Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Şahin, Ayşenur Çelik" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Trafik kazası nedeniyle 2011-2020 yılları arasında acil tıp ve adli tıp anabilim dalları tarafından düzenlenen form ve raporların karşılaştırılması
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Şahin, Ayşenur Çelik; Eke, Salih Murat
    Her türlü kaza, cinayet, intihar girişimleri sonucu meydana gelen yaralanmalar adli nitelik taşır. Kendilerinin ya da bir başkasının kusurlu veya kasıtlı eylemi sonucu yaralanarak adli nitelik taşıyan bu kişilere ilk müdahaleleri sıklıkla sağlık kuruluşlarının acil servislerinde yapılmaktadır. Adli olgular böylece acil servislere başvuran olguların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu sebeple; acil serviste çalışan hekimler hastaları ile ilgili kayıt tutma yükümlülüğünün bir uzantısı olarak adli rapor düzenleme yükümlülüğü ile de sık karşılaşmaktadırlar. Acil servislerde çalışan hekimler hastalara gösterdikleri özenin yanı sıra adli vakalarda düzenleyecekleri belgelere de ayrıca özen göstermelidir. Çünkü düzenlenen bu belgeler, soruşturma safhasında tek başına kullanılabileceği gibi, savcılıklar tarafından veya ilerleyen süreçte mahkemeler tarafından istenmesi halinde bir adli tıp uzmanı tarafından düzenlenecek olan adli rapora dayanak da oluşturabilir. Bu nedenle, travma sonrası ilk müracaat edilen sağlık kuruluşundaki hekimlerin kişide meydana gelen tıbbi hasarları eksiksiz ve doğru şekilde rapora aktarmaları çok önemlidir. Bu çalışmada hipotezimiz; yaralanan kişi adli rapor düzenlenmesi için cumhuriyet savcılıkları, mahkemeler ya da kolluk kuvvetleri tarafından gönderildiğinde kişide meydana gelen tıbbi hasarların acil serviste düzenlenen belgelere yeterince aktarılmadığı yönündeydi. Bu hipotezimizi sınamak için trafik kazası sonucu yaralanan olgulara Acil Tıp Anabilim Dalı'nda düzenlenen belgeler ile aynı olgulara Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen adli tıp raporları karşılaştırılmıştır. Acil servis muayene formunda yazılı olan abrazyonların %28,1'inin, laserasyonların %12,4'ünün, ekimozların %58,8'inin, hematomların %28,9'unun, iç organ hasarlarının %54,5'inin, kırıkların %40,4'ünün genel adli muayene raporuna aktarılmadığı, laserasyonların %16,5'inde, ekimozların %21,8'inde, hematomların %28,9'unda, abrazyonların %41,6'sında boyutları hakkında herhangi bir bilgi belirtilmediği saptanmıştır. Genel adli muayene raporunda yazılı olan abrazyonların %49,1'inde, hematomların %40'ında, ekimozların %45,2'sinde, laserasyonların %16'sında herhangi bir boyut bilgisi bulunmadığı saptanmıştır. Adli tıp raporunda belirtilen kırıkların %48,4'ünün acil servis muayene formunda, %45,4'ünün genel adli muayene raporunda belirtilmediği saptanmıştır. Acil Tıp Anabilim Dalı'nda düzenlenen belgeler ile Adli Tıp Anabilim Dalı'nda düzenlenen adli tıp raporları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Acil servislerde çalışan hekimler acil bir olgunun klinik sorunları ile baş etmelerinin yanı sıra çoğu zaman hastalardan ya da hasta yakınlarından kaynaklanan gerilimleri de yönetmek durumunda kalırlar. Ayrıca acil servise başvuran adli olgular da mevcut gerilimleri artırırlar. Böylelikle adli olguya müdahale eden hekim bütün bu gerilimlerle baş etmenin yanı sıra ilerde kendilerinin yasal sorunlarla karşılaşmasına neden olabilecek bir adli rapor düzenlemek zorunda da kalırlar. Oysa acil serviste hekimin adli olguya yapmış olduğu müdahale tıbbi bakımdan herhangi bir hastaya uygulanan müdahaleden farklı değildir. Bu nedenle düzenlenen rapor hekimi strese sokan ve düzenlemek istemediği bir adli rapor olarak değil "Adli Olgu Durum Bildirir Raporu" şeklinde düzenlenmelidir. Bu belgede travmaya bağlı kişide meydana gelen tıbbi hasarlar özenli ve usulüne uygun şekilde belirtilmeli ve hastanın klinik durumunun yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı bilgisi belgeye eklenmelidir. Bunların dışındaki değerlendirmeler adli tıp uzmanınca yapılmalıdır. Bu durum acil servis hekimini yukarıda tanımlanan gerilimlerden kurtaracaktır. Esasen uygulamada düzenlenen genel adli muayene raporu yasal süreçte bir adli tıp uzmanına gönderilerek yeniden rapor düzenlenmektedir. Yani adli rapor olarak düzenlenen belgenin bir adli tıp uzmanınca düzenlenmesi gerektiği aşikar bir durumdur. Anahtar Kelimeler: Adli olgu, acil servis, genel adli muayene raporu, adli rapor

| Kırıkkale Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kırıkkale Üniversitesi, Kırıkkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim