Künt toraks travması nedeniyle üçüncü basamak bir travma merkezine başvuran hastalarda sternum kırığı
Özet
Günümüzde gelişen teknoloji, küreselleşen dünya ve artan nüfus sonucunda motorlu taşıt kullanımının artması veşehirlerarasıseyahatlerin yaygınlaşması nedeniyle gelişen trafik kazaları sebebiyle toraks travmalarında artış gözlemlenmektedir. Ülkemizde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 78. Maddesi gereğince emniyet kemeri kullanım zorunluluğu getirilmesi sonucunda kullanım sıklığının artması ve acil servislerde görüntüleme yöntemlerinden bilgisayarlı tomografinin (BT) yaygın kullanımı sonucu sternum kırığı tespit etme oranları artmıştır. Sternum kırığında eşlik eden patolojilerin varlığı hastanede yatış süresini ve mortaliteyi artırmaktadır. Bu çalışmada hastanemiz acil servisine izole veya kombine toraks travması nedeniyle başvuran ve yüksek enerjili travmaöyküsü sebebiyle Toraks BT istenen 2131 hasta retrospektif olarak incelendi. Toraks BT'sinde sternum kırığı tespit edilen 230 hasta çalışmaya dâhil edildi. Hastalar yaş, cinsiyet, travma mekanizması, yatış süreleri,travma şiddeti skorları (injury severity score, ISS), eşlik eden patolojiler, kırık lokalizasyonu, kırığın ayrışma oranı ve retrosternal hematom varlığı açısından incelendi. Çalışmaya dâhil edilen hastaların 145'i erkek (%63), 85'i kadın (%37) idi. Hastaların minimum yaşı 18, maksimum 84 idi. Hastaların ortalama yaşı erkeklerde 46,39 ± 16,73 yıl, kadınlarda 51,98 ± 17,26 yıl olarak hesaplandı. Hastalarımızın 217'ü (%94,3) sağ kalmış olup, 13'ü (%5,7) hayatını kaybetti. İzole sternum kırığı bulunan ve emniyet kemeri takılı olduğunu beyan eden hastalarda mortalite izlenmezken hayatını kaybeden hastaların büyük çoğunluğunda eşlik eden kaburga kırığı (10/13) ve intrakranial yaralanma (10/13)olduğu görüldü.Sternum kırıklarının %82,2'si araç içi trafik kazası sonucu oluştu. Hastaların hastanede ortalama yatış süresi 5,53±12,11 gündü. Sternum kırıkları en sık sternum korpusunda olup non deplase kırık şeklinde izlendi. Yirmi üç hastada retsosternal hematom tespit edildi. Sternum kırık lokalizasyonu ve travma mekanizması ile retrosternal hematom arasında ilişki saptanmadı. Sternum kırığı saptanan toraks travmalarında eşlik eden torasik yaralanma olarak en sık kaburgakırıkları ve akciğer kontüzyonu görüldü. Eşlik eden toraks dışı yaralanma olarak en sık vertebra kırığı ve intrakranial yaralanma görüldü. Sonuç olarak tomografik görüntülemelerin künt toraks travmasında yüksek oranda kullanılmasıyla birlikte sternum kırığının insidansında artış gözlemlenmektedir. Sternum kırığına eşlik eden patolojilerin varlığı, mortaliteyi artırıcı yönde etken olması sebebiyle önemlidir. Anahtar Kelimeler: Toraks travması, sternum kırığı, künt As a result of the developing technology, the globalizing world and the increasing population today, an increase in thoracic traumas is observed due to traffic accidents that have developed due to the increase in the use of motor vehicles and the spread of intercity travel.Article 78 of the Road Traffic Law No. 2918 in our country. As a result of the introduction of the requirement to use a seat belt in accordance with the article, the incidence of sternum fracture has increased as a result of the increase in the frequency of its use and the widespread use of computed tomography (CT) as one of the imaging methods in emergency departments.The presence of concomitant pathologies in the fracture of the sternum increases the duration of hospitalization and mortality. In this study, 2131 patients who were admitted to the emergency department of our hospital due to isolated or combined thoracic trauma and required Thoracic CT due to a history of high-energy trauma were retrospectively examined. 230 patients with a sternum fracture detected on thoracic CT were included in the study.The patients were examined for age, gender, mechanism of trauma, length of hospitalization, injury severity score (ISS), concomitant pathologies, fracture localization, fracture dissociation rate and presence of retrosternal hematoma. Of the patients included in the study, 145 were male (63%) and 85 were female (37%). The minimum age of the patients was 18 years and the maximum was 84 years. The mean age of the patients was calculated as 46.39 ± 16.73 years for men and 51.98 ± 17.26 years for women. Of our patients, 217 (94.3%) survived and 13 (5.7%) died.Mortality was not observed in patients with isolated sternum fractures and who declared that they were wearing seat belts, while the vast majority of patients who lost their lives had concomitant intracranial injuries (10/13). 82.2% of sternum fractures occurred as a result of in-car traffic accident. The mean hospitalization period of the patients was 5.53±12.11 days. Fractures of the sternum are most common in the sternum corpus and are observed as a non-displaced fracture. retsosternal hematoma was detected in 23 patients. There was no correlation between stern dec fracture localization and trauma mechanism and retrosternal hematoma. Rib fractures and lung contusion were the most common accompanying thoracic injuries in thoracic traumas with sternum fracture. As a concomitant non-thoracic injury, vertebral fractures and intracranial injuries were the most common. As a result, an increase in the incidence of sternum fracture is observed with the high use of tomographic imaging in blunt thoracic trauma. The presence of pathologies accompanying a sternum fracture is important due to the fact that it is a factor in increasing mortality. Keywords: thoracic trauma, sternal fracture, blunt
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=5XiSE4yCP_gmnukpMEp65RFrE6cavDH73bUnawV060VmB1aV18ds5ewaKYHADAlVhttps://hdl.handle.net/20.500.12587/18638