak karşılaştırılmıştır. Bulgular: Artroplasti ve rezeksiyon interpozisyon artroplastisi uygulanan hastaların preoperatif ve postoperatif 1. metatarsofalangeal eklem fleksiyon hareket açıklığında anlamlı fark bulunmadığı (Wilcoxon testi p=0,123; p=0.072) görüldü. Artroplasti uygulanan hastaların preoperatif ve postoperatif 1. metatarsofalangeal eklem ekstansiyon hareketinde anlamlı artış saptandı (Wilcoxon testi p=0,023). Rezeksiyon interpozisyon artroplastisi uygulananların da preoperatif ve postoperatif 1. metarsofalanegal eklem ekstansiyon hareketinde anlamlı fark bulundu (Wilcoxon testi p=0,027) . İmplant artroplastisi ve rezeksiyon interpozisyon artroplastisi uygulanan hastaların preoperatif ve postoperatif AOFAS'larında anlamalı fark bulundu (Wilcoxon testi p=0,003). Sonuç: Hem rezeksiyon interpozisyon artroplastisi hem de implant artroplastisi ile ortaya konan sonuçlar, bu iki tekniğin klinik ve fonksiyonel sonuçlarının benzer olduğunu göstermektedir. İmplant artroplastisi lie kıyaslandığında rezeksiyon interpozisyon artroplastisinin maliyetinin düşük olması, tedavi seçimini etkilyen bir faktör olarak kabul edilebilir. Ancak, iki yöntem arasındaki klinik ve fonksiyonel etkinliğin ortaya konması, komplikasyon oranlarının belirlenmesi için daha geniş hasta grubunda daha uzun süreli takipler ile yapılacak ileri klinik çalışmalara ihtiyaç vardır. In this study, we aim to compare implantation arthroplasty technique with resection interposition technique with regard to clinical and functional results for high grade hallux rigidus patients according to Coughlin Shurnass classification by using their preoperative and postoperative AOFA scores and range of motion of the first metatarsophalangeal joint. Material and Method: In this study, 19 feet of 19 patients were included. AOFA scores and range of motion of 1st metatarsophalangeal joint of all patients were recorded. Implantation arthroplasty was applied to 11 patients to whom active and passive joint motion had been started immediately at the postoperative period. On the other hand, to 8 patients interposition arthroplasty was applied to whom joint motion rehabilitation was started after 3 weeks of nonweightbearing period. All results of two groups were analysed statistically using Mann-Whitney U test and Wilcoxon test. Resuts: Although postopertive joint extension and AOFA scores were statistically better in both groups after surgery, there was not any difference between groups in that manner. There was also no any statistically difference in both groups wtih regard to flexion of the 1st metatarsophalangeal joint. Results: Because of similar functional results and similar complication rates, resection implantation arthroplasty surgery seems as a first choice after failed conservative treatment when cost-effectivity and severity of complications are considered. However, to demonstrate the clinical and functional difference between the two methods, larger groups of patients with longer follow-up are needed to be evaluated in further clinical studies.