Yazar "Şahin, Adnan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İdari yargı kararlarının uygulanmamasından doğan sorumluluk(Kırıkkale Üniversitesi, 2009) Şahin, Adnan; Karasu, Doç. RaufBu çalışmanın konusunu, ?İdari Yargı Kararlarının Uygulanmamasından Doğan Sorumluluk? oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'de idare hukuku alanında yargı kararlarının türleri, uygulamaları ve söz konusu yargı kararlarının uygulanmaması halinde ortaya çıkacak sorumluluk halleri, yasal dayanakları ortaya konarak mevcut ve ilerde doğması muhtemel sorunlar değerlendirilmiştir.1982 Anayasası'nın Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir ?hukuk devleti? olduğu belirtilmiştir. Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri de idarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olmasıdır. Bir hukuk devletinde, yargı kararlarının uygulanmaması kabul edilemez bir durumdur.1982 Anayasası'nın 138. maddesinde, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları belirtilmiştir. Aynı doğrultuda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinde de idarenin, idare mahkemelerinin vermiş olduğu esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının ertelemeksizin ve gereğince yerine getirmekle zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Yargı kararların yerine getirilme süresinin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemeyeceği hükme bağlanmıştır.İdari yargı kararlarının yerine getirilmemesi halinde, gerek kararı yerine getirmeyen idarenin, gerekse kamu görevlisinin sorumluluğu ortaya çıkacaktır. Kararın yerine getirilmemesi nedeniyle, bundan zarar gören ilgililer, idare aleyhine idari yargıda, kamu görevlileri aleyhine ise, adli yargıda maddi ve manevi tazminat davası açabileceklerdir. Ayrıca, yargı kararlarının yerine getirilmemesi nedeniyle kamu görevlilerinin, cezai ve idari sorumluluğu, bakan ve başbakanların ise, siyasi sorumluluğu bulunmaktadır.Anayasa'nın 129. maddesinin 5. fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle açılacak tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla, ancak idare aleyhine açılabileceği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde de benzer bir düzenlemeye yer verilerek kişilerin, kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlar nedeniyle açacakları tazminat davalarını ancak ilgili idare aleyhine açabilecekleri belirtildikten sonra, idarenin genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkının saklı olduğu vurgulanmıştır.Kamu görevlilerinin kusurlu davranışları nedeniyle idari yargı kararının yerine getirilmemesi sonucu tazminat ödemeye mahkûm olan idare, ödediği tazminatın iadesi için kamu görevlisine rücu edecektir. Bu bağlamda, Danıştay 5. Dairesinin 3.6.2008 gün ve E:2007/7369, K:2008/3234 sayılı kararında; yargı kararının yerine getirilmemesi sonucu tazminat ödemek zorunda kalan idarenin, kusuruyla zarara neden olan kamu personeline rücu etmesinin zorunlu olduğuna, şayet idare rücu etmezse ilgili her vatandaşın rücu davası açmakta menfaatinin bulunduğuna ve kamu görevlilerinin yaptığı hatalar nedeniyle devlet tarafından ödenen zararın topluma yükletilemeyeceğine hükmetmiştir.Çalışmamızın ilk bölümünde, idari yargılama süreci içerisinde verilen kararların neler olduğu, türleri ve nitelikleri ele alınmıştır. Bu kapsamda, idari yargıda davanın açıldıktan sonra ilk aşamasında, dava dilekçesinin ilk incelenmesi sonucu verilen kararlar ile dava açıldıktan sonra davanın esasına ilişkin kararların türlerini ve niteliklerini inceledik.İkinci bölümde, idari yargılama sürecinde verilen kararların hukuki ve fiili etkilerini ve bu kararların gereğinin nasıl yerine getirileceği konusunu irdeledik.Üçüncü bölümde, gerek idarenin ve gerekse kamu görevlilerinin idari yargı kararını uygulama zorunluluğu kapsamında, hukukumuzdaki yasal mevzuata yer verilmiştir. Diğer yandan, idari yargı kararlarının iradi olarak uygulanmaması ile zorunlu olarak uygulanamaması halleri üzerinde durulmuştur.Son bölümde ise, idarenin ve kamu görevlilerinin ayrı ayrı olmak üzere idari yargı kararını yerine getirmemesi nedeniyle hukuki, cezai, siyasi ve idari sorumlulukları üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda, yargı kararını yerine getirmeyen kamu personelinin yargılanma sürecini ve yargılama sonucu verilecek cezai müeyyide incelenmiştir.