Demir, Ahmet2025-01-212025-01-2120242717-7351https://doi.org/10.48139/aybukulliye.1431955https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1231697https://hdl.handle.net/20.500.12587/21895XV. yüzyıla kendinden önceki Türk-İslam devletlerinden çok güçlü bir fıkıh geleneği tevarüs ederek ulaşan Osmanlı fıkıh ulemasının büyük ölçüde nakilcilik, şerhçilik çizgisinde olduğu, dolayısıyla güçlü bir gelenekselcilik takip ettikleri söylenebilir. Bu dönemde bahsedilen geleneğin dışına çıkma gayretinde olan âlimler de bulunmaktadır. Fâtih Sultan Mehmet’in büyük değer verdiği isimlerden olan Molla Hüsrev’in Gurerü’l-Ahkâm ve bunun şerhi olan Dürerü’l-Hükkâm fî Şerhi Gureri’l-Ahkâm adlı teliflerinde buna dair işaretler vardır. Bu yazıda, adı geçen âlimin yukarıda bahsedilen eserlerde kullandığı ve fıkıh ilmi bakımından özgünlüğü aradığını gösteren “ekûlü” iddiası üzerinden gelenekselcilik çizgisinin dışına çıkma gayreti değerlendirilecektir. Fıkıh ilminin gelişen ve değişen şartlara göre sürekli yenilenme ihtiyacı hisseden bir yapısının farkında olan Molla Hüsrev, toplumun artan ihtiyaçlarıyla birlikte değişen sosyal, ekonomik ve hatta siyasî şartlar çerçevesinde yeni görüşler ortaya koyarken gelenekselciliğe çok da bağlı olmadığını göstermektedir. Onun bu sahadaki katkısı dönemin kaynakları çerçevesinde tespit edilecek ve bu sayede daha sonraki yüzyıllarda Osmanlı ilim ve fıkıh anlayışındaki durağanlaşmanın sebeplerine ışık tutulmuş olacaktır.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessTarihXV. Yüzyıl Osmanlı Fıkıh Geleneğine Fâtih Devri Âlimi Molla Hüsrev’in “Ekûlü”sünden BakmakArticle5111913610.48139/aybukulliye.14319551231697