Süt dişi sınıf II restorasyonlarda bir cam hibrit ve bir kompomer materyalin klinik başarısının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi
Özet
Çalışmamızın amacı, bir cam hibrit materyal (Equia Forte, GC Corporation, Tokyo, Japan) ile bir kompomer materyalin (Dyract XP, Dentsply Sirona, Konstanz, Germany) süt dişi sınıf II restorasyonlardaki başarısının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesidir. Çalışmamız yaşları 5-9 arasında değişen, süt molar dişlerinde dentin iç yarısı ile sınırlı arayüz çürüklerine sahip olan hastalar üzerinde, split mouth dizayn kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya dahil edilme kriterlerine sahip 50 hastada 100 diş, restoratif materyaller ile restore edilerek 1., 6. ve 12. aylarda Modifiye USPHS klinik değerlendirme kriterlerine göre klinik olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için; Ki-Kare testi, Fisher's Exact testi, Cohran's Q testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir. Takip periyodunun sonunda cam hibrit materyal ve kompomer materyal gruplarının klinik başarı oranları sırası ile %90 ve %100, genel başarı oranları sırası ile %86 ve %96 olarak saptanmıştır. Cam hibrit materyal ve kompomer materyalin genel başarı oranları karşılaştırıldığında, aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Grup içi değerlendirmede cam hibrit materyal grubunda aylara göre klinik başarının dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir (p=0,002). Kompomer materyal grubunda aylara göre klinik başarının dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Çalışmamızda 12 aylık klinik takip sonucu elde edilen veriler doğrultusunda, cam hibrit materyalin süt dişi sınıf II kavitelerde kabul edilebilir sonuçlar sergilediği gözlemlenmiş, çocuk diş hekimliğinde alternatif bir materyal olabileceği sonucuna varılmıştır. The purpose of our study is to compare success of a glass hybrid material (Equia Forte, GC Corporation, Tokyo, Japan) and a compomer material (Dyract XP, Dentsply Sirona, Konstanz, Germany) in primary teeth class II restorations. In our study, a split mouth design was carried out on pediatric patients, aged 5-9 years, who had approximal caries limited to the inner half of dentin on their primary molar teeth. 100 teeth of 50 patients met the inclusion criteria were restored with restorative materials and evaluated clinically at the 1st, 6th and 12th months according to the modified USPHS clinical evaluation criteria. For the examination analysis obtained in the study, Chi-Square test, Fisher's Exact test, Cohran's Q test were used. Statistical significance level was accepted as p <0,05. At the end of the follow-up period, clinical success rates of glass hybrid material and compomer material groups were 90% and 100% and overall success rates were 86% and 96%, respectively. When the total success rates of glass hybrid material and compomer material were compared, there was no statistically significant difference between them (p>0,05). In the in-group evaluation, a statistically significant difference was found between the distribution of clinic success in the glass hybrid material group by months (p = 0.002). In the compomer material group, there was no statistically significant difference between the distribution of clinic success by months (p>0,05). In our study, in line with the data obtained from 12-month clinical and follow-up, it was concluded that glass hybrid material exhibits acceptable results on primary teeth class II cavities and can be a suitable alternative material in pediatric dentistry.