Ertekin, Oğuzhan2025-01-212025-01-2120243023-610Xhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3676952https://dergipark.org.tr/tr/pub/mhd/issue/82831/1423936https://hdl.handle.net/20.500.12587/19831Nişanlanma, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 118. maddesinin birinci fıkrasında evlenme vaadi olarak ifade edilmektedir. Buna göre, kadın ve erkeğin karşılıklı ve birbirine uygun evlenme vaadini içeren irade beyanında bulunmalarıyla nişanlanma bir hukuki ilişki olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hukuki ilişki, kadın ve erkek arasında kurulan duygusal niteliği de olan bir ilişkidir. Duygusal niteliği olan bir ilişkinin neden hukuk düzenince tanındığı ve bazı hukuki sonuçlar bağlandığı hususu önem taşımaktadır. Gerçekten de duygusal niteliği olan her sosyal olay hukuk tarafından düzenlenmemişken nişanlanma, hukuk tarafından düzenlenmiştir. Nişanlanmanın duygusal niteliği, nişanlanma hukukuna da yansımıştır. Nişanlanmanın aile hukukuna özgü bir sözleşme olması, farklı cinsten kişiler arasında yapılabilmesi, nişanlanma ve nişanı bozmanın kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olması, irade özgürlüğü ilkesinin kabul edilmesinin gerekmesi, şekle bağlı olmaması, nişanın bozulması için haklı sebebin şart olmaması, taraflardan biri kusurlu olmasa bile nişanın bozulabilmesi, nişanı bozmanın haksız fiil sayılmaması gibi hususlar nişanlanmanın duygusal niteliğinin hukuka yansıması olarak görülebilmektedir. Duygusal bir ilişki olan nişanlanmanın hukuk tarafından düzenlenmesine neden gerek duyulduğu ve nişanlanmanın duygusal niteliğinin hukuka nasıl yansıdığı konuları üzerinde durulmasında fayda görülmektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessNişanlanmaNişanın BozulmasıDuygusal NitelikKusurHaklı SebepFamily LawAile HukukuDUYGUSAL VE HUKUKİ BAKIMDAN NİŞANLANMAArticle11-27681423936