Yazar "Aktan, Burak" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Deneysel yanık modeli oluşturulan ratlarda deksmedetomidinin antiinflamatuar etkisinin araştırılması(Kırıkkale Üniversitesi, 2017) Aktan, Burak; Gençay, IşınGiriş/Amaç: Yanık, toplumda sıkça görülen fiziksel ve psikolojik ağır bir travmadır. Yanık hasarı ısı, elektrik, kimyasal maddeler, radyasyon, kaynar sıvılar ve alev gibi etkenlerle meydana gelebilir. Doku harabiyeti sonucu deri bütünlüğü bozulup lokal etkilerinin yanı sıra; sistemik, dolaşımsal ve metabolik patolojilere sebep olabilir. Pro ve antiinflamatuar sitokinlerin kontrolsüz salınımı immünolojik disfonksiyon ve belirgin sistemik inflamasyona yol açar. Şiddetli yanıklarda aşırı inflamatuar etki ve ciddi metabolik bozukluklar özellikle yanık sonrası erken dönemde gelişir. Bu esnada aşırı inflamatuar yanıta ek olarak kardiyak disfonksiyon, akut respiratuar distres sendromu, akut böbrek yetmezliği, artmış intestinal geçirgenliğe bağlı bakteriyal translokasyon, hipermetabolizma, hiperkatabolizma ve sepsis gibi sistemik rahatsızlıklar ortaya çıkar. Bunun sonucunda çoklu organ yetmezliği ve ölüm meydana gelir. Deksmedetomidin genellikle yoğun bakımda sedo-analjezi amaçlı kullanılan, selektif bir ?-2 adrenerjik reseptör agonistidir. Ayrıca sedatif, analjezik, hipotansif etkisinden dolayı perioperatif dönemde adjuvan ilaç olarak da tercih edilir. Bunlara ek olarak solunum depresyonu etkisi olmaması nedeni ile premedikasyonda da rahatlıkla kullanılmaktadır. Deksmedetomidinin santral sempatolitik etkisi, sitokin salınımı ile ortaya çıkan sempatik sinir sistemi aktivasyonunun ve inflamasyonun oluşumunu baskıladığı düşünülmektedir. Öyleki birçok klinik ve deneysel çalışmada inflamatuar yanıtı baskıladığı vurgulanmıştır. Bu çalışmanın amacı deksmedetomidinin yanık hasarındaki antiinflamautuar etkisinin araştırılmasıdır. Çalışmanın hipotezi mevcut literatür doğrultusunda yanık travmasıyla meydana gelecek inflamatuar değişikliklerin deksmedetomidin ile azalacağı yönündedir. Araç-yöntem: 24 adet Wistar- Albino cinsi rat çalışmaya dahil edilmiş; rastgele 4 gruba (n=6); herhangi bir işlem uygulanmayan kontrol grubu, yanık oluşturulan ancak ilaç verilmeyen sham grubu, yanık oluşturulduktan sonra 30 dakika 0.5 mcg/kg/saat deksmedetomidin iv infüzyon uygulanan düşük doz deksmedetomidin grubu, yanık oluşturulduktan sonra 30 dakika 1 mcg/kg/saat deksmedetomidin iv infüzyon uygulanan yüksek doz deksmedetomidin grubu olmak üzere ayrılmıştır. Ratlar 24 saat gözlendikten sonra alınan kan örnekleri 4000 rpm'de 10 dakika santrifüj edilip Eppendorf tüplerinde -80º'de muhafaza edilmiştir. Serum TNF-?, IL-1ß ve IL-6 Rat ELİSA kitleri kullanılarak ölçülmüş ve değerler pg/ml olarak ifade edilmiştir. Yanık bölgesinden alınan doku örnekleri myeloperoksidaz (MPO) çalışılmak üzere -80º'de muhafaza edilip ELİSA kitleri kullanılarak sonuçlar ng/mg/protein olarak ifade edilmiştir. Tüm sonuçlar üretici firma doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bulgular: Deksmedetomidinin, özellikle yüksek doz verilen grupta, serum TNF-? ve IL-6 düzeylerini belirgin olarak azalttığı görülmüştür. Yüksek doz deksmedetomidin verilen grupta TNF-? ve IL-6 değerleri neredeyse kontrol grubuna yaklaşmıştır. Düşük veya yüksek dozlarda verilen deksmedetomidin IL-1ß seviyelerinde ise azalma oluşturmuş ancak bu istatistiksel olarak anlamlı ölçülmemiştir. Deksmedetomidinin doku üzerindeki etkisi MPO düzeyleri baz alınarak bakıldığında düşük dozda istatistiksel olarak anlamlı olmasa da azalma gözlenmiş ancak yüksek doz ilaç alımıyla MPO düzeylerinde tam tersi, istatistiksel olarak anlamlı olmayan artış gözlenmiştir. Sonuç: Deksmedetomidin son zamanlarda gerek sedo-analjezi gerekse anestezi alacak yanık hastalarına kullanılmaktadır. Yanık hastalarındaki etkilerinin diğer anesteziklerle karşılaştırıldığı pek çok çalışma mevcuttur. Ancak çalışmamız deksmedetomidinin yanıktaki inflamatuar yanıtın değerlendirildiği ilk çalışmadır. Sonuç olarak iyi bir sedoanaljezik ajan olan deksmedetomidinin, yanık modeli oluşturulan ratlarda optimum doz ayarlamasıyla antiinflamatuar etkisi olduğu gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Yanık hasarı, deksmedotimidin, inflamasyon, deneyselÖğe Karbonmonoksit İ ntoksikasyon Tanısı ile Yoğ unbakımda Tedavi Edilen Olğuların Retrospektif Analizi(2020) Aydın, Gülçin; Gençay, Işın; Çolak, Selim; Aktan, Burak; Büyükkoçak, ÜnaseBu çalışmanın amacı karbon monoksit intoksikasyon tanılı hastaların etyolojik ve demografik özelliklerini belirlerken, klinik bulguların tedavisürecine ve prognoza etkisini araştırmaktır. Çalışmaya 2014-2017 yılları arasında Yoğun Bakım Ünitemizde karbon monoksit intoksikasyon tanısı ileyatan 63 hasta dahil edildi. Yaş ortalaması 44.49 yıl olan hastaların 32’si kadın, 31’i erkek idi. Maruziyet sonrası acil servise başvuru süresi ortalama6.22 saat idi. Başvuru anında COHb değeri ortalama %27 idi. En sık maruziyet %61.9 ile kış mevsiminde iken en sık maruziyet kaynağı %93.7 ile sobaidi. Acil servise başvuru anında ortalama GKS puanı 14.1 puan idi. Hastaların %79.4’ünde nöropsikiyatrik semptomlar, %36.5’inde gastrointestinalsemptomlar, %23.8’inde solunum sistemi semptomları, %15.9’unda otolojik semptomlar, %11.1’inde ise kardiyovasküler semptomlar vardı. İkihastada mekanik ventilatör, 57 hastada noninvazif mekanik ventilatör (NIMV) ve 12 hastada hiperbarik oksijen tedavisi ihtiyacı oldu. Hastaların çıkışGKS değerleri ortalama 15 idi. Hastanede ortalama yatış süreleri 1.71 gün idi. Hastalar başvuru anındaki COHb düzeylerine göre; COHb düzeyi%10’nun altında hafif (grup 1), %11-25 arası orta (grup 2), %26-40 arası ağır (grup 3), %41 üzeri çok ağır (grup 4) olarak gruplandırıldı. Gruplararasında pH, GKS geliş puanı, otolojik semptomlar, NIMV ihtiyacı, SpO2, CK-CKMB düzeyi değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farkbulundu. Hastalar hastaneye başvuru anındaki GKS puanlarına göre grup A (GKS=15) ve grup B (GKS<15) olarak sınıflandırıldı. gruplar arasında;COHb geliş düzeyi, KVS semptomlar, ek hastalık varlığı, solunum sistemi semptomları, mekanik ventilatör ihtiyacı, HBO ihtiyacı, CK ve troponindüzeyi açısından istatistiki olarak anlamlı fark vardı. Hiperbarik oksijen tedavisi alan (grup I) ve almayan (grup II) hastalar da karşılaştırmalı olarakdeğerlendirildi. grup I’de troponin-I (p=0.015), CK(p=0.032) düzeylerinde ve mekanik ventilasyon ihtiyacında (p=0.003) belirgin artış olduğu,GKS’nun düşük olduğu (p<0.001) tespit edildi. Bununla birlikte HBO tedavisi gereksinimi ile troponin ve CK seviyesi arasında pozitif yöndekorelasyon olduğu görüldü. Bu çalışma sonunda karbon monoksit intoksikasyon tanılı hastalarda başvuru anındaki GKS puanı, COHb, CK-CKMB velaktat değerlerinin klinik bulgular ile birlikte yorumlanmasının hem tedavi hem de prognoz üzerinde önemli etkilerinin olabileceği düşünüldü.