Yazar "Akgül, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acil Ünitesine Kafa Travması Nedeni İle Başvuran Olguların Değerlendirme Sonuçları(2016) Akgül, Mehmet; Burulday, VeyselGiriş: Kalıcı hasara ve ölüme neden olan beyin ve omurilik yaralanmaları gelişmiş toplumlarda önemli bir sağlık sorunu oluşturmaya devam etmektedir. Kazalar yaralanmaların en önemli nedenini oluşturmaktadır. Çalışmamızın amacı kafa travmalarının sıklığını, nedenlerini ve sonuçlarını incelemek, oluşan patolojik bulguların önemini vurgulamaktır. Gereç ve Yöntem: 2 Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi acil bölümüne 2015- 2016 tarihleri arasında kafa travması nedeni ile Beyin cerrahisi bölümünce değerlendirilen ardışık 100 olgunun tanımlayıcı analizleri gerçekleştirildi. Bu hastaların 69'u erkek, 31'i bayandı. Hastaların çekilen Kranial Bilgisayarlı Tomografileri "Marshall skoru" ile analiz edildi. Hastaların yaş, cins, kafa travma nedenleri, geliş Glaskow Koma Skoru (GKS) ve Glaskow Outcome Skorları (GOS) kayıt edildi. Bulgular: Hastaların Marshall skoru %94 ünde Grade I idi. Dört olguda Grade II, 1 olguda Grade III, 2 olguda ise Grade IV idi. Geliş GKS %92'sinde 15, altı olguda 14, iki olguda 3 idi. GOS'ları ise 96 olguda 5, bir olguda 3, üç olguda 1 idi. Olguların yaş ortalaması 34.222.2 (Yaş aralığı: 1-83 yıl) idi. Olguların cinsiyet grubuna göre kaza nedenlerine bakıldığında erkeklerde araç dışı trafik kazası (ADTK), (%13'e karşılık %6.5), darp (%11.6'ya karşılık %3.2) bayanlara göre daha fazla gözlenmekteydi. Buna karşılık kadınlarda ise, araç içi trafik kazası (AİTK) (%45.2'ye karşılık %23.2) erkeklerden daha fazla gözlemlenmiştir. Kadınlarda düşme sonucunda yaralanma erkeklerden biraz daha yüksekti. Sonuçlara bakıldığında 16-30 yaş dışındaki tüm gruplarda kafa travmasının en sık nedeni düşme olarak saptandı. 16-30 yaş grubunda ise kafa travmasından en fazla AİTK sorumluydu. Sonuç: Her yaş grubunda en sık travma nedeni olarak düşmenin saptanmasının etiyolojisinde bölgenin kırsal özellikleri nedeniyle tarımla geçinen bir bölge olduğu düşünülmüştür. Yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve ekonomik düzeyin yükseltilmesi ile yapılacak ergonomik çalışmalar bu sonucun çözümüne katkıda bulunacaktır.Öğe İntrakranial Apselerde Cerrahi Tedavi Sonuçları(2016) Akgül, Mehmet; Burulday, VeyselGiriş: İntrakranyal apselerde cerrahi tedavi sonuçlarımızı sunmaktır. Gereç ve Yöntem: 2005-2016 tarihleri arasında Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi kliniğinde intrakranial abse tanısı ile tedavi edilen 11 olgu retrospektif olarak incelendi. Bu çalışmada, intrakranial apseli hastaların şikâyetleri, apsenin meydana geliş şekli, apsenin yerleşimi ve bulguların dağılımı incelendi. Hastalara uygulanan cerrahi yaklaşım şekilleri ve sonuçları karşılaştırıldı. Cerrahi teknik olarak Stereotaksik Burrhole'den aspirasyon veya kraniektomi ile drenaj ve kapsül eksizyonu uygulandı. Bulgular: Onbir hasta çalışmaya alındı. Hastaların yaşları 11-63 yaş arasındaydı. Ortalama yaş 333 idi. Hastaların şikayetleri, görülme sıklığına göre, 7 hastada (%63.6) bilinç bulanıklılığı, 4 hastada (%27.2) bulantı-kusma, daha az oranda baş ağrısı, kuvvetsizlik, ateş ve baş dönmesi şikayetleri vardı. Hastaların abse lokalizasyonları genellikle temporal semptomların başlaması sonrası kliniğimize başvuru süreleri, ortalama 23.65 gün'dü. Cerrahi olarak 11 hastanın 7'sine (%63.6) Burr-holle ile abse drenajı, 2 hastaya kraniektomi ile abse drenajı ve 2 hastaya kapsül eksizyonu (%18.1) operasyonu yapıldı. Operasyon öncesi ve sonrası radyolojik olarak Kranial Bilgisayarlı Tomografi (BT) çekildi. Klinik takipte laboratuar analizi olarak CBC, Sedimantasyon, hsCRP düzeylerine bakıldı. Operasyon sırasında abse materyalinden kültür gönderildi. Hastaların GOS (Glaskow outcome scala) puanlaması 8 hastada 5 (%72.7), bir hastada 4 (%9.09), bir hastada 2 (%9.09) ve bir hastada 1 (%9.09) puan olarak hesaplandı. Sonuç: İntrakranial abselerin cerrahisinde uygulanan cerrahi yaklaşımlardan abse aspirasyonu ile kapsül eksizyonu arasında GOS oranı açısından belirgin bir fark görülmedi. Ek olarak cerrahi sonrası takiplerde apse boyutun 2 cm'in altında ise Kranial BT takibine ihtiyaç olmadığı, medikal tedavi ve CRP düzeyi takibinin tek başına yeterli olduğu görüldü.Öğe Kalsit Mineral Katkılı Orta Yoğunlukta Liflevha (MDF)’nin Yanma Performansının Araştırılması(2021) Camlibel, Osman; Akgül, MehmetBu çalışmada, MDF levhaların yangına dayanıklılık özelliklerini arttırmak için kalsit mineralinin MDF üretiminde kullanılma imkanları araştırılmıştır.Yongalar Asplund defibratörde 4 dakika 7.5 bar ve 180ºC sıcaklıkta pişirilmiştir. liflemeden önce % 1,5 sıvı parafin mantarlaşmış yongalara verilmiştir. 1 m³ MDF üretimi için kullanılan lignoselülozik liflerin yerine; %3, %6, %9 oranlarında kalsit minerali üre formaldehite tutkalı ile karıştırılarak blowlinedan liflere verilmiştir. Lifler % 12 rutubete kadar kurutulmuştur. Levhalar 185 °C sıcaklık, 32 kg/cm² basınç ve 270 saniyede sekiz katlı sıcak preste preslenmiştir. Üretilen levhalar 50, 80 ve 120 tane büyüklüğünde zımpara bantları ile zımparalanmıştır. Kalsit katkılı üretilen levhaların yanma testleri; AKY, KKY, KHY, AKY lüks, KKY lüks, KHY lüks, İYB, KHYS, Ağırlık kaybı deneyleri yapılmıştır. Sonuç olarak kalsit mineralleri; levhaların yangına karşı direnç testinde iyi bir performans göstermiştir.Öğe The Use of Borax Pentahydrate of Inorganic Filler in Medium Density Fiberboard Production(Universidad del Bio-Bio, 2021) Akgül, Mehmet; Çamlıbel, OsmanThe aim of the study was the use of the inorganic borax pentahydrate mineral in medium density fiberboard production instead of biomass fiber and to specify the performance which physical, mechanical, combustion of produced boards. Chips used in manufacture were subjected to cooking for 4,5 minutes in Asplund defibrator at the vapor pressure of 7,6 kg/cm2 pressure and 190 xoC temperature. 1,6 % paraffin based on oven-dried wood fibers was added to cooked chips before the fiber processing in segments of defibrillator section. 1 % ammonium sulfate based on oven-dried wood fibers were added to fiber in the bowline. Borax pentahydrate was prepared in a separate tank in order to use the production of medium density fiberboard. Borax pentahydrate inorganic mineral was mixed with urea-formaldehyde resin. Urea-formaldehyde glue was prepared as three different solutions including the borax pentahydrate as 3 % (20 kg), 6 % (40 kg) and 9 % (60 kg) respectively. Borax pentahydrate mixed fibers were dried to 12 % moisture. Mat was formed before prepress. Daily multi-press was manufactured at 188 xoC temperature and 32 kg/cmx2pressure and, 270 second pressing time. Manufactured boards size were 2100 x 4900 x 18 (mm). According to this work result, 3 % and 6 % rate borax pentahydrate added medium density fiberboard boards were measured more good physical and mechanical test results compare to control boards. 9 % borax pentahydrate added medium density fiberboard boards were shown incredibly superior performance at fire resistance. © 2021. All Rights Reserved.Öğe Üre-Formaldehit Reçine Mol Oranının Yüksek Yoğunlukta Lif Levhanın (HDF) Mekanik Özellikleri Üzerine Etkileri(2021) Camlibel, Osman; Akgül, MehmetBu çalışmada, yüksek yoğunlukta lif levha üretim hattında %50 sarı çam (Pinus sylvestres L), %30 köknar (Abies nordmanniana L), %20 kayın (Fagus orientalis L) R;1.17, X;0.98 ve Y; 0.88 mol üre-formaldehit tutkalı (ÜF) kullanılarak 7.7mmx2100mmx2440 mm HDF levha üretilmiştir. Proseste üretim parametreleri sabit kalmıştır. Tek değişken üç farklı mol oranlarında kullanılan üre formaldehit tutkalı olmuştur. Sıcak pres parametrelerinden pres hızını 950 mm/sn ve pres sıcaklığını 215ºC ve 60 saniye presleme süresi parametrelerinde üretim gerçekleşmiştir. Üretilen A, B, C HDF levhaların yoğunluğuna ve mekanik testlerinin (eğilme mukavemetine, eğilmede elastikiyet modülüne ve levha düzlemine dik çekme mukavemeti) performans testlerine bakılmıştır Her bir test grubundan beş levha ölçülmüştür. HDF levhalarının özgül ağırlığı (A; 870.4 kg/m³, B; 875.6 kg/m³. C; 857.4 kg/m³), mekanik test ölçüm performansları, eğilme mukavemeti (A; 40.97 N/mm², B; 39.90 N/mm², C; 38.08 N/mm²), eğilmede elastikiyet modülü (A; 3814.2 N/mm², B; 3525 N/mm², C; 3356.6 N/mm²), çekme mukavemeti (A; 1.48 N/mm², B; 1.38 N/mm², C; 1.17 N/mm²) gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda (A;1.17, B;0.98 ve C;0.88) üre formaldehit tutkalı kullanarak üretilen HDF levhalarına mekanik test sonuçlarına göre farklılıklar ortaya konulmuştur. Bu farklılıklar sebebi farklı mol oranlarında kullanılan üre formaldehit tutkalından kaynaklanmaktadır.