Direkt anterior yaklaşımla ve posterior yaklaşımla uygulanan kalça hemiartroplastisi sonuçlarımızın karşılaştırılması ve prognostik belirteçlerin belirlenmesi
Özet
Kalça kırığı tedavisinde artroplasti, ilk tedavi seçeneği olarak ya da başarısız tespit sonrası ikinci tedavi seçeneği olarak kullanılabilmektedir. Çalışmamız, kırık sonrası direkt anterior yaklaşım ve posterior yaklaşım kullanılarak kalça hemiartroplasti cerrahisi yapılan hastaların sonuçlarını karşılaştırmayı ve prognostik belirteçleri tespit etmeyi hedeflemektedir. Aynı cerrah tarafından kalça kırığı sonrası direkt anterior ve posterior yaklaşımla kalça hemiartroplasti tedavisi uygulanan hastalar retrospektif olarak belirlenmiş olup tarama sonrası uygun kriterleri sağlayan 78 hasta tespit edilmiştir. Her iki karşılaştırma grubuna aynı sayıda hasta dahil edilmiştir. Dahil edilen hastaların demografik özellikleri, ek hastalıkları, uygulanan anestezi yöntemleri ve ameliyat öncesi anestezi skorları tespit edilmiştir. Sonrasında iki grup; ameliyat süresince meydana gelen kanama miktarı, operasyon süresi, postoperatif dönemde kan transfüzyon ihtiyacı, yara yeri akıntı süresi, komplikasyonlar (intraoperatif kırık oluşumu, hematom, dislokasyon, yara yeri enfeksiyonu, sinir hasarı, periprostetik kırık ve revizyon cerrahisi) ve fonksiyonel sonuçlar açısından karşılaştırılmıştır. Çalışmaya dahil edilen her iki gruptaki hastaların demografik özellikleri ve mevcut olan ek hastalıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmemiştir. Hastalar bir yıl boyunca takip edilerek veriler kayıt altına alınmıştır. İntraoperatif kanama miktarının ve postoperatif dönemde yara yeri akıntı süresinin posterior yaklaşım grubunda istatistiksel olarak daha fazla olduğu tespit edildi. Diğer parametrelerde istatistiksel anlamlılık saptanmadı. Postoperatif 1. Yılda elde edilen Harris ve Womac skorları, 1. Ayda elde edilen skorlara göre daha yüksek saptanmasına rağmen her iki cerrahi yaklaşım grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Çalışmamızda, direkt anterior yaklaşımda yumuşak doku hasarının daha az ve yara yeri iyileşmesinin daha hızlı olduğunu tespit edildi. Mevcut literatürdeki çalışmalar da dikkate alındığında kalça hemiartroplasti tedavisinde direkt anterior yaklaşımının olumlu sonuçlar ile ilişkili olabileceğini düşünmekteyiz. In the treatment of hip fracture, arthroplasty can be used as the first treatment option or as a second treatment option after unsuccessful fixation. Our study aims to compare the results of patients who underwent hip hemiarthroplasty surgery using the direct anterior approach and posterior approach after fracture and to determine the prognostic markers. Patients who underwent hip hemiarthroplasty treatment with direct anterior and posterior approach after hip fracture by the same surgeon were determined retrospectively, and 78 patients who met the appropriate criteria after scanning were identified. The same number of patients were included in both comparison groups. Demographic characteristics, comorbidities, applied anesthesia methods and preoperative anesthesia scores of the included patients were determined. Then two groups; The amount of bleeding during the operation, the duration of the operation, the need for blood transfusion in the postoperative period, the duration of wound bleeding, complications (intraoperative fracture formation, hematoma, dislocation, wound infection, nerve damage, periprosthetic fracture and revision surgery) and functional results were compared. No statistically significant difference was found between the demographic characteristics and existing comorbidities of the patients in both groups included in the study. The data were recorded by following the patients for one year. It was determined that the amount of intraoperative bleeding and the duration of postoperative wound discharge were statistically higher in the posterior approach group. No statistical significance was found in other parameters. Although the Harris and Womac scores obtained at postoperative 1st year were higher than the scores obtained at 1 month, no statistically significant difference was found between the two surgical approach groups. In our study, it was determined that soft tissue damage was less and wound healing was faster in the direct anterior approach. Considering the studies in the current literature, we think that the direct anterior approach in the treatment of hip hemiarthroplasty may be associated with positive results.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=kIrIdtdJ31bRgjb6fHvMUefCZ6z0I8sullICIvJW-TqqcVwxRSR-hoWFs3_n-kYehttps://hdl.handle.net/20.500.12587/18653