Obstruktif Uyku Apnesi Sendromu Açısından Yüksek Riskli Bireyler İle Düşük Riskli Bireyler Arası Sino-Nazal Bölgede Anatomik Varyasyon Ve Patoloji Görülme Sıklığının Karşılaştırılması
Künye
Adışen M. Z., Mısırlıoğlu M. (2015). Obstruktif Uyku Apnesi Sendromu Açısından Yüksek Riskli Bireyler İle Düşük Riskli Bireyler Arası Sino-Nazal Bölgede Anatomik Varyasyon Ve Patoloji Görülme Sıklığının Karşılaştırılması. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 25(2), 153 - 159.Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı Obstrüktif Uyku Apne Sendromu için yüksek riskli ve düşük riskli olarak belirlenen bireyler arasında, sino-nazal bölgede anatomik varyasyon ve patoloji görülme sıklığının, konik kullanılarak karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız Kırıkkale Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı'nda, Ocak-Haziran 2014 tarihleri arasında kliniğimize rutin muayeneye gelen, 18-30 yaş aralığındaki 50 genç erişkin hasta ile yapıldı. Her hasta için kimlik bilgilerini, sigara anamnezini, Berlin Anketi ve Epworth Uykululuk Ölçeği'ni içeren hasta bilgi formu dolduruldu. Hastaların anketlere verdikleri cevaplara göre 25 yüksek riskli, 25 düşük riskli hasta belirlendi. Radyolojik ölçümler için hastalardan konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri alındı. Bulgular: Epworth skoru ve sigara kullanım oranı risk grupları arasında anlamlı olarak farklılık gösterdi. Sinonazal bölgede anatomik varyasyon ve patoloji varlığı açısından gruplar arası istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Ancak yüksek riskli hasta grubunda düşük riskli hasta grubuna göre maksiller sinüs mukozasında kalınlaşmaya daha sık rastlandı. Sonuç: Çalışma sonuçlarına göre sinonazal bölge anatomik varyasyon ve patolojilerinin Obstrüktif Uyku Apnesi için primer risk faktörü olarak değerlendirilemeyeceği ve nazal cerrahinin sadece seçili hastalara uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz Aim: The aim of the present study is to compare the prevalence of anatomical variations and pathologies of sino-nasal region between the patients at high risk and low risk for Obstructive Sleep Apnea Syndrome by using cone-beam computed tomography. Material and Method: The study was performed in 50 patients, age of 18-30 years, referred to Kırıkkale University, Faculty of Dentistry, Department of Oral and Maxillofacial Radiology between January-June 2014 for routine dental examination. Surveys that include identity information, smoking history, the Berlin Questionnaire and the Epworth Sleepiness Scale were filled with the patients. According to their answers 25 patients were determined as low risk and 25 were determined as high risk. Cone-beam computed tomography images were obtained for radiological examinations. Results: There were significant differences between risk groups for Epworth score and smoking ratio. Whereas, no differences were found for the prevalence of anatomical variations and pathologies on sino-nasal region except for mucosal thickening in maxillary sinuses. Conclusion: Anatomical variations and pathologies on sino-nasal region should not be considered as a primary risk factor for Obstructive Sleep Apnea. Nasal surgery should only be performed on specific cases
Kaynak
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi DergisiCilt
25Sayı
2Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpneE5qUTFOUT09https://hdl.handle.net/20.500.12587/13226