Son yıllarda geliştirilen biyomateryallerin süt dişi vital amputasyon tedavisindeki başarılarının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi
Özet
Çalışmamızın amacı; süt dişi vital amputasyon tedavilerinde; ProRoot MTA ile NeoMTA Plus'ın klinik ve radyografik başarılarının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesidir. Çalışmamıza yaşları 4-9 arasında değişen, toplam 60 hastada (33 kız, 27 erkek), 72 süt mandibular 2. azı dişi dahil edildi. Hastalar, kullanılacak materyale göre rastgele 2 gruba ayrıldı. Enfekte olduğu düşünülen koronal pulpanın kaldırılmasının ardından salin solüsyon ve steril pamuk peletlerle primer hemostaz sağlanarak ProRoot MTA ve NeoMTA Plus uygulandı. Tedavisi tamamlanan dişler 3, 6 ve 12. aylarda kontrollere çağırılarak klinik ve radyografik değerlendirmeleri yapıldı. Çalışmada takip süresi sonunda elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirmeleri için, Ki-kare testi, Fisher's Exact testi, Mann-Whitney U testi ve Cochran's Q testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. 12 aylık takip periyodunun sonunda ProRoot MTA ve NeoMTA Plus grubunun klinik başarı oranları her iki grup için de %100 bulunurken radyografik başarı oranları sırasıyla %78.1 ve %83.9 olarak bulundu. ProRoot MTA ve NeoMTA Plus'ın klinik ve radyografik başarı oranları karşılaştırıldığında, aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamadı (p>0.05). Ayrıca iki grup arasında oluşan dentin köprüsünün miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamış (p>0.05), ancak NeoMTA Plus grubunda dentin köprüsü oluşumunun daha uzun süre devam ettiği gözlenmiştir. Çalışmamızda klinik ve radyografik değerlendirmeler ışığında; süt dişi amputasyon tedavilerinde NeoMTA Plus'ın en az diğer ProRoot MTA kadar başarılı olduğu ve NeoMTA Plus'ın avantajları göz önüne alındığında süt dişi amputasyon tedavilerinde ProRoot MTA'ya bir alternatif olarak kullanılabileceği sonucuna varılabilir. The objective of the present study is the comparative evaluation of the clinical and radiographical success of ProRoot MTA and NeoMTA Plus when used for pulpotomy in primary molars. 72 mandibular second primary molar teeth in 60 children (33 female, 27 male) aged 4-9 years with were included in the study. Patients were randomly divided into 2 groups according to the material to be used. After removing the coronal pulp, which was thought to be infected, primary hemostasis was achieved with saline solution and sterile cotton pellets, and ProRoot MTA and NeoMTA Plus were applied. Following pulpotomy treatments, patients were followed-up at 3rd, 6th and 12th months and teeth were examined clinically and radiographically. For the statistical analysis of obtained data; Chi-square test, Fisher's Exact test, Mann-Whitney U test and Cochran's Q test were used. p<0.05 was considered statistically significant. At the end of the 12-month follow-up period, the clinical success rates of ProRoot MTA group and NeoMTA Plus group were 100% for both groups, while radiographic success rates were 78.1% and 83.9%, respectively. There was no statistically significant difference between the clinical and radiographic success rates of ProRoot MTA and NeoMTA Plus (p> 0.05). In addition, no statistically significant difference was found between the two groups in terms of the amount of dentine bridge (p> 0.05), but it was observed that dentin bridge formation continued longer in the NeoMTA Plus group. In the light of clinical and radiographic evaluations in our study; it can be concluded that NeoMTA Plus is at least as successful as ProRoot MTA in pulpotomies in primary teeth and can be used as an alternative in pulpotomies in primary teeth, considering the advantages of NeoMTA Plus