Gündüz, ÖzgürDurak, Murat2025-01-212025-01-212021https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=RjZwH00oMG4iNa5Sgvlgg8doEUSJ6AuNn9bdf95sRPHOoFvbKvdZqMHD8B9cflqQhttps://hdl.handle.net/20.500.12587/21361Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim DalıAmaç: Rozase, yüzün orta hattında geçici veya kalıcı eritem, inflamatuar papüller veya püstüller, telenjiektazi veya bağ dokusu hiperplazisi ile karakterize yüz derisinin kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Nörovasküler disregülasyon ve abartılı doğal immün yanıt gibi iki majör bozukluk kutanöz inflamasyona yol açabilmektedir. Bu çalışmada fibroblast aktivitesinde artış, vazodilatasyon ve anjiyogeneze bağlı yüz derisinde ortaya çıkan değişikliklerin elastografi ve diğer ultrason temelli radyolojik yöntemlerle non-invazif olarak araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Hasta grubu için Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı polikliniğine başvuran ve rozase klinik tanısı konulan kişiler, kontrol grubuna ise hasta grubu ile yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş, yüz derisinde inflamatuar değişikliklerin beklenmediği hastalıklar nedeniyle polikliniğe başvuran kişiler dâhil edilmiştir. Çalışma gruplarına başvuran kişilerin deri kalınlığı, elastisitesi ve doku perfüzyon değerleri ölçülerek, hasta ve kontrol grupları arasında ve her iki grupta sosyodemografik özellikler, hastalık süresi, rozase subtipi, tedavi alma durumu, kozmetik ürün kullanımı ve laboratuvar değerleri ilişkisi araştırılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza 35 rozase hastası ve 35 kontrol hastası dâhil edilmiştir. Deri kalınlığı, deri sertliği ve doku perfüzyon değerleri hasta grubunda, kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Hasta grubunda ve kontrol grubunda cinsiyetlere göre radyolojik ölçüm değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Hasta grubu ve kontrol grubunun radyolojik ölçüm değerleri ile yaşlar arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmamıştır. Hasta grubunda tedavi alan ve almayanlar arasında radyolojik ölçüm değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark bulunmamıştır. Hasta grubunda fimatöz subtip ve diğer subtipler arasında radyolojik ölçüm değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark bulunmamıştır. Hasta grubunda radyolojik ölçüm değerleri ile hastalık süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde korelasyon bulunmamıştır. Hasta grubunda radyolojik ölçüm değerleri ile laboratuvar değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde korelasyon bulunmamıştır. Kontrol grubunda deri kalınlığı ve deri sertliği ölçüm değerleri ile laboratuvar değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde korelasyon bulunmamıştır. Sonuç: Çalışmamızda rozase hastalarında deri kalınlığı, deri sertliği ve doku perfüzyonu düzeyleri kontrol grubundan anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır. Bu bulgu, rozase hastalarında bağ doku hiperplazisi ve anjiyogenezin non-invazif yöntemlerle tespit edilebileceğini göstermektedir.Aim: Rosacea is a chronic inflammatory disease of the facial skin characterized by transient or persistent erythema, inflammatory papules or pustules, telangiectasia or connective tissue hyperplasia in the central part of the face. Two major impairment such as neurovascular dysregulation and exaggerated innate immune response can lead to cutaneous inflammation. In this study, it was aimed to non-invasively investigate the changes in facial skin due to increase in fibroblast activity, vasodilation and angiogenesis using elastography and other ultrasound-based radiological methods. Methods: The patients group consists of patients who were admitted to the outpatient clinic of the Department of Skin and Venereal Diseases, Kırıkkale University School of Medicine and who were diagnosed with rosacea. The control group consists of patients who age and sex matched with patients group and who applied to the outpatient clinic due to diseases that do not cause inflammatory changes in facial skin. The skin thickness, elasticity and tissue perfusion values of the subjects who applied to the study groups were measured. Radiological measurements were compared between the patient and control groups. The relationship between radiological measurements and sociodemographic characteristics, disease duration, rosacea subtype, treatment status, use of cosmetic products and laboratory values were investigated in both groups. Results: Our study has been conducted on 35 rosacea patients and 35 control patients. Skin thickness, skin stiffness and tissue perfusion values were found to be statistically significantly higher in the patient group than in the control group. No statistically significant difference was found in the patient group and control group in terms of radiological measurement values by gender. There was no statistically significant correlation between radiological measurement values and age in both patient group and control group. There was no statistically significant difference in radiological measurement values between those who received and did not receive treatment in the patient group. There was no statistically significant difference between the phymatous subtype and other subtypes in terms of radiological measurement values in the patient group. There was no statistically significant correlation between radiological measurement values and disease duration in the patient group. There was no statistically significant correlation between radiological measurement values and laboratory values in the patient group. There was no statistically significant correlation between the measurement values of skin thickness and skin stiffness and laboratory values in the control group. Conclusion: In our study, skin thickness, skin stiffness and tissue perfusion levels were found to be significantly higher in rosacea patients than in the control group. This finding shows that connective tissue hyperplasia and angiogenesis can be detected by non-invasive methods in patients with rosacea.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessDermatolojiDermatologySpecialist Thesis198704720