Antalya ilinde yaşayan köpeklerin Leishmaniasis yönünden araştırılması
Özet
Visseral leishmaniasis, Leishmania infantum tarafından oluşturulan, tüm coğrafyalarda yaygın olarak saptanılan, zoonoz karakterli, protozoer bir hastalıktır. Bu parazitin bulaşmasında köpek, tilki, çakal ve canidae ailesine bağlı diğer karnivorlar önemli rol oynamaktadır. Hastalık phlebotomus sp. vasıtasıyla konaklar arasında taşınmaktadır. Köpeklerde inkubasyon süresi değişken olup, aylar ya da yıllarca sürebilmektedir. Türkiye'de canine visseral leishmaniasis için çeşitli araştırıcılar tarafından farklı illerde değişik oranlarda (%3-%36) seropozitiflik bildirilmiştir. Akdeniz havzası içerisinde yapılan bir çalışmada ise %37 seroprevalans saptanmıştır. Leishmaniasisli köpekte en sık görülen klinik belirtiler kaşeksi, iştahsızlık, çevreye karşı ilgisizlik, keratokonjunktivitis, kaslarda güçsüzlük, karaciğer büyümesi, tırnaklarda uzama, deri bütünlüğünün bozulması ve lenfadenopatidir. Etiyolojik teşhis için en sık kullanılan yöntem serolojik metotlardır. Mancianti ve Meciani, serolojik teşhiste IFAT'ın duyarlılık ve spesifitesinin %100'e yakın bir test olduğunu bildirmişlerdir. Aynı zamanda teşhis, klinik muayene, etkenin kemik iliği, dalak, lenf yumrusu ya da deri biyopsisinde görülmesiyle de yapılabilmektedir. İnsanlarda ve köpeklerde leishmaniasisin tedavisinde son yıllarda; sodium stibogluconate, meglumine antimoniate, pentamidine, amphotericine B, allopurinol, ambisome ve ketaconazole sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışma Antalya İli'nde köpeklerde visceral leishmaniasis hastalığının hızlı test kiti ile tespiti ve prevelansının saptanması amaçlanmıştır. Çalışmanın materyalini Antalya İl sınırları içerisinde yaşayan 100 adet çeşitli yaşlı, farklı ırk ve cinsiyetlerdeki köpekler oluşturdu. Kan örnekleri izine tabi olarak toplandı. Çalışmaya alınan kan materyalleri prosedürüne uygun hızlı test kitleri ile bakıldı ve çıkan sonuç not edildi. Çalışmada, materyallerin usulune uygun işlemleri yapıldıktan sonra hastalık yönünden pozitif bulunan köpeklerin kanları EDTA' lı tüplere alındı ve tam kan sayımı yapıldı. Pozitif içerisinde bulunan kan değerleri ve negatif bulunan köpeklerin kan değerleri arasındaki ilişki istatiksel olarak değerlendirildi. Bu çalışma ile sokak köpeklerinde Antalya İl'inde CanVL seroprevalansı saptandı (%28). Bu çalışmanın sonucunda elde edilen verilerin insan ve köpekle ilgili daha ileri çalışmalara referans olarak kullanılabileceği düşünülmüştür. Türkiye'de, veteriner hekim ve insan hekimleri için hastalık hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmanın sonuçları ile bölgede gerekli koruma, önlemlerin alınması sağlanıcağı düşünmekteyiz. Canine Visceral Leishmaniasis 'in zoonoz bir hastalık olması dolayısıyla insan sağlığı için potansiyel bir risk olduğu ve gerek tedavi gerekse hayvan kayıpları yönünden önemli ekonomik kayıplara neden olabileceği gerçeğini göz önüne alındığında, klinik belirti gösteren ve göstermeyen köpek populasyonlarını ve insanları tespit etmek için düzenli olarak seroprevalans çalışmaları yapılması gerktiği düşünülmektedir. Visceral leishmaniasis is a protozoan disease characterized by zoonosis, commonly found in the world, created by Leishmania infantum. Dog, fox, jackal and other carnivorous animals belonging to the Canidae family play an important role in the transmission of this parasite. The disease is transported through mosquitoes through mosquitoes. The incubation period in dogs is variable and may last for months or years. Seropositivity of canine visceral leishmaniasis in different ratios (3% -36%) has been reported by various investigators in Turkey. In a study conducted in the Mediterranean basin, seroprevalence of 37% was determined. The most common clinical manifestations in leishmaniasis dogs are cachexia, loss of appetite, irrelevance to the environment, keratoconjunctivitis, muscle weakness, liver enlargement, prolongation of nails, deterioration of skin integrity and lymphadenopathy. Serologic methods are the most commonly used method for etiologic diagnosis. Mancianti and Meciani reported that sensitivity and specificity of IFAT is close to 100% in serological diagnosis. At the same time, the diagnosis can also be made by clinical examination, by the fact that the agent is seen in bone marrow, spleen, lymphatic lining or skin biopsy. 8 In recent years in the treatment of leishmaniasis in humans and dogs; Sodium stibogluconate, meglumine antimony, pentamidine, amphotericin B, allopurinol, ambisome and ketaconazole are frequently used. This study aimed to determine the prevalence of visceral leishmaniasis in dogs in Antalya province. The material of the study consisted of 100 different elderly, dogs of different races and sexes living in the borders of Antalya province. In the study, blood samples were collected as a result of the surveillance. Blood tests were performed with fast test kits suitable for the blood material to be studied and the result was noted. The clinical signs of the dogs that were positive after the blood examination were noted and a complete blood count was performed. In the study, the blood samples of dogs positive for the disease after the appropriate procedures of the materials were taken, and the blood values of positive and negative dogs were evaluated by a statistical study. In this study, we found the CanVL seroprevalence in the province of Antalya in street dogs (28%). The result of this study is thought to be used as a reference for further study of the human and the dog. Information for illness in Turkey, veterinarians and people. We need to think about the need to take precautions. If we consider the fact that CanVL is a potential risk to human health and may cause significant economic loss, try to work out the correct level of seroprevalence to identify people and populations of symptomatic and asymptomatic dogs.