Yazar "Özer, Güler" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
  • [ X ]
    Öğe
    Adneksiyal kitleyi taklit eden simplastik leiomyom ve MRI: Bir olgu sunumu
    (2003) Bayram, Merih; Özer, Güler
    Amaç: Simplastik leiomyom terimi, orta dereceden ciddi dereceye kadar sitolojik atipi kriterlerini karşılayan hücreleri içeren leiomyomları ifade etmektedir. Simplastik leiomyomlar sarkomla karıştırılabileceğinden tanınması önemlidir. Klinik davranışları sıradan leiomyomlarla benzerdir. Şüphede kalınan pelvik kitlelerin ayırıcı tanısında MRI kullanımı yararlı olabilir. Adneksiyal kitleyi taklit eden simplastik leiomyom olgusu sunuldu ve literatür eşliğinde tartışıldı.
  • Küçük Resim
    Öğe
    The detection of urinal neopterin concentration increases the efficiency of cervical smear in the diagnosis of cervical cancer
    (2004) Bayram, Merih; Boyunaga, Hakan; Diribaş, Kemal; Özer, Güler; Akgül, Emin O.; Erbil, M.Kemal
    OBJECTIVE: To investigate the importance of urinal neopterin detection carried out together with cervical smear test, in the diagnosis of cervical cancer. METHODS: In this study, urine samples were collected from randomly selected vulvovaginitis' women who attended hospital and an independent control group. The participants were classified into two representative sample groups and a control group; 1st Group: 35 women with vulvovaginitis, whose ages varied from 21 to 42 and who had no viral infections, and chronic inflammatory diseases and no smoking habit, but had complaints of vaginal discharge. 2nd Group: 25 women aged between 38-52 with no smoking habit, who applied to hospital with complaints of vaginal discharge, and cervical cancer was diagnosed for them as the result of biopsy, but no associated treatment of cancer had been carried out yet. 3rd Group: A control group with 30 women who aged between 20 and 28, with no smoking habit, and who had not taken part in sexual activities yet. They had no complaints from any type of tumors, and viral infections or chronic inflammatory diseases. Urinalysis was carried out for each group member's urine sample in order to measure the level of neopterin. Neopterin was estimated by HPLC. Some statistical analyses were done by SPSS Windows 10.0 and were analyzed by Oneway Annova test. (p=0.000) Meaningful differences between the groups were determined by Post Hoc Tukey Test. RESULTS: The mathematical results of neopterin levels for the groups revealed that the level of Group 1 was significantly higher than the level of Group 3 (p= 0.0001). When the levels of Group 1 and 2 were compared with each other, a significant difference was determined (p=0.004). Also, the difference in the levels of Group 2 and 3 was found to be significant (p=0.0001). CONCLUSIONS: If the results of this study were not confounded by another factor, then we can deduce that an increment in the level of neopterin may be considered as a risk factor that should warrant further investigation of cervical cancer. Then, the detection of urinal neopterin level as a noninvasive test done together with cervical smear can increase the sensitivity of smear test.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Gestasyonel diabetes mellitus: Herkesi tarayalım mı?
    (2004) Bayram, Merih; Soyer, Canan; Özer, Güler; Sevinç, F. Ceylan
    Amaç: Gestasyonel diabetes mellitus taramasında 50 g oral glukoz testinin gerekliliğinin araştırılması. Çalışmanın Yapıldığı Yer: Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı. Materyal ve Method: Çalışmaya 425 gebe dahil edildi. Bunların 274'Une 50 g oral glukoz tarama testi (OGL), riskli olan 149'una ise 100 g oral glukoz tolerans testi (OGTT) uygulandı. Bulgular: Taranan 274 gebenin 30'unda ( % 10,9) OGL sonucu 140 mg/dl ve üzerinde bulundu. Bunlardan hiç birine uygulanan OGTT'ler ile GDM tanısı konmadı. Risk taşıyan 149 gebeye, OGTT uygulandı. Bu gebelerin 9 (%6) tanesine GDM tanısı kondu. Bizim popülasyonumuzdaGDMinsidansı% 2 olarak tespit edildi. Sonuçlar: Bu çalışma GDM için tüm gebelerin taranmasının gerekli olmadığını göstermektedir. Biz tam saha taraması yerine seçilmiş vakaların taranmasını öneriyoruz.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği'ne başvuran adölesan gebelerin eğitim durumları ve adölesan gebeliğin prevalansı
    (2005) Bayram, Merih; Özer, Güler; Soyer, Canan; Uçar, Banu; Yücer, Gökçen
    Amaç: Bu retrospektif çalışmada, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği'ne başvuran adölesan gebelerin eğitim durumlarını ve adölesan gebeliğin prevalansını inceledik. Materyal ve Metot: Şubat 2001 ile Eylül 2003 tarihleri arasında antenatal takibi yapılan 954 gebe kadına ait kayıtlar incelendi. Sonuçlar: Takip edilen 954 gebe kadının %7.9'unun adofesan yaş grubunda olduğu bulundu. Adölesanların eğitim durumuna geldiğimizde %69.3'ünün ilköğretim mezunu, %26.6'sının lise mezunu olduğu ve %1.3'ünün halen bir yükseköğretim kurumunda eğitim görmekte olduğu tespit edildi. Tartışma: Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği'ne başvuran gebelerde, adölesan gebelik oranı (%7.9) Türkiye genelinden düşük bulunurken, eğitim düzeyi daha yüksek olarak tespit edilmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Menopoz ve hormon replasman tedavisinin serebrovasküler etkisi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2004) Özer, Güler; Bayram, Merih
    ÖZET özer G, Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisinin Serebrovasküler Etkisi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi, Kırıkkale, 2004. Vasküler hastalık tüm dünyada önde gelen mortalite ve morbidite nedenidir. Total plazma homosistein seviyesi, serebrovasküler hastalık için bağımsız bir risk faktörüdür. Bazal plazma homosistein seviyesi, postmenopozal kadınlarda premenopozal kadınlara oranla yüksektir ve postmenopozal dönem artmış inme ve Alzheimer hastalığı riski ile ilişkilidir. Çalışmaların sonuçlarına göre, postmenopozal hormon replasman tedavisinin inme ve Alzheimer hastalığı üzerindeki etkisi kesin değildir. Doğal menopozla birlikte yükselen plazma homosistein seviyeleri, homosistein metabolizması ile estrojen düzeyi arasında ilişki olduğunu düşündürmektedir. Bu çalışmanın amacı; konjuge equine estrojen verilen ratlarm plazma homosistein düzeyleri ve carotis arter histopatolojlsınin plasebo verilen gruba göre farklı olup olmadığım araştırmaktır. Dört haftalık konjuge equine estrojen tedavisi, plazma homosistein seviyelerini düşürmemiş aksine yükseltmiştir ve histopatolojik olarak iki grup arasında fark bulunmamıştır. Hormon replasman tedavisinin homosistein düzeyi, inme ve Alzheimer hastalığı üzerindeki etkilerini araştırmak üzere yeni çalışmalar planlanmalıdır. Elimizdeki veriler hormon replasman tedavisinin inmeden korumadığını aksine iskemik inme riskini artırabileceğini göstermektedir. Günümüzde hormon replasman tedavisi orta ve şiddetli düzeyde vazomotor semptom varlığında, vulvar ve vajinal atrofi tedavisinde, osteoporozdan korunmada kullanılabilir. Anahtar Kelimeler: Hormon replasman tedavisi, konjuge equine estrojen, homosistein, Alzheimer hastalığı, inme.
  • [ X ]
    Öğe
    Prevalence of adolescent pregnancies and educational status of pregnant adolescents admitted to the Kırıkkale University Faculty of Medicine, Department of Gynecology and Obstetrics
    (2005) Bayram, Melih; Özer, Güler; Soyer, Canan; Uçar, Banu; Yücer, Gökçen
    Objective: In this retrospective study, we wanted to determine the prevalence of adolescent pregnancies and educational status of the adolescent pregnant women admitted to the outpatient clinic of Kirikkale University, Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology. Materials and Methods: Records of antenatal follow up of 954 pregnant women between February 2001 and September 2003 were analyzed. Results: Out of 954 pregnant women who were followed up antenatally, 7.9% were in adolescent age group. As for the educational status of these adolescents, 69.3% were primary school graduate, 26.6% were high school graduate and 1.3% were attendant to a university programme. Conclusion: Although the rate of adolescent pregnancies admitted to the outpatient clinic of Kirikkale University, Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology (7.9%) was not as high as in the general population of Turkey, their educational status were higher.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Urinary neopterin levels in the different stages of pregnancy
    (Karger, 2005) Boyunağa, Hakan; Bayram, Merih; Keles, Hatice; Yücel, Aykan; Sağsöz, Nevin; Özer, Güler; Akgül, Emin Özgür
    Background/Aims: Neopterin is a biochemical marker of activated cell-mediated immune response which increases in pathological conditions associated with cellular immune activation as well as in pregnancy where cellular immune response is predominant. The aim of this study was to determine the urinary neopterin level in each trimester of pregnancy and to determine if it can be used as a marker. Methods: 104 healthy pregnant women ( mean age 22.10 +/- 4.39 years; 36 in the first, 30 in the second and 38 in the third trimester) and 16 nonpregnant healthy women ( mean age 20.94 +/- 4.48 year) were included. Results: The mean urinary neopterin concentration of all pregnant women was higher than that of non-pregnant women (166.4 +/- 31.7 and 103.1 +/- 27.5 mu mol/mol creatinine respectively, p < 0.01). The mean urinary neopterin levels in each trimester and nonpregnant women were 139.8 +/- 49.6, 131 +/- 40.2, 227.9 +/- 86.5 and 103.1 +/- 27.5 mu mol/mol creatinine, respectively. Urinary neopterin levels were not significantly different between non-pregnant, first and second trimester groups, but were significantly higher in the third trimester than each of these groups ( p < 0.05, p < 0.01 and p < 0.01 respectively). Conclusion: Urinary neopterin levels increase significantly in the third trimester probably due to more predominated cellular immunity. The pathologies causing cellular immune activation, especially in the first two trimesters can be predicted with urinary neopterin levels. Copyright (C) 2005 S. Karger AG, Basel.