Yazar "Şahbaz, Yunus" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 12 MART’A GİDEN SÜREÇTE SOL CUNTACILIĞIN TEORİK ve TARİHSEL ARKA PLANI(Kırıkkale Üniversitesi, 2018) Şahbaz, Yunus12Mart 1971 Askerî Muhtırası Türk siyasal hayatında çokça tartışılan birmeseledir. 12 Mart Muhtırasından hemen önce, 9 Mart’ta, ifşa olan cuntacı grupise görece daha az ele alınmaktadır. Ancak 12 Muhtırasını hızlandırıcıfaktörlerden birisi de 9 Mart’ta askeri darbe yapmayı planlayan kimselerin buplanını engellemektir. 9 Mart’ta açığa çıkarılan darbe hazırlığı, 1966’danitibaren teorik ve pratik boyutta şekillenen birtakım gelişmeleredayanmaktadır. Bu minvalde özellikle Doğan Avcıoğlu ve onun çıkardığı Yön ve Devrim gibi dergilerin darbenin teorik arka planını oluşturduğusöylenebilir. Özellikle Devrim dergisinin tamamen gelecekte düşünülen darbeyimeşrulaştırmak üzere bir yayın çizgisi takip ettiği söylenebilir. Diğertaraftan, teorik birikime ek olarak, Ordu içerisindeki emekli ve muvazzaf üstdüzey isimlerin de dolaylı ya da doğrudan 9 Mart’ta ifşa edilen darbeyleirtibatlı olduğu anlaşılmaktadır. Emekli generallerden Cemal Madanoğlu ilemuvazzaf generallerden Faruk Gürler ve Muhsin Batur ilk akla gelen isimlerdir.Bu çalışmada Yön ve Devrim dergisinde, darbeye giden sürece ne gibi teorik birkatkı sunulduğu incelenecektir. Ayrıca 1966’nın sonunda başladığı düşünülencunta oluşumunun temel öne çıkan yönlerine ve isimlerine dikkat çekilecektir.Öğe Aydınlar ve İktidar: Erol Güngör'ün Orta Doğu Yazılarında Milliyetçi Cephe Koalisyonları(Ilem, 2024) Şahbaz, YunusThe relations between intellectuals and powers in Turkish thought and Turkish political life have always been controversial. In the 1970s, when political and so & Oslash;l mobility was high, the relations between nationalist-conservative intellectuals and nationalist front coalitions are also discussed in this context. The roles of intellectuals such as Ahmet Kabakl & imath;, Ergun G & ouml;ze and Erol G & uuml;ng & ouml;r, whose columns in Orta Do & gbreve;u are emphasized in this article, in the formation of the nationalist front, will provide a perspective on their relations with power and political movements. For such an attempt, firstly, the socio-political context of the period should be taken into account and the intellectuals in question should be subjected to individual examinations. In this article, the roles of the nationalist-conservative intellectuals in the formation process of the nationalist front coalitions in the 1970s will be examined by focusing on the columns of Erol G & uuml;ng & ouml;r in Orta Do & gbreve;u. In this context, first of all, the theoretical discussion between the intellectuals and the power will be briefly mentioned, and then the role of the nationalist intellectuals in the formation of the nationalist front coalitions will be examined through the columns of Ahmet Kabakl & imath; and Ergun G & ouml;ze. Later on, the place and role of Erol G & uuml;ng & ouml;r and Orta Do & gbreve;u newspaper in the formation of the nationalist front will be tried to be determined. Afterwards, the attitude and position of Erol G & uuml;ng & ouml;r, as the editor -in -chief of Orta Do & gbreve;u, towards the nationalist front will be examined, and his common aspects with other nationalist intellectuals and the sides that differed from them will be discussed. Finally, as an intellectual, it will be discussed where Erol G & uuml;ng & ouml;r stands among the organic intellectual or the free-floating intelligentsia in terms of his columns in Orta Do & gbreve;u newspaper.Öğe Erken Dönem Marksizm’in Milliyetçilik Ve Ulusal Sorun Yaklaşımına Eleştirel Analiz(2018) Çaylak, Adem; Şahbaz, YunusEtnisite ve milliyetçilik tartışmaları modern dönem siyasetdüşüncesini şekillendiren en önemli konulardandır. Modern devletformunun ulus-devlet temelli olması etnisite ve milliyetçilik meseleleriniönemli kılan unsurların başında gelmektedir. Etnisite ve Milliyetçilikkonularının tekil, yerel özelliklerine karşın, Marksizm enternasyonal birideolojik temele dayanır. Ortaya çıkışı ve temel kurucu iddialarıylaMarksizm, enternasyonal bir ideolojidir. Enternasyonal bir hareketolarak Marksizm’in milliyetçilik ve etnik tartışmaları observe etmesi herzaman problemli olmuştur. Aslında bu salt Marksizm’e özgü bir problemdeğildir; İslâm ve İslâmcılık gibi ümmet eksenli ideolojiler için de yerelunsurları kendi bünyesine katmak birçok zaman krizlere sebepolabilmektedir.Marx ve Engels de ilk dönem çalışmalarında milliyetçilik ve etnikmeselelere ilişkin birtakım görüşler ortaya atmışlardır. Ancak her ikidüşünürün de bu konudaki metinleri tutarlı bir bütünlük arz etmez.Bunun yerine, spesifik olaylar özelinde ifade edilen ve değişen şartlaragöre revize edilen birtakım tespitler vardır. Her iki düşünürün etnikmeseleler ve milliyetçilik konularında pre-modern bir dönemin izlerinitaşıdıklarını söylemek mümkündür. Durkheim gibi diğer önemlisosyologlar gibi etnisite ve milliyetçilik tartışmaları Marx ve Engelstarafından kendi başına bir mesele olarak ele alınmamıştır. Bununyerine, bazı somut olaylara ilişkin geliştirilen tezler ve saptamalar vardır.Bu yüzden de Marx ve Engels sık sık görüşlerini revize etmek zorunda kalmışlardır. Buna rağmen bu meseleler hakkında tutarlı ve etraflı birtartışmalar bütünü ortaya çıkmamıştır.Bu çalışmanın birinci kısmında, etnisite ve milliyetçilikkavramlarının farklı disiplinler tarafından ele alınışı da göz önündetutularak bir analizi yapılmıştır. Sonraki aşamada Marx ve Engels’inteorik boyutta bu meselelere yaklaşımları incelenmiştir. Daha sonra, heriki düşünürün kendi tespitlerinin belirginleştiği örnekler olan Polonya,İrlanda, Çin, Meksika ve Cezayir gibi örnekler üzerinden bazıdeğerlendirmeler ve tespitler yapılmıştır. Sonuç olarak da Marx veEngels’in etnisite ve milliyetçilik tartışmalarında ardıllarına bütünlüklübir miras bırakmadığı ve bunun da Lenin-Luxemburg tartışmasındagörülebileceği üzere, bazı temel ve teorik ayrışmalara sebep olduğu ifadeedilmiştir.Öğe MANEVİYATÇILIK VE DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ BAĞLAMINDA ALİ FUAD BAŞGİL’DE LAİKLİK ANLAYIŞI(2017) Şahbaz, YunusLaiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nde anayasal bir prensip olmanın ötesinde bir anlama sahiptir. Modernleşme/Batılılaşma sürecinin en çetrefilli alanına, din devlet ilişkilerinin düzenlenmesine ilişkin bir ilke olarak laiklik, Türkiye’de dinin kontrol edilmesinde bir vasıta olarak kullanılmıştır. Tek parti dönemi laiklik uygulamaları, laikliğin en sert uygulandığı bir dönemi ifade etmektedir ve tek parti iktidarının sona ermesinden sonra da ilk eleştirilen konuların başında laiklik meselesi ve laikliğin uygulanma problemleri gelmiştir. 1947 yılında görece esnekleştirilme yönünde adım atılan laiklik anlayışı için asıl eleştiriler Demokrat Parti iktidarından sonra başlamış ve günümüzde de hâlâ devam etmektedir. Ali Fuad Başgil, Demokrat Parti’yi iktidara getiren seçimlerin hemen akabinde laiklik üzerine bir dizi köşe yazısı yazmış ve laiklik konusundaki görüşlerini açıklamıştır. Laikliğin temel toplumsal anlaşmazlık noktalarının başında geldiğinin farkında olan Başgil, din devlet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesine ve toplum için yararlı bir çözüm bulunmasına katkı sağlamak amacındandır. Başgil’in laiklik konusundaki hassasiyeti ve görüşleri onun din ve vicdan hürriyeti hakkındaki görüşleri ile maneviyatçı kimliği bağlamında ele alınmıştır.Öğe Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İntikal Eden Aydın Mirasına Bir İtiraz Denemesi: Şevket Süreyya Aydemir Örneği(2021) Çelik, Fikret; Şahbaz, YunusBir aktör ve fenomen olarak Türk aydını Osmanlı’nın Batılılaşma sürecinde ortaya çık- mıştır. Osmanlı’daki Batılılaşma çabalarının en önemli amacı da hiç şüphesiz devleti kurtarmaktır. Devleti kurtarmak misyonu Batılılaşma sürecinin bir ürünü olan Türk ay- dınının en önemli fikrî ve siyasî gündemi olmuştur. Kendine biçtiği bu misyon yüzünden Türk aydını idealist ve fakat fikrî yönden zayıf bir profil çizmiştir. Türk aydını devletin modernleşme ve batılılaşma sürecindeki temel sorunlarına etraflı programlar üretmek yerine daha çok günlük ve kısa vadeli çözüm arayışında olmuştur. Bu misyon ve ide- alin şekillendirdiği fikrî ve siyasî bir ortamda politik bilinçlenmesini yaşayan Şevket Süreyya Aydemir de fikrî ve siyasî çizgisiyle bu trendin müşahhas bir örneğidir. Ancak Aydemir Cumhuriyet’in ilanından sonra, Türk aydının fikrî ve programatik yönden za- yıflığının farkına varan ve buna itiraz edilmesi gerektiğini söyleyen bir aydındır. Bu ya- zıda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden bu aydın mirası içerisinde Şevket Süreyya Aydemir’in konumu ve bu mirasa ilişkin itirazları ele alınacaktır.Öğe Şerif Mardin Ve Aydın Meselesi: Dönemsel Ve Düşünsel Bütünlüğü İçinde Bazı Soru(N)Lar(2019) Şahbaz, YunusEntelektüel sorunu Türk düşüncesinin temel tartışma alanlarından biridir. Bu tartışmanın özellikle 1980’lerde yoğunlaştığı söylenebilir. 1980 ve sonrası, sivil toplum, anti-Kemalizm tartışmalarının da yoğunlaşmaya başladığı bir dönemdir. Şerif Mardin de diğer yazdıklarının yanı sıra, entelektüel tartışmalarında da ‘80 öncesi ve sonrası yazdıklarıyla önemli bir isimdir. Şerif Mardin’in entelektüel üzerine görüşlerini incelerken, uluslararası literatürü de göz önünde tutmamak meseleyi anlamayı eksik bırakacaktır. O yüzden bu makalede önce alandaki kuramsal tartışmalar incelenecektir. Bunlardan da özellikle entelektüel sorununu iktidarla ilişkileri üzerinden ele alan çalışmalar üzerine odaklanılacaktır. Daha sonra, Türk düşüncesinde aydın tartışmalarının kabaca ve genel hatları sunulacaktır. Öte yandan, 1980’lerin düşünsel atmosferini ve Şerif Mardin’in bu atmosfer içerisinde nasıl konumlandığını da dikkate almak gerekir. Son olarak da, Şerif Mardin’in entelektüel konusundaki görüşleri irdelenecektir. Mardin’in erken dönem metinleri ile ‘80 sonrası metinleri arasında nasıl bir farklılık ya da süreklilik olduğu temel tartışma noktalarından biridir. Mardin’in ‘80 sonrası metinlerinin merkezi kavramı olan ‘daemon’ üzerinde ise bilhassa durulacaktır. Mardin’in metinlerine bütünsel bakıldığı zaman, onun değerlendirmeleri ve tartışmalarının Türk entelektüeline ilişkin tartışmalarda nasıl bir konum işgal edebileceği üzerine değerlendirmelerle tartışma sonlandırılmaktadır.Öğe Türk düşüncesinde aydın sorunsalı: Bir Erol Güngör çözümlemesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Şahbaz, Yunus; Çelik, Fikret; Çaylak, AdemBu çalışmanın amacı Türk düşüncesinde aydın sorunsalını Erol Güngör üzerinden analiz etmektir. Türk düşüncesinde aydın sorunu Türk-Osmanlı modernleşmesinin her evresinde kendini hissettirmiş ve bu yüzden de birçok ismin ilgilenmek zorunda kaldığı bir alan olmuştur. Ancak genel itibariyle bakıldığı zaman aydın tartışmalarının sathî bir şekilde yapıldığı ve özellikle Türkiye'nin sosyal, siyasal realitelerinden kopuk bir biçimde bu tartışmaların yapıldığı görülmektedir. Bu bağlamda özellikle uluslararası aydın literatürünün irdelenmesi ve ilgili literatürle Türk aydınının şekilleniş tarzı arasındaki farklılık noktalarının tespit edilmesi önemli bir husus olarak öne çıkmaktadır. Öte yandan Türk düşüncesinde aydın sorununu siyasî, toplumsal ve tarihî dinamikleriyle ele alan isim çok azdır. Erol Güngör ise aydın sorununu fikirlerinin merkezine koyan bir isimdir. Ona göre Türkiye'nin siyasî, toplumsal ve kültürel birçok sorun alanında odaklanılması gereken esas alan aydın meselesidir. Türk-Osmanlı modernleşmesinde ortaya çıkan birçok sorun aydınların yanlış tercihlerinden, gerektiği gibi önderlik ve rehberlik edememesinden kaynaklanmıştır. Ancak bu sorunların çözümü de yine ancak aydınlar eliyle mümkün olabilecektir. Bu yüzden Türkiye'nin en önemli sorunu siyasî ve toplumsal sorumluluklarının farkında olmayan ve bundan dolayı da aydın vazifesini yerine getiremeyen aydınlara sahip oluşudur. Erol Güngör üzerinden Türk düşüncesindeki aydın sorununun dinamikleri çözümlenmiştir. Bu yapılırken Güngör üzerine birincil ve ikincil literatür etraflı bir şekilde taranmış, Güngör'le ilgili kişilerle görüşmeler yapılmış ve Erol Güngör'ün yazıları fikrî serencamını takip edebilmek amacıyla süreli yayınlar üzerinden incelenmiştir. Çalışma sonunda Erol Güngör gibi isimler üzerinden aydın merkezli tematik incelemelerin Türk düşüncesindeki aydın sorununu ve Türk aydınını anlama ve analiz etmede işlevsel olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.