İskeletsel maloklüzyonlarda 3-D konik ışınlı bilgisayarlı tomografi kullanarak maksimum ısırma kuvveti ve çiğneme kası aktivitesinin elektromiyografi ile değerlendirilmesi
Özet
Kraniofasiyal yapıdaki büyüme ve gelişimi yönlendiren mekanizmaların ayrıntılı bir şekilde araştırılması; kraniofasiyal deformitelerin ortaya çıkış nedenlerinin tam olarak anlaşılması açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı farklı iskeletsel maloklüzyon gruplarına göre masseter kas hacmi, aktivitesi ve maksimum ısırma kuvvetinin değerlendirmesidir. Çalışmamız, Kırıkkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı ve Ortodonti Anabilim Dalı'na tedavi için başvuran ve Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi görüntülemesi için kliniğimize yönlendirilen, 18-30 yaş aralığındaki 60 genç erişkin hasta ile yapıldı. Hastaların sistemik anamnez bilgileri, travma öyküsü ve en son diş tedavisi zamanını sorgulayan hasta bilgi formu dolduruldu. Radyolojik ölçümler için hastalardan konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) görüntüleri alındı. Yüzeyel elektromiyografi (sEMG) ile masseter kas aktivitesi ve kuvvet ölçüm sensörü ile ısırma kuvveti ölçüldü. Deneklerin sagittal yön sınıflamasına göre gruplar arasında sadece EMG ölçümlerinde fark bulundu. Deneklerin vertikal yön grupları ile kas hacmi ve ısırma kuvvetinde anlamlı sonuç bulunurken EMG değerlerinde anlamlı fark bulunmadı. Isırma kuvveti ve EMG arasında korelasyon bulunurken kas hacmi ile diğerleri arasında korelasyon bulunmadı. Çalışma sonucunda iskeletsel sagittal yön sınıflamasına göre oluşturulan gruplar ile EMG arasında anlamlı ilişki olması tanıda yardımcı yöntem olarak kullanılabilir olduğugörülebilir şeklinde yorumlandı. Vertikal yön grupları ile kas hacmi ve ısırma kuvveti arasında anlamlı sonuç bulunması kas hacmi ve ısırma kuvveti ölçümünün her ne kadar bize yardımcı tanı aracı olarak kullanılabilir olduğunu gösterse de vertikal yön gruplarının sayıca eşit dağıtılmamış olması kullanılmasının güvenilir olmadığını gösterir. İskeletsel maloklüzyonların EMG, ısırma kuvveti, kas hacmi ile ilişkileri daha büyük çalışma grupları ile araştırılmalıdır. Kas hacmi, EMG ve ısırma kuvveti IX arasında anlamlı sonuç olmaması güvenirliği tartışmalı hale getirmiş ve nedeninin KIBT'ın yumuşak doku görüntülemesinde yetersiz kalması olarak değerlendirilmiştir. A detailed investigation of mechanisms that guide the growth and development of the craniofacial structure is crucial for a complete understanding of the origin of craniofacial deformities. The aim of this study is to assess masseter muscle volume and activity, and maximum bite force depending on different skeletal malocclusion groups. The study was conducted with 60 young adult patients between the ages of 18 and 30. Study sample consisted of those who applied to the Department of Maxillofacial Surgery and Department of Orthodontics of the Faculty of Dentistry of Kırıkkale University for treatment and those who were referred to our clinic for conical beam computed tomography imaging. A patient information form containing information on patients' systematic anamnesis, trauma stories and latest dental treatment was filled out. Radiological measurements were made using conical beam computed tomography (CBCT) images. Masseter muscle activity was measured using superficial electromyography (sEMG) and bite force was measured using force measurement sensor. There is a statistically significant difference only in EMG measurements between groups determined using sagittal direction classification. There is a statistically significant difference in muscle volume and bite force, however, no statistically significant difference in EMG values between vertical directional groups. There is a correlation between bite force and EMG values while there is no correlation between muscle volume and others. Statistically significant relationship between groups determined using sagittal direction classification and EMG indicates that sagittal direction classification can be used as an auxiliary method for diagnosis. Although statistically significant relationship between vertical directional groups and muscle volume and bite force shows us that muscle volume and bite force can be used as an auxiliary diagnostic tool, the fact that vertical directional groups are unevenly distributed shows that they are not reliable diagnostic tools. The relationship between skeletal malocclusions and EMG, bite force and muscle volume should be further investigated using larger sample sizes. The fact that there is no correlation between muscle volume and EMG and bite force shows that CBCT is not reliable, which can be attributed to the inadequacy of CBCT in soft tissue imaging.