Yazar "Şenocak, İbrahim" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Küçük Resim
    Öğe
    Percutaneous nephrolithotomy in patients with incidental encountered purulent urine at initial puncture
    (Springer, 2023) Sipal, Timuçin; Şenocak, İbrahim; Ataman, Miraç; Yuvanç, Ercan; Yılmaz, Erdal
    We are reporting the 39 patients' outcomes who underwent percutaneous nephrolithotomy and purulent urine encountered at the initial steps of surgery. Of 873 patients who underwent PCNL, 48 had purulent fluid during the initial puncture. After excluding those at risk for infection, we studied 39 patients' preoperative and postoperative variables-including postoperative day (POD) 1, 3, 5 fevers. In group 1, 21 patients had a nephrostomy tube placed, and PCNL was postponed. In group 2, 18 patients had successful stone removal in the first session. All surgeries were successful, with no septic events during follow-up. No significant differences in preoperative variables were found. 14% and 22% of patients in groups 1 and 2 had infected fluid (p = 0.470). Four patients in group 1 (19%) and seven patients in group 2 (38.9%) had a high fever (& GE; 38 C) on POD1 (p = 0.171), and 1 (5%) in group 1 and 3 (17%) in group 2 had high fever on POD 3 (p = 0.22). No patients remained with high fever on POD5. Mild sepsis was diagnosed in 9.5% of group 1 and 16% of group 2 (p = 0.820), and hospitalization time differed significantly (p < 0.001). Stone size and operation time were correlated with postoperative fever, and prolonged hospital stays were associated with positive blood cultures and postponed procedures. PCNL with proper technique and antibiotics can lead to quicker recovery and reduced hospitalization time in selected patients with pus in their pelvicalyceal system.
  • [ X ]
    Öğe
    Perkütan taş cerrahisinde supin ve prone pozisyonlarında kan gazı değişiklikleri
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Şenocak, İbrahim; Yılmaz, Erdal
    Amaç: Perkütan nefrolitotomi (PNL) operasyonunda hemodinamik açıdan prone veya supin pozisyonlarından hangisinin avantajlı olduğunu bulmayı amaçladık. Gereç – Yöntem: Kliniğimizde PNL operasyonu planlanan 123 hasta randomize olarak iki gruba ayrıldı. Grup 1'deki 67 hastaya prone, grup 2'deki 56 hastaya supin pozisyonda PNL uygulandı. Hastaların preoperatif (pre-op) ve postoperatif (post-op) spontan solurken Arteriyel kan gazı değerlerine bakıldı. Bulgular: Grup 1 (prone) ve grup 2'deki (supin) hastalarının ortalama yaşları grup 1'de 49,2±13,5 yıl iken grup 2'de 57,3±12,8 yıldır. Grup 1'de ortalama taş boyutu 29,8±11,2 mm iken grup 2'de 20,8±7,2 mm'dir. Grup 1'de ortalama ameliyat süresi 109,9±40,4 dk iken grup 2'de 59±24 dk'dır. Grup 1 ve grup 2'deki tüm hastalara standart PNL yapılmıştır. Grup 1'in ve grup 2'nin pre-op ve post-op dönemlerde alınan kan gazı verilerine bakıldığında post-op dönemde her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı pH düşmesi görüldü. pH düşme farklarını karşılaştırdığımızda istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Grup 1'in ve grup 2'nin pCO2 verilerini karşılaştırdığımızda her iki grupta da post-op dönemde pCO2 değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı derecede artış bulundu. Her iki grubun pCO2 artış değerleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı değildi. Grup 1'in pre-op ve post-op dönemde SpO2 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken, grup 2'nin post-op SpO2 değerinde pre-op değere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düşme bulundu. Grup 1'in ve grup 2'nin pre-op ve post-op hemoglobin değerleri karşılaştırıldığında her iki grupta da istatistiksel olarak hemoglobin değerinde anlamlı düşme gördük. Grup 1'in ve grup 2'nin pre-op ve post-op bikarbonat değişimlerine bakıldığında her iki grupta da bikarbonatta istatistiksel olarak anlamlı düşme gördük. Grup 1'in ortalama taburculuk süresi 3,34±1,78 gün iken, grup 2'nin 3,05±1,1 gündür. Grup 1'in Stone Free (SF-Taşsızlık) değerlendirdiğimizde genel başarı %86,9 iken, grup 2'nin %92,9'dur. Grup 1'de staghorn taş sayısı 14 hastada mevcut iken grup 2'de staghorn taş yoktu. Sonuç: PNL hastalarının hemodinamisi operasyon sırasında ve sonrasındaki kısa dönemde bozulmaktadır. Supin ve prone pozisyon arasında bu açıdan bir fark olmadığı düşünülmektedir.
  • Küçük Resim
    Öğe
    The Diagnostic Value of Soluble Triggering Receptor Expressed on Myeloid Cells for Patients with Acute Stone Pyelonephritis
    (Mdpi, 2024) Özsoy, Metin; Ataman, Miraç; Sahin, Serhat Kazım; Şenocak, İbrahim; Varlıbaş, Artuner; Yuvanç, Ercan; Çifçi, Aydın
    Soluble triggering receptor expressed on myeloid cells (sTREM-1) is a new biomarker that can be used for the diagnosis and monitoring of urinary system infections. This study aimed to evaluate the diagnostic performance of serum sTREM-1 in patients with a diagnosis of acute stone pyelonephritis (ASP). This prospective study included 46 patients with a diagnosis of ASP and a control group of 23 individuals without urinary system infection. Blood samples were taken from participants upon hospital admission, and basal serum sTREM-1 levels were analyzed using the ELISA method. Serum sTREM-1 concentrations were measured after treatment of ASP patients. Basal leukocyte counts, C-reactive protein (CRP) levels, procalcitonin (PCT), and sTREM-1 (98.6 vs. 68.4 pg/mL, p < 0.001) levels were higher in the ASP group compared to the control group. After treatment, the median leukocyte counts, PCT, and sTREM-1 levels decreased and were similar to those of the control group. The median CRP level also decreased after treatment, but it remained higher than that of the control group. In predicting patients with ASP, the baseline sTREM-1 exhibited a sensitivity of 74.6% and a specificity of 78.2%, while its diagnostic performance was lower than that of leukocyte counts, CRP, and PCT. Despite the findings that levels of sTREM-1 were higher upon hospital admission in patients with ASP and significantly decreased after treatment, the utility of sTREM-1 as a biomarker for predicting patients with ASP remains constrained when compared to established inflammatory markers.