Yazar "Özkan, Zehra Sema" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Are the correlation results of HPV positive cases with cervical smear always consistent?(2023) Zergeroğlu, Sema; Özkan, Zehra Sema; Aydın, Arzu HazalAim: Cervical cancer is a type of genital cancer which come second after breast cancer in women and may cause death. However, it can be prevented with screening tests by ensuring early diagnosis. Most of cervical cancers (99.7%) are associated with Human Papilloma Virus (HPV) and it is known that HPV must be present for the generation of cervical cancer. Thus, 70% of the patients have been found to be positive for HPV-16 and HPV-18. Both the association with cervical cancer and HPV and data related to development of cancer and dysplasia was researched retrospectively in this study. It was aimed to analyze and use the results by examine if the smear results of the patients and the HPV results are compatible in all HPV positive cases. Material and Method: 1050 patients who were examined by gynecologist and taken Pap smear test at the end of the examination during July 2020 and March 2022, were included in our study. In all cases the Pap test was re-evaluated by the same pathologist using the 2014 Bethesda System. High-risk HPV (HR HPV) DNA (HPV types 16,18,31,33,35,39,45,51,52,56,58,59,66,68) tests results, applied to the patients at an external center, were reviewed. Results of patients diagnosed as LSIL, HSIL and cervical cancer by Pap smear test were evaluated again beside HPV DNA analyses and their clinical information. Chi-square test was used for statistical analysis. pÖğe Bölgesel nöral tüp defektli gebelerin sağlıklı gebelerle karşılaştırılması(2018) Sayan, Cemile Dayangan; Sağsöz, Nevin; Özkan, Zehra Sema; Yeral, Mahmut İlkin; Tursun, SerkanAmaç: Nöral tüp defektleri (NTD) nöral tüpün bir bölümünün kapanmasında meydana gelen kusur sonucu ortaya çıkan vesık görülen konjenital anomalilerdir. Dünya çapında her yıl yaklaşık 300.000 bebek NTD ile doğmaktadır ve NTD konjenitalanomalilerle ilişkili neonatal ölümlerin yaklaşık olarak %29’undan sorumlu tutulmaktadır. Bu çalışmada Kırıkkale ilinde2014-2017 yılları arasında saptanan NTD’li gebeler ile sağlıklı gebelerin demografik özellikleri ve laboratuar bulgularınıkarşılaştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmaya NTD’i tanısı almış 27 olgu ve 30 sağlıklı gebe dahil edildi. Olgularındemografik verileri ve laboratuvar değerleri kayıtlardan tarandı ve kaydedildi. Bulgular NTD’li ve sağlıklı gebelik gruplarıarasında karşılaştırıldı.Bulgular: NTD’li hastaların 15 tanesi meningomyelosel, 4 tanesi anensefali, 2 tanesi ensefalosel, 2 tanesi eksensefali, 2tanesi anensefali+ensefalosel, 1 tanesi meningomyelosel+ensefalosel ve 1 tanesi de myeloşizis tanılı idi. NTD grubununortalama vücut kitle indeksi kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksekti. Gruplar arasında laboratuvar parametreleriaçısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu.Sonuç: Kırıkkale ilinde NTD’li ve sağlıklı gebeleri karşılaştırdığımız çalışmamızda NTD grubunda VKİ’nin kontrol grubunagöre anlamlı daha yüksek olduğunu tespit ettik. Çok merkezli ve artmış popülasyonla yapılacak yeni çalışmalar, Türktoplumunda NTD risklerini ayrıntılı olarak belirlemek açısından faydalı olacaktır.Öğe MYOMETRİUM LOKALİZASYONLU RAHİM İÇİ ARAÇ(2017) Sayan, Cemile Dayangan; Özkan, Zehra Sema; Aydın, Gülçin; Erdoğan, Funda; İslambay, ZeynepKadınlar menopoza kadar etkili bir kontrasepsiyon yöntemine ihtiyaç duyarlar. Rahim içi araç (RİA) istenmeyen gebelik insidansını azaltan etkili ve uzun ömürlü bir kontrasepsiyon yöntemidir. Bu çalışmada atipik olarak myometriuma lokalize olmuş RİA tespit edilen 3 yıldır postmenopozda olan kadın hasta sunulmuştur. 53 yaşında, 3 yıldır postmenopoz döneminde olan kadın hasta jinekoloji polikliniğine RİA çıkarılması istemi ile başvurdu. RİA, 13 yıl önce uterin kavite içerisine yerleştirilmiş ve menopoz başlangıç safhasında başarısız bir RİA çıkartım deneme öyküsü mevcuttu. Jinekolojik muayene; serviks atrofik, eksternal servikal os stenotik ve RİA ipi izlenmemekteydi. Transvajinal ultrasonografide RİA ekojenitesi endometrial çizgide izlendi. Yapılan histereskopide ise uterin kavitede RİA izlenmedi. Sonuçta RİA’nın myometriuma penetre olduğuna karar verildi. Hastaya gerekli bilgilendirme yapılarak ek bir müdehale yapılmaksızın taburculuğu gerçekleştirildi. Postmenopozal kadınlarda RİA çıkarılması işlemlerinde myometrial penetrasyon olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu olgularda konservatif yaklaşım bir seçenek olabileceği gibi obez olmayan hastalarda histerektomi de yapılabilir.Öğe What is the impact of intraperitoneal surfactant administration against postoperative intraabdominal adhesion formation? an experimental study(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2023) Pala, Şehmus; Kuloğlu, Tuncay; Atılgan, Remzi; Özkan, Zehra Sema; Hançer, SerhatBackground/Aim: Surfactant is a surface-active substance that, in addition to its detergent effect, also has effects that reduce inflammation and fibrosis. Because of these effects, it was aimed herein to investigate the effect of intraperitoneal surfactant application on preventing postoperative peritoneal adhesion formation in a uterine horn adhesion model. Materials and methods: Twenty-one Wistar albino rats were randomly divided into 3 groups (G1-G3), as follows: G1 (n = 7): control group. The abdomen was opened and then closed; G2 (n = 7): adhesion group. The abdomen was opened. Then, a 2-cm linear incision was made over the right uterine horn, 2 mL of isotonic saline was administered intraperitoneally, and the abdomen was closed; and G3 (n = 7): treatment group. The abdomen was opened, a 2-cm linear incision was made over the right uterine horn, 2 mL (70 mg/kg) of surfactant was administered intraperitoneally, and the abdomen was closed. After 15 days, the rats were euthanized, the abdomens were reopened, and adhesion scoring was performed. After the right uterine horns were removed and fixed with 10% formalin, appropriate sections were taken from the traumatized tissue, stained with Masson's trichrome, and fibrosis and inflammation scoring were performed. Results: The adhesion area and intensity were significantly higher in G2 than in G1 and G3 (p = 0.001) and were similar in G1 and G3 (p = 0.165). While fibrosis and inflammation were significantly higher in G2 than in G1 and G3 (p = 0.001), there was no difference between G1 and G3 (p = 0.5). Conclusion: Intraperitoneal surfactant administration at a dose of 70 mg/kg was found to be effective in preventing intraabdominal adhesion formation in a rat uterine horn model.Öğe YENİ SEKSÜEL AKTİF KADINDA DEV HİDROSALPENKS(2018) Sayan, Cemile Dayangan; Özkan, Zehra Sema; Yeral, Mahmut İlkin; Erdoğan, Funda; İslambay, ZeynepPelvik inflamatuvar hastalık, endometrit, parametrit, ooforit, tubo-ovaryan abse ve/veya peritoniti kapsayan üst genital yollarının inflamasyonu olarak tanımlanır. Pelvik inflamatuar hastalık çoğunlukla alt genital trakttan asendan yolla gelen enfeksiyonlardan kaynaklanır. Reproduktif çağda olan ve rahim içi araç kullanan kadınlar pelvik inflamatuvar hastalık açısından yüksek risk taşırlar. Bu çalışmada yeni seksüel aktif genç kadında dev hidrosalpenks olgusu sunuldu. Yeni seksüel aktif (4 ay), 23 yaşında kadın hasta jinekoloji polikliniğimize karın ağrısı, ateş ve halsizlik şikâyetleri ile başvurdu. Ateşi 38.7 oC olarak ölçüldü. Jinekolojik muayenede eksternal genital organlar normal, serviks nullipar görünümde idi ve gri-kahverengi kokulu akıntı izlendi. Transvajinal ultrasonografide sağ adneksiyel alanda 91x29 mm boyutunda hidrosalpenks görünümü izlendi. Hasta hastaneye yatırılarak 14 gün süre ile parenteral geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi verildi. Taburculuk sonrası oral antibiyotik tedavisine devam edildi. Oral antibiyotik tedavisinin 2. hafta ve 1. ay kontrollerinde hidrosalpenks görünümü sırası ile 48x9 mm ve 30x8 mm boyutlarına geriledi. Reproduktif çağdaki kadınları etkileyen pelvik inflamatuvar hastalık seksüel aktivitenin başlamasından kısa bir süre sonra ortaya çıkabilir ve erken dönemde ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Bu nedenle seksüel aktivitesi yeni başlamış genç yaş kadınların seksüel geçişli hastalıklar hakkında bilgilendirilmesi gereklidir.