Yazar "Ünal, Nilgün" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe At fekal orijinli Escherichia coli izolatlarında antimikrobiyal direnç ve genişlemiş spektrumlu beta laktamaz üretiminin araştırılması(2016) Örnek, Gamze; Ünal, NilgünBu çalışma, düz yarış ve konkur atlarından alınan fekal örneklerden izole edilen Escherichia coli izolatlarının çeşitli antibiyotiklere direnç durumlarını belirlemek ve genişlemiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) varlığını araştırmak amacıyla yapıldı. Çalışmada izole edilen 100 E. coli (düz yarış: 37, konkur: 63) izolatının 16 antibiyotiğe karşı duyarlılıkları disk difüzyon yöntemiyle, GSBL varlığı ise fenotipik doğrulama testi ile belirlendi. Düz yarış ve konkur grupları arasında antibiyotik direnç oranları karşılaştırıldı. En yüksek antibiyotik direnci, düz yarış atlarında %81.1 (30/37) ve konkur atlarında %20.6 (13/63) oranlarında olmak üzere tetrasikline karşı belirlendi. Atlardan izole edilen 100 E. coli izolatının ise 6 (%6) tanesinde GSBL üretimi fenotipik olarak doğrulandı. GSBL pozitif izolatların tümü düz yarış atlarından izole edildi. Sonuç olarak, düz yarış atlarının fekal florasından elde edilen E. coli izolatlarında çeşitli antibiyotiklere direnç daha yüksek oldu ve bu izolatlarda GSBL üretimi belirlendi. Bu etkenlerin ekosisteme bulaşması halk sağlığı açısından potansiyel bir risk oluşturabilirÖğe Çeşitli Hayvansal Klinik Örneklerden İzole Edilen Staphylococcus aureus Suşlarında Slaym Pozitifliği ve Antibiyotik Direnci(2014) Şeker, Esra; Ünal, NilgünBu çalışmada, inek sütü, inek uterus sıvabı, köpek kulak sıvabı, köpek deri sıvabı ve tavuk sinoviyal sıvı örneklerinden izole edilen toplam 50 Staphylococcus aureus suşu slaym faktör üretimi ve antibiyotik direnci yönünden incelendi. Suşların slaym üretimi Congo red agar ve standart tüp yöntemleri kullanılarak belirlendi. Elli S. aureus suşunun 21'i(%42) Congo red agarda, 18'i (%36) standart tüp yöntemi ile slaym pozitif olarak belirlendi. İki farklı yöntem arasındaistatistiksel olarak önemli bir farklılık bulunmadı (p>0.05). İzolatların antibiyotik dirençlerinin belirlenmesinde standart Etest yöntemi kullanıldı. İzolatlar arasında en yüksek direnç oranı penisilin G'ye (%20) karşı iken, bunu sefalotin (%16),oksasilin (%16) ve tetrasikline (%14) karşı direnç oranları izledi. Test edilen izolatlardan sadece biri (%2) enrofloksasine karşı dirençliydi. Eritromisin, trimetoprim/sulfametoksazol, rifampin ve gentamisine karşı ise direnç tespit edilemedi.Slaym pozitif ve negatif suşların antibiyotik dirençleri karşılaştırıldığında, slaym pozitif suşlarda penisilin G, sefalotin veoksasiline karşı direnç önemli oranda yüksekti (p<0.05)Öğe Extended-spectrum ?-lactamases among cloacal Escherichia coli isolates in healthy broilers in Turkey(2017) Ünal, Nilgün; Karagöz, Alper; Aşkar, Şinasi; Dilik, Zahide; Yurteri, BuketThe aim of this study was to determine the prevalence and clonal typing of extended-spectrum beta-lactamase (ESBL)- producing Escherichia coli in healthy broilers in Turkey. Three hundred broiler cloacal samples were collected from various broiler slaughterhouses and inoculated on Levine agar plates supplemented with 2 μg/mL cefotaxime. Suspected strains were identified using a BBL Crystal Enteric/Nonfermenter ID Kit (Becton Dickinson, USA) and ESBL production was confirmed using an ESBL phenotypic confirmatory test. ESBL types were analyzed using PCR and sequencing. Pulsed field gel electrophoresis (PFGE) was performed with XbaI for the clonal typing of ESBL-producing E. coli isolates. While 33 phenotypic ESBL-producing E. coli isolates were identified, eight of them had only the blaTEM-1. Twenty-five ESBL-producing isolates were detected. This research is the first on the investigation and detection of ESBL-producing E. coli isolates from broilers in Turkey. In this study, 8.3% ESBL-producing E. coli were isolated from the cloacal samples of broilers collected from slaughterhouses in Turkey. CTX-M-15 (80%) was the most frequently isolated ESBL type. Using PFGE analysis, it was determined that these isolates had clonal similarity.Öğe İneklerin süt, meme başı derisi ve burun mukozalarından izole edilen stafilokok türlerinin antibiyotik direnç profilleri(2010) Ünal, Nilgün; Yıldırım, MuratBu çalışmada, sağmal ineklerden alınan süt, meme başı derisi ve burun mukozası sürüntü örneklerinden izole ve identifiye edilen stafilokok türlerinin küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki dağılımı ve çeşitli antibiyotiklere direnç profillerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kırıkkale ve çevresinde bulunan ve rastgele seçilen 14 adet küçük ölçekli ve 5 adet orta ölçekli süt sığırcılığı işletmesinde bulunan 109 baş sağmal inekten örnekler alınmıştır. Alınan örneklerden stafilokokların izolasyon ve identifikasyonu için biyokimyasal testler ve ticari kit (Kristal Gram-Pozitif İdentifikasyon Kiti, Becton Dickinson, USA) kullanılmıştır. Stafilokokların çeşitli antibiyotiklere direnç özellikleri disk difüzyon metodu ile belirlenmiştir. Tüm izolatların metisilin direncini belirlemek için sefoksitin diski ve oksasilinli agar tarama plakları kullanılmıştır. Penisilin dirençli izolatların beta-laktamaz enzimlerinin varlığı ?-laktamaz (nitrocefin) identifikasyon çubukları (Oxoid) ile belirlenmiştir. Süt örneklerinden her iki işletme tipinde de %48 oranında Staphylococcus aureus izole edilmiştir. Elle sağımın yapıldığı küçük ölçekli işletmelerde ineklerin meme başı derisinden ve burun mukozalarından S. aureus izole edilirken makineli sağımın yapıldığı orta ölçekli işletmelerde meme başı derisinden ve burun mukozalarından S. aureus izole edilememiştir. Farklı antibiyotik gruplarına ait 11 adet antibiyotik kullanılarak yapılan direnç analizlerinde kaynağa bağlı olarak oransal farklılık (burun-süt, %19.5-49.5) göstermesine rağmen en yüksek oranda direncin penisiline olduğu tespit edilmiştir. Metisilin dirençli S. aureus izole edilememiştir. Penisilin dirençli izolatların %92.7’sinde (12) ?-laktamaz enziminin varlığı ortaya konulmuşturÖğe İnfeksiyonların Tanısında En Çok Kullanılan İzotermal Amplifikasyon Yöntemleri(2018) Üvey, Mehmet; Ünal, NilgünNükleik asit amplifikasyonu, enfeksiyonların, tümörlerin, genetik anormalliklerin tanısında ve adli tıpta en fazla kullanılan yöntemlerdendir. İzotermal amplifikasyon yöntemleri, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) metoduna göre sabit sıcaklıkta yapılmasıyla karmaşıklığı azaltır. Bu yöntemler, kullanılan enzim çeşitliliği, primerler, duyarlılıkları ile özgüllükleri bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu derlemede izotermal amplifikasyon yöntemlerinden en sık kullanılanları, prensipleri, kullanım alanları ve getirdikleri yenilikler ele alınmıştırÖğe İnsan ve hayvan kökenli Staphylococcus aureus izolatlarının fenotipik ve genotipik özellikleri üzerine çalışmalar(Kırıkkale Üniversitesi, 2007) Ünal, Nilgün; İstanbulluoğlu, ErsinBu çalışmanın amacı, Kırıkkale ili ve çevresindeki süt sığırcılığı işletmelerinden (46 mastitisli inek sütü, 35 inek meme başı derisi, 3 inek burun, 3 bakıcı el ve 9 bakıcı burun sürüntü örneğinden) izole edilen S. aureus izolatlarının E-test metoduyla çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılık profillerini, plazmid ve Pulsed Field Gel Elektroforez (PFGE) analizleri ile de genotipik özelliklerini belirlemektir. E-test sonuçlarına göre, S. aureus izolatlarının penisilin G, tetrasiklin, eritromisin, oksasilin ve enrofloksasin dirençleri sırasıyla %85,4 (82), 39,6 (38), %5,2 (5), 3,1 (3) ve %1,0 (1) olarak belirlendi. Plazmid analizleri ile 9 farklı tipte plazmid profili belirlendi. Analizleri yapılan izolatların 87 (% 90,6) tanesinde 1,8-19 kb arasında değişen büyüklükte on farklı plazmid belirlendi ve izolatlarının 9 tanesinde (%9,4) plazmid saptanamadı. Plazmid paternleri P1 (Patern 1), P2,..., P9 olarak ifade edildi. PFGE tiplendirme verilerine göre S. aureus izolatları genetik yakınlık bakımından 42 farklı paterne ve 13 ana gruba (A, B, C, D, E, F,G, H, I, J, K,L, M) ayrıldı. İzolatların % 58,3'ü (56 adet) A, %16,7'si (16) B, %5,2'si (5) C, %5,2'si (5) G, % 3,1'i (3) D, % 2,1'i (2) E, 2,1'i (2) L, 2,1'i (2) M, % 1,0'ı (1) F, % 1,0'ı (1) H, % 1,0'ı (1) I, % 1,0'ı (1) J ve % 1,0'ı (1) K pulsotipinde gruplandırıldı. Sonuç olarak plazmid analizleri ve PFGE verilerine göre, Kırıkkale ve çevresindeki süt sığırcığı işletmelerinde sınırlı sayıda S. aureus klonunun varlığı saptandı. Anahtar Sözcükler: Antibiyotik direnci, MİK, Plazmid analizi, PFGE, S. aureus 1Öğe İnsan ve sığır kökenli Staphylococcus aureus izolatlarının fenotipik ve genotipik özelliklerinin araştırılması(2009) Ünal, Nilgün; İstanbulluoğlu, ErsinBu çalışma, Staphylococcus aureus izolatlarının (46 mastitisli inek sütü, 35 inek meme başı derisi, 3 inek burun, 3 bakıcı el ve 9 bakıcı burun sürüntü örneğinden) E-test metoduyla çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılık profilleri ile plazmid ve Pulsed Field Gel Elektroforez (PFGE) analizleriyle genotipik özelliklerini belirlemek amacıyla yapıldı. E-test sonuçlarına göre, S. aureus izolatlarının penisilin G, tetrasiklin, eritromisin, oksasilin ve enrofloksasin dirençleri sırasıyla %85.4 (82), %39.6 (38), %5.2 (5), %3.1 (3) ve %1.0 (1) olarak belirlendi. Plazmid analizleri ile 9 farklı tipte plazmid profili belirlendi. Analizleri yapılan izolatların 87 (%90.6) tanesinde 1.8-19 kb arasında değişen büyüklükte on farklı plazmid belirlendi ve izolatların 9 tanesinde (%9.4) plazmid saptanamadı. PFGE tiplendirme verilerine göre S. aureus izolatları genetik yakınlık bakımından 42 farklı paterne ve 13 ana gruba (A, B, C, D, E, F, G, H, I, J, K, L, M) ayrıldı. İzolatların % 58.3’ü (56 adet) A pulsotipinde gruplandırıldı. Sonuç olarak plazmid analizleri ve PFGE verilerine göre, Kırıkkale ve çevresindeki süt sığırcığı işletmelerinde mastitislerden sorumlu yaygın bir S. aureus klonunun var olduğu görüldü.Öğe Kırıkkale İli koyun sürülerindeki border hastalığı prevalansının belirlenmesi(2010) Azkur, Ahmet Kürşat; Gazyağcı, Serkal; Ünal, NilgünBu araştırmada Kırıkkale ili ve tüm ilçelerinde bulunan 32 koyun işletmesinde bulunan 1251 koyundan tam kan toplandı ve serum elde edildi. Çalışma için bu örneklerden 25 işletme içerisindeki, 1075 adet hayvanın örnekleri kullanıldı. 1075 koyun serumundan 801 koyun serumunda pestivirüsler için pozitif, 274 adeti negatif olarak belirlenmiştir. İl genelinde toplam seropozitiflik %74.6 olarak hesaplandı. İşletme bazında ise %9.6 ve %100 arasında değişen seropozitiflik belirlendi. Seropozitiflik ile hayvanların yaş, cinsiyet ve ırkları arasında ilişki istastiki olarak, ki-kare testi ile değerlendirildi. Yaş, cinsiyet ve seropozitiflik arasındaki ilişki anlamsız bulunur iken (p>0.05), seropozitiflik ve ırk arasındaki ilişki anlamlı bulundu (p<0.05). Bu sonuca göre merinos koyunlarının dirençli olabileceği speküle edildi. Seronegatif serumlar için antijen ELISA testi uygulandı. Bunların 93 serumdan 28’i pozitif, aynı numaralı 93 tam kan örneğinden 41’i pozitif olarak saptandı. Koyunlardan toplanan tam kan örneklerinde virüsün saptanması RNA izolasyonu yapılıp tersine transkripsiyon ve nested polimeraz zincir reaksiyonu ile virüsün 5' UTR bölgesi çoğaltıldı. Elde edilen PZR pozitif örneklerden dizilim analizi yapıldı ve filogentik analiz ile virüsün ülkemizde daha önce bildirilen virüslerden uzak bir tip olduğu belirlendi.Öğe Kırıkkale ve Yöresindeki süt sığırı ve koyunlar ile bunların yetiştiricilerinde Brucella antikoru varlığının araştırılması(2013) Aşkar, Şinasi; Mumcu, Fatma; Ünal, Nilgün; Yıldırım, MuratBu araştırma Kırıkkale ve çevresinde bulunan süt sığırı, koyun ve yetiştiricilerde Brucella antikor varlığının araştırılması amacıyla yapıldı. Araştırma Şubat - Haziran 2010 tarihleri arasında Kırıkkale ili ve çevresinde bulunan sekiz koyun işletmesi ve beş süt sığır işletmesinde herhangi bir klinik belirti göstermeyen ve aşılama bilgisi bulunmayan 214 koyun, 100 süt sığırı ve bu işletmelerde çalışan toplam 20 yetiştiriciden alınan kan örneklerinde gerçekleştirildi. Araştırmada Rose Bengal Plate Test ve Serum Aglütinasyon testleri kullanıldı. Test sonuçlarına göre 214 koyunun %13.5’inde Brucella antikorları belirlenirken, %5.1’inde antikor titresi 1/20 ve üzeri bulundu. 100 süt sığırının %43’ünde Brucella antikorları belirlenirken, bunların %19’unda antikor titresi 1/40 ve üzeri bulundu. Araştırmada 20 hayvan yetiştiricisinin %45’inde Brucella antikorları belirlenirken bu yetiştiricilerin tamamında antikor titresi 1/160’ın altında bulundu. Sonuç olarak, Kırıkkale ili ve çevresinde yetiştirilen koyun ve sığırlar ile bu hayvanların yetiştiricilerinde Brucella antikorları tespit edilmiştir. Brucella antikorlarının belirlenmesi, bölgede bruselloz etkenlerinin bulunduğunun göstergesidir ve antikor titresi yüksek hayvanların insanlar ve aşısız hayvanlar için bruselloz riski oluşturduğu kanısına varılmıştır.Öğe Kırıkkale’de belirlenen subklinik mastitisli ineklerde etken izolasyonu ve antibiyotik direnç durumu(2011) Macun, Hasan Ceyhun; Yağcı, İlknur Pir; Ünal, Nilgün; Kalender, Hakan; Sakarya, Fatma; Yıldırım, MuratBu çalışmada, Kırıkkale merkez ve ilçelerinde bulunan ineklerde, subklinik mastitis olgularının prevalansının belirlenmesi, mastitise neden olan etkenlerin izolasyonu, identifikasyonu ve bunların antibiyotik direnç durumlarının saptanması amaçlandı. Çalışma kapsamında, 629 sağmal inekten alınan sütler California Mastitis Testi (CMT) ile muayene edildi. CMT pozitif bulunan 342 (%54.37) inekten alınan 836 adet süt örneğinin mikrobiyolojik olarak incelenmesi sonucunda 213’ünde (%25.47) etken izole edildi. İzole edilen etkenler Staphylococcus aureus (%28.17), Staphylococcus haemolyticus (%12.21), Staphylococcus simulans (%8.92), Streptococcus uberis (%8.45), Staphylococcus hominis (%4.22), Staphylococcus capitis (%3.75), Bacillus subtilis (%2.82) ve Mycoplasma spp. (%2.82) şeklinde sıralandı. İzole edilen tüm mikroorganizmalarda, en fazla direnç gözlenen antibiyotik kloksasilin oldu. Staphylococcus aureus ve koagulaz negatif stafilokoklarda (KNS) penisiline, streptokoklarda ise eritromisine karşı direnç ikinci sırada yer aldı. Vankomisine karşı herhangi bir direnç tespit edilmedi. Sonuç olarak; Kırıkkale’de Staphylococcus aureus’a bağlı subklinik mastitis oranının yüksek olduğu ve ekonomik kayıpların önüne geçilmesi için bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu ve yetiştiricilerin bilgilendirilmesi gerektiği tespit edildi.Öğe Mastitisli hayvanlardan izole edilen stafilokokların antibiyotik direnci ve hayvanlarda metisiline dirençli staphylococcus aureus(2012) Ünal, NilgünBu derleme, son yıllarda yapılan çalışmalar ışığında Türkiye’de mastitisli ineklerden ve koyunlardan izole edilen stafilokoklarda antimikrobiyal direnç ile çiftlik ve pet hayvanlarında Metisiline Dirençli Staphylococcus aureus (MRSA)’ların değerlendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Çiftlik hayvanlarında çeşitli antibiyotiklerin yaygın kullanımı, bu hayvanlardan izole edilen bakterilerde antimikrobiyal direncin ortaya çıkmasını, prevalansını ve yayılmasını artırmaktadır. Bu bakteriler, doğrudan temas veya bu hayvanlardan elde edilen ürünlerle dolaylı olarak insanlara geçebilmekte ve insanlarda antibiyotiklerin etkisini azaltabilmektedir. Türkiye’de sütçü ineklerdeki mastitis etkenlerinin antibiyotik direnciyle ilgili çok sayıda çalışma yapılmıştır. En yaygın mastitis etkeni Staphylococcus aureus ve koagülaz negatif stafilokoklar (KNS)’dır. Türkiye’de çeşitli bölgelerde kısıtlı sayıda bakterilerle yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre mastitislerden izole edilen S. aureus’larda penisilin grubu antibiyotiklere direncin (penisilin %19-90.7) diğer ülkelere göre (penisilin %12.5-61) daha yüksek olduğu görülmektedir. Nozokomiyal ve toplum ilişkili enfeksiyonlar ile pet ve çiftlik hayvanlarında MRSA’ların önemi giderek artmaktadır. Türkiye’de bakterilerde artan antibiyotik direncinin önlenmesi için hayvan kaynaklı bakterilerdeki direnç durumunun gözlenmesini sağlayacak ulusal izleme programlarının oluşturulmasına ve bu bakterilerdeki direncin moleküler düzeyde araştırıldığı daha çok çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.Öğe Molecular and Serological Characterization of Pestivirus Infection Among Sheep in Kirikkale, Turkey(2011) Azkur, Ahmet Kürşat; Gazyağcı, Serkal; Aslan, Muhammet Eren; Ünal, NilgünBorder hastalığı virüsü koyun sürülerinde ekonomik kayıplara neden olur ve dünyada yüksek seroprevalansa sahiptir. Bu çalışmada Kırıkkale ili ve tüm ilçelerinde bulunan 25 koyun sürüsünden elde edilen 1075 örneği kullanılmıştır. Pestivirüse karşı oluşan antikorlar 1075 serumun %74.51'inde ELISA kullanılarak tespit edilmiştir. Bununla birlikte, seropozitifl ik oranlarının her bir koyun sürüsünde %8.4 ve %100 arasında değişmektedir. Seropozitifl ik ve ırk,yaş ve cinsiyet arasındaki ilişki araştırıldı. Seropozitifl ik, cinsiyet ve yaş arasında bir bağlantı tespit edilemezken, koyun ırkları ve pestivirüse karşı oluşan pozitif antikor cevabı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edildi (P<0.05). Virüs tespiti çalışmaları, virüs enfekte pestivirüse karşı antikor oluşturmayan hayvanların oranının %4.37 olduğunu göstermiştir. Moleküler aşamada enfekte virüsün 5'UTR bölgesi tersine transkripsiyon ve nested PZR ile çoğaltıldı. PZR sonrası sekans analizi ve filogenetik analiz yapıldı. Buna göre koyun sürülerini enfekte eden virüs Türkiye'de daha önceden bildirilen BDV suşlarından farklı fakat pestivirüs tip 3 ile çok yakın antijenik benzerliği olduğu belirlendi.Öğe Pulsed-Field gel electrophoresis yöntemiyle insan ve sığır kökenli Staphylococcus aureus suşlarının moleküler popülasyon genetiği üzerinde çalışmalar(2007) İstanbulluoğlu, Ersin; Gür, Deniz; Ünal, Serhat; Ünal, Nilgün; Bulun, Hakan[Abstract Not Available]Öğe Subklinik mastitisli inek sütlerinden izole edilen Staphylococcus aureus izolatlarında bazı toksin genleri ve metisilin direnç geninin araştırılması(2013) Ünal, NilgünBu çalışma subklinik mastitisli inek sütlerinden izole edilen Staphylococcus aureus izolatlarında bazı stafilokokal enterotoksin, Panton-Valentine lökosidin genleriyle metisilin direnç geninin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Araştırmada 60 S. aureus izolatı kullanılmış ve genlerin belirlenmesinde polimeraz zincir reaksiyonundan yararlanılmıştır. İzolatların sekizinde (% 13.33) seg-sei, altısında (% 10.00) sej, dördünde (% 6.67) sec ve üçünde (% 5.00) ise seh geni belirlenmiştir. Toplam on altı (% 26.67) izolatta bir veya daha fazla enterotoksin geni tespit edilmiştir. İncelenen izolatlarda enterotoksin genlerinden sea, seb, sed, see ve tsst belirlenemezken dördünde (% 6.6) Panton-Valentine lökosidin geni ve ikisinde (% 3.30) metisilin direnç geni belirlenmiştir. Sonuç olarak subklinik mastitisli sütlerde bulunan S. aureus izolatlarının enterotoksin üretebilecekleri ve metisilin direnç geni taşıyabilecekleri belirlenmiştir. Bu durum halk sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır.Öğe Türkiye'de ticari broyler işletmelerinden vanA pozitif Enterococcus faecium izolasyonu(2010) Ünal, Nilgün; Dilik, Zahide; Yıldırım, MuratBu çalışmada, ticari broyler işletmelerinden alınan svap/sürüntü örneklerinden (400 adet) Vankomisin Rezistans/Dirençli enterokokların (VRE) varlığı ve direnci gösteren vanA geni araştırıldı. İncelenen örneklerden sadece 1 tanesinden VRE izole edildi ve biyokimyasal testlerle Enterococcus faecium olarak tanımlandı. E-test (AB Biodisk, Solna, İsveç) ile vankomisin antibiyotiğinin minimum inhibisyon konsantrasyon (MİK) değeri 256 ?g/ml’den büyük olarak saptandı. Ayrıca, Polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile de vanA geni tespit edildi.