Farklı irrigasyon aktivasyon yöntemleriyle kullanılan EDTA, sitrik asit ve etidronik asit'in kalsiyum hidroksit uzaklaştırma ve dentin erozyonu üzerine etkisi
Özet
Bu çalışmanın amacı; açık apeks simülasyonu yapılan dişlerde EDTA, sitrik asit ve etidronik asit şelasyon ajanlarının, farklı irrigasyon aktivasyon yöntemleriyle kombinasyonunun kök kanallarından kalsiyum hidroksit uzaklaştırma etkinliğinin ve kök kanal dentininde oluşan erozyonun taramalı elektron mikroskopu (SEM) aracılığıyla değerlendirilmesidir. Bu çalışmada 85 adet periodontal sebeplerle çekilmiş tek köklü ve tek kanallı insan dişleri kullanıldı. Kök boyları apeksten itibaren 13 mm boyutunda standardize edildi. 100# no'lu el eğesi kök ucundan 1 mm taşacak şekilde preparasyon yapılarak açık apeks formu elde edildi. Tüm kök segmentlerine %1.5 NaOCl (20 ml/5 dk) irrigasyonu yapılarak, 4 diş kontrol grubu olarak ayrıldı. Kalan 81 diş kullanılan şelasyon ajanına (%17 EDTA, %10 SA ve %9 HEBP) göre 3 ana gruba ve aktivasyon şekline (geleneksel şırınga irrigasyonu, devamlı ultrasonik aktivasyon, Er: YAG lazer/PIPS aktivasyonu) göre 3 alt gruba ayrıldı. Tüm gruplara Ca(OH)2 yerleştirilip, 4 hafta sonra ilgili şelasyon ve irrigasyon aktivasyon tekniği kullanılarak uzaklaştırıldı. Bukko-lingual olarak ikiye ayrılan kök segmentlerinin apikal, orta ve koronal bölümlerinden taramalı elektron mikroskopuyla X2500 büyütmede alınan görüntülerle kanallarda kalan Ca(OH)2 miktarı ve X5000 büyütmede alınan görüntülerle dentin erozyonu değerlendirildi. Şelasyon ajanları arasında Ca(OH)2 uzaklaştırma bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). İrrigasyon teknikleri arasında Ca(OH)2 uzaklaştırma bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken (p<0,05), kök kanallarından uzaklaştırılamayan Ca(OH)2 miktarı en fazla geleneksel şırınga irrigasyonu (GŞİ) tekniğinde gözlendi. PUİ ve PIPS aktivasyon teknikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Kesit seviyeleri arasında Ca(OH)2 uzaklaştırma bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken (p<0,05), kök kanallarından uzaklaştırılamayan Ca(OH)2 miktarı en fazla apikal kesitte en az orta kesitte gözlendi. Şelasyon ajanları arasında erozyon oluşumu bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). İrrigasyon teknikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken (p<0,05), dentin duvarlarında oluşan erozyon miktarı en fazla PIPS aktivasyon tekniğinde, en az GŞİ tekniğinde gözlendi. Kesit seviyeleri arasında erozyon oluşumu bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken (p<0,05), dentin duvarlarında oluşan erozyon miktarı en fazla orta kesitte, en az apikal kesitte gözlendi. Çalışmada PUİ ve PIPS aktivasyon tekniklerinin, kök kanallarından Ca(OH)2 uzaklaştırmada GŞİ tekniğine göre daha etkili olduğu ancak dentin erozyonuna yol açabildiği gözlendi. Anahtar Kelimeler: dentin erozyonu, kalsiyum hidroksit, irrigasyon aktivasyonu, PIPS, PUİ, The aim of this study is to evaluate the effectiveness of the combination of EDTA, citric acid and etidronic acid chelating agents with different irrigation activation methods in removing calcium hydroxide from root canals and the erosion of root canal dentin by scanning electron microscopy (SEM) in teeth with open apex simulation. In this study, 85 single-rooted and single-canal human teeth extracted for periodontal reasons were used. Root lengths were standardized as 13 mm from the apex. An open apex form was obtained by preparing the hand file no. 100 so that it protrudes 1 mm from the root tip. All root segments were irrigated with 1.5% NaOCl (20 ml/5 min) and 4 teeth were separated as the control group. The remaining 81 teeth were divided into 3 main groups according to the chelation agent used (17% EDTA, 10% CA and 9% HEBP) and 3 subgroups according to the activation method (traditional syringe irrigation, continuous ultrasonic activation, Er: YAG laser/PIPS activation). Ca(OH)2 was placed in all groups and removed 4 weeks later using the relevant chelation and irrigation activation technique The amount of Ca(OH)2 remaining in the canals was evaluated with images taken at x2500 magnification and dentin erosion was evaluated with images taken at x5000 magnification with a scanning electron microscope from the apical, middle and coronal parts of the root fragments divided into 2 bucco-lingually. There was no statistically significant difference between chelation agents in terms of Ca(OH)2 removal (p>0.05). While there was a statistically significant difference between irrigation techniques in Ca(OH)2 removal (p<0.05), the highest amount of Ca(OH)2 that could not be removed from the root canals was observed in the conventional syringe irrigation (CSI) technique. There was no statistically significant difference between PUI and PIPS activation techniques (p>0.05). While there was a statistically significant difference between section levels in Ca(OH)2 removal (p<0.05), the highest amount of Ca(OH)2 that could not be removed from the root canals was observed in the apical section and least amount was observed in the middle section. There was no statistically significant difference between chelation agents in terms of erosion formation (p>0.05). While there was a statistically significant difference between irrigation techniques (p<0.05), the highest amount of erosion was observed in the PIPS activation technique and the least amount was observed in the CSI technique. While there was a statistically significant difference in terms of erosion formation between the section levels (p<0.05), the highest amount of erosion was observed in the middle section and the least amount was observed in the apical section. In the study, it was observed that PUI and PIPS activation techniques were more effective than CSI technique in removing Ca(OH)2 from root canals, and these activation techniques could lead to dentin erosion. Keywords: dentin erosion, calcium hydroxide, irrigation activation, PIPS, PUI
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=qVqOZFj2DwNmvdf1oGFYiKahleRWD4oFYM3b7WHNslKKxjuXt96iTHVfgX7tjVMEhttps://hdl.handle.net/20.500.12587/18605