COVID-19 pandemisinde ilk kısıtlama dönemi ile birinci normalleşmeye geçiş dönemi arasında üçüncü basamak acil servise başvuran hastaların demografik analizi
Özet
Giriş ve Amaç: Şiddetli Akut Solunum Sendromu Koronavirüsü 2 ya da bilinen popüler adıyla 2019 Koronavirüs Hastalığı virüsü ortaya çıktığı Çin'in Wuhan kentinden tüm dünyaya yayılmış ve küresel bir tehdit haline gelmiştir. Ülkeler ve toplumlar, pandemi veya diğer afetler karşısında çoğu zaman hazırlıksız olup, özellikle başlangıçta organizasyon problemleri yaşamakta ve sağlık sistemi, özellikle de acil servisler bu durumdan olumsuz yönde etkilenmektedir. Erken pandemi süreci olarak isimlendirdiğimiz, pandemi döneminin yaklaşık olarak ilk üç ayını kapsayan süreçte, acil servislere başvuran hastaların analizi pandemi sürecinin oluşturduğu erken dönem etkilerin belirlenip en etkin acil tıp işleyiş planlamalarının yapılarak kalitenin arttırılması açısından büyük önem taşır. Bu çalışmanın amacı, ülkemizde ilk vakanın görüldüğü tarihten, normalleşme sürecinin başladığı ilk güne kadarki süreçte acil servise başvuran hastaları analiz edilerek, alınan farklı kısıtlama kararlarının acil hasta karakteristiği ve demografik verileri üzerine etkilerini araştırmak ve benzer süreçlerin yaşanması durumunda yapılması gereken hazırlık ve planlamalar konusunda yol gösterici bilgiler elde etmektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 11.03.2020 ile 01.06.2020 tarihleri arasında Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisine başvuran hastalar üzerinde retrospektif olarak yapıldı. Bu dönem içerisinde pandemi ile ilgili alınan kritik kısıtlama kararlarına ait tarihler belirlenerek, hastalar başvuru zamanlarına göre dört farklı döneme ayrıldı. Dönem-I: 11 Mart – 21 Mart tarihleri arası, Dönem-II: 21 Mart – 3 Nisan tarihleri arası, Dönem-III: 3 Nisan – 4 Mayıs tarihleri arası ve Dönem-IV: 4 Mayıs – 1 Haziran arası dönemleri kapsıyordu. Tüm hastaların yaş, cinsiyet, hastaneye başvuru şekilleri, triaj kategorileri, travma özellikleri, konsültasyon istenen birimler, tanı dağılımları ve hastaneye yatırılma veya taburculuk bilgileri kaydedildi. Triaj kategorileri Kanada Triaj kurallarına göre 5 farklı kategoride sınıflandırıldı. Elde edilen veriler SPSS 22.0 programı ile değerlendirildi ve p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışma süresi içinde acil servise 6507 hastanın başvurduğu saptandı. Dönem-I, n=1111; Dönem-II, n=723; Dönem-III, n=2231 ve Dönem-IV, n=2442 hastadan oluşuyordu. Tüm hastaların yaş ortalaması 42.0±21.58 (aralık: 1-108)/ yıl idi. Dönem-I'in yaş ortalaması diğer dönemlere göre anlamlı olarak daha düşüktü (p<0.001). Cinsiyet bakımından dönemler arası farklılık saptanmadı. Hasta başvuru sayısı 78.39±28.46 /gün iken, bunların %8.4'ü ambulansla, %91.6'sı ise ayaktan başvurmuştu. Dönem-IV'teki hastaların Ambulansla hastaneye başvuru oranı diğer dönemlerden anlamlı olarak daha fazlaydı (sırasıyla p<0.001; <0.001; 0.001). Dönem-I'de Triyaj-5 kategorisindeki hasta sayısı diğer dönemlerden anlamlı olarak daha fazlaydı (sırasıyla p=0.043; <0.001; <0.001). Tüm hastaların %14.9'unu ise Enfeksiyon hastalıkları acilleri oluşturmakta iken, %17.3'ünü travma hastaları oluşturuyordu. En fazla travma hastası Dönem-IV'te (%19.1), en az Dönem-II'de (%12.6) idi. Travma hastalarının %36.7'sini basit travmalar oluşturmakta iken, bunu sırasıyla düşmeler (%31.5) ve kesici-delici alet yaralanmaları (%17.6) takip ediyordu. Dönem-III ve 4'te kesici-delici alet yaralanması, darp ve ateşli silah yaralanması oranındaki artış dikkat çekiciydi. Tüm hastaların %85.2'si taburcu edilirken, %14.8'i ise yatırılarak tedavi edildi. Dönem-I'de yatırılarak tedavi edilen hastaların oranı, diğer dönemlere göre anlamlı olarak daha düşüktü (sırasıyla p<0.001; <0.001; <0.001). Günlük ortalama konsültasyon sayısı en fazla Kadın hastalıkları ve Doğum kliniğinde (%16.6) iken, bunu sırasıyla Dahiliye (%14.2) ve Kardiyoloji (%10.6) takip ediyordu. Dönem-III (%37.6) ve Dönem-IV (%39.0)'te günlük ortalama konsültasyon sayısı daha yüksekti. Günlük ortalama yatış sayısı en fazla Dahiliye kliniğine (%24.5) iken, bunu sırasıyla Kadın hastalıkları ve Doğum (%15.0) ve Kardiyoloji (%11.2) takip ediyordu. Sonuçlar: Pandemi süreci ilerledikçe ambulansla yapılan başvuruların oranının artmış, travma olgularını karakteristiği değişmişti. Gebe hastaların (Doğum eylemi ve diğer gebeliğe ait patolojiler) hastaneye başvurusu pandemide dahi devam etmişti. Kardiyak şikayetlerle başvuran hastaların yönetimi sadece alınan kısıtlama karalarıyla değil, aynı zamanda ilgili derneklerin kararlarından da etkilenmektedir. Anahtar Kelimeler: Acil servis, COVID-19, Pandemi Aim: After its first known case was identified in China's Wuhan city, SARS-CoV-2 or popularly known as COVID-19, rapidly spread across the world and grew into a global threat. Countries and societies are often caught off guard and struggle to respond to pandemics or natural disasters, severely impacting healthcare services, particularly emergency medical services. In the period that we call the early pandemic phase, which is approximately the first three months of the pandemic period, the analysis of the patients who applied to the emergency services is of great importance in terms of increasing the quality by determining the early effects of the pandemic and making the most effective emergency medicine operation plans. The aim of the study is to analyze the patients who applied to the emergency department in this period, to investigate the effects of different restraint decisions on the emergency patient characteristics and demographics, and to obtain guidance on the preparations and planning that should be done in case of similar processes. Material and methods: This study was carried out retrospectively on patients who applied to the Emergency Department of Kırıkkale University Faculty of Medicine Hospital between 11.03.2020 and 01.06.2020. During this period, the dates of the critical restriction decisions regarding the pandemic were determined, and the patients were divided into four different periods according to the time of admission. Period-I: Between 11 March and 21 March, Period-II: Between 21 March and 3 April, Period-III: Between 3 April and 4 May, and Period-IV: between 4 May and 1 June. All patients' age, gender, triage categories, trauma characteristics, consultations, diagnosis, and hospitalization or discharge information were recorded. Triage categories were classified in 5 different categories according to Canadian Triage rules. The obtained data were evaluated with the SPSS 22.0 program and the p<0.05 value was considered statistically significant. Findings: It was determined that 6507 patients applied to the emergency department during the study period. Period-I, n=1111; Period-II, n=723; Period-III consisted of n=2231 and Period-IV consisted of n=2442 patients. The mean age of all patients was 42.0±21.58 (range: 1-108)/year. The mean age of Period-I was significantly lower than the other periods (p<0.001). There was no difference between the periods in terms of gender. While the number of patient admissions was 78.39±28.46/day, 8.4% of them brought by ambulance and 91.6% of them were outpatients. Ambulance admission rate of patients in period-IV was significantly higher than in other periods (p<0.001; <0.001; 0.001, respectively). In Period-I, the number of patients in the Triage-5 category was significantly higher than in other periods (p=0.043; <0.001; <0.001, respectively). While 14.9% of all patients were infectious diseases emergencies, 17.3% were trauma patients. The highest number of trauma patients were in Period-IV (19.1%) and the least in Period-II (12.6%). Simple traumas constituted 36.7% of the trauma patients, followed by falls (31.5%) and stab wounds (17.6%), respectively. The increase in the rate of stab wounds, assaults and gunshot wounds in Periods III and 4 was remarkable. While 85.2% of all patients were discharged, 14.8% were hospitalized. The proportion of hospitalized patients in period-I was significantly lower than in other periods (p<0.001; <0.001; <0.001, respectively). The average number of consultations per day was highest in Gynecology and Obstetrics (16.6%), followed by Internal Medicine (14.2%) and Cardiology (10.6%), respectively. The mean number of consultations per day was higher in Period-III (37.6%) and Period-IV (39.0%). While the average number of hospitalizations per day was the Internal Medicine clinic (24.5%), it was followed by Gynecology and Obstetrics (15.0%) and Cardiology (11.2%), respectively. Conclusion: As the pandemic progressed, the rate of applications made by ambulance increased and the characteristics of trauma cases changed. Even in the pandemic, the admission of pregnant patients (delivery and other pregnancy-related pathologies) to the hospital continued. The management of patients presenting with cardiac complaints is affected not only by the restraint decisions taken, but also by the decisions of the relevant associations. Keywords: Emergency service, COVID-19, Pandemic
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=CG8WvdvvxJP04Unr7Yecf22Danf_obtbAJZINUO3hmiCZLnYvEG3Qa5pRYeS7K33https://hdl.handle.net/20.500.12587/18620