Yazar "Altuğ, Nuri" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Doğal theileriozisli sığırlarda tedavi öncesi ve sonrası bazı klinik, hematolojik ve biyokimyasal parametreler(2013) Özkan, Cumali; Akgül, Yakup; Altuğ, Nuri; Kaya, Abdullah; Yüksek, Nazmi; Keleş, İhsan; Yur, FatmagülBu çalışma, theileriozisli sığırlarda tedavi öncesi ve sonrası klinik, hematolojik ve biyokimyasal parametrelerde meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Çalışmanın materyalini 21 hasta ile 10 sağlıklı sığır oluşturdu. Hayvanların sistemik olarak tedavi öncesi (TÖ) ve tedavi sonrası (TS) klinik muayeneleri yapılarak elde edilen bulgular değerlendirildi. He- matolojik (HCT, HGB, MCHC, WBC, granülosit sayısı ve yüzdesi, lenfosit/monosit sayısı ve yüzdesi, PLT) ve biyokimyasal parametreler [serum total protein (TP), albumin, glikoz, BUN, kreatinin, AST, total bilirubin, direkt bilirubin, Na, K, Cl] için kan örnekleri alındı. Klinik olarak theileriozisli hayvanlarda TÖ beden ısılarının istatistiksel olarak (p0.01) önemli oranda yü kseldi- ği, TS’ında ise azalarak kontrol grubu değerlerine yaklaştığı belirlendi. Hematolojik parametrelerden HCT ve HGB konsantras- yonlarının TÖ önemli oranlarda azaldığı (p0.001), TS değerlerinde artışlar görülmesine rağmen, kontrol değerlerinden düşük oldukları saptandı. PLT değerlerinin TÖ’inde düşük olduğu, TS ise artış göstererek kontrol değerlerine yaklaştığı belirlendi. Biyokimyasal parametrelerden TP ve albumin değerlerinde azalmaların olduğu, TS’nda ise istenilen düzeyde artışların olma- dığı tespit edildi. Serum BUN ve kreatinin değerleri TÖ ve TS değerleri arasında anlamlı farklılığın (p0.05, p0.001) olduğu belirlendi. AST, total bilirubin, direkt bilirubin değerlerinde TÖ anlamlı artışların olduğu (p0.05), TS’nda azalarak kontrol grubu değerlerine yaklaştığı tespit edildi. Sonuç olarak, theileriozisli sığırlarda klinik, hematolojik ve biyokimyasal parametrelerde önemli değişimler olduğu belirlendi. Ancak TS bazı parametrelerde (HCT, HGB, total protein, albumin) beklenen düzelmelerin oluşmadığı, bu nedenle özellikle hastalığın prognozunun değerlendirilmesinde TS kısa sürede düzelme gösteren PLT, BUN, kreatinin, AST, direkt ve total bilirubin gibi bazı parametrelerin değerlendirilmesinin yararlı olacağı kanısına varıldı.Öğe Holştayn ırkı üç inekte sekum dilatasyonu, dislokasyonu ve torsiyonu(2012) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Altuğ, Nuri; Motor, SedatIn this study, cecal dilatation-dislocation and torsion diagnosed using laparotomy technic in three Holstein cows with the ages of 5 (first case), 7 (second case), and 8 (third case) years, respectively, were evaluated. The animals were brought to the clinics of the Faculty of Veterinary Medicine, Mustafa Kemal University, one month later after parturition, with the complaints of anorexia, restlessness, weight loss, and decreased milk production. In clinical examination; dehydration at varying levels was observed in all cases. Simultaneous auscultation and percussion revealed ping sounds in right abdomen. The levels of serum Na , K, Cl-, Ca2 and P -3 were determined to decrease, while creatinine levels increased. Experimental laparotomy through the right paralumbar fossa disclosed necrosis in the mesentery of the region of the ileo-seco-colic torsion. Thus, perforation was seen in the first and second cases. As treatment; cecal content was evacuated, the torsions were corrected, and th e perforated necrotic areas were resected and sutured. The second and the third cases recovered but the animal in the first case was sent to slaughter due to deterioration during the post-operative period. As a result, the priority of medical or surgical treatment should be based on the changes in clinical and laboratory findings in the cases of cecal dilatation, dislocation and torsion. Additi onally, it is concluded that reduced iron level may be considered as a prognostic indica tor observed in the cases with dehydration, gastrointestinal bleeding, and anemia.Öğe Neonatal buzağı ishallerinin immunokromotografik test kitleri ile hızlı etiyolojik teşhisi(2013) Altuğ, Nuri; Yüksek, Nazmi; Özkan, Cumali; Keleş, İhsan; Başbuğan, Yıldıray; Ağaoğlu, Zahid Tevfik; Akgül, YakupBu çalışmada, ishalin en önemli etiyolojik etkenlerinin hızlı bir immunokromotografik metodla teşhisi amaçlandı. Çalışmada, 51 ishalli buzağı kullanıldı. İshalli buzağılardan rektal uyarımla steril dışkı kaplarına dışkı örnekleri alındı ve immunokromotografik hızlı diagnostik test kitleri ile enteropatojen teşhisi yapıldı. Ayrıca parazitolojik muayeneleri yapıldı ve etiyolojik teşhis sonuçlarına göre tedavi uygulandı. Buzağıların %64.7’sinde bir veya daha fazla enteropatojen tespit edildi. Tek veya miks olarak en çok E. coli K99 (%27.45) ve rotavirus (%27.45) saptandı. Coronavirus sadece bir buzağıda (%1.96) belirlendi. Buzağıların %7.84’inde miks etiyoloji (%3.92 E.coli K99 Rotavirus, %1.96 E.coli K99 E.coli CSA31A, %1.96 Rotavirus Cryptosporidium) tespit edildi. İshalli buzağıların % 11.76’sında ise sadece paraziter enteropatojenler (Eimeria %5.88, Criptosporidium %3.92, Ascarid %1.96) belirlendi. Sonuç olarak; buzağı ishallerindeki en önemli etiyolojik faktörlerin belirlenmesinde hızlı immunokromotografik test kitlerinin rahatlıkla kullanılabileceği, belirlenen enteropatojenlere karşı gerekli proflaktik ve yönetimsel önlemlerin acilen alınması gerektiği kanısına varıldı.Öğe Perikarditis Travmatikalı sığırlarda Serum Nitrik Oksit düzeyleri(2012) Özkan, Cumali; Kaya, Abdullah; Başbuğan, Yıldıray; Altuğ, NuriBu çalışmada perikarditis travmatikalı sığırlarda klinik, biyokimyasal ve EKG bulguların yanı sıra serum nitrik oksit seviyelerinin belirlenmesi amaçlandı. Çalışmanın materyalini 15 adet perikarditis travmatikalı ve kontrol grubu olarak 5 adet sağlıklı sığır oluşturdu. Tüm hayvanlardan elde edilen klinik ve elektrokardiyografik bulgular kaydedildi. Yöntemine uygun olarak alınan kan örneklerinden elde edilen serumlardan; serum glikoz, Tp, albumin, kreatinin, BUN, Ca, Mg, P, ALP, ALT, GGT, AST, LDH, CK, CK-MB, Na, K, Cl ve serum nitrik oksit düzeylerine bakıldı. Hasta hayvanlarda klinik olarak pozitif ven nabzı, kalpte çalkantı ve/veya sürtünme sesi ve bazılarında çene altı, gerdan ve karın altında ödem belirlendi. Ayrıca perikarditis travmatikalı sığırlarda beden ısısı, kalp ve solunum frekansı değerlerinin istatistiksel olarak kontrol grubundan yüksek olduğu belirlendi. Biyokimyasal parametrelerden Tp, albumin, kreatinin, Ca, P ve Mg düzeylerinde kontrol grubuna göre perikarditis travmatikalı sığırlarda göreceli azalmalar, BUN, ALP, AST, ALT, GGT, LDH, CK, CK-MB ve NO düzeylerinde ise artışların olduğu belirlendi. Ancak perikarditis travmatikalı sığırlarda sadece serum Ca düzeylerindeki azalma ve NO düzeylerinde belirlenen artışlar istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Ayrıca kontrol grubuna göre perikarditis travmatikalı sığırlarda istatistiksel olarak QRS(sn) değerlerinde artış, QRS(mV) değerlerinde ise düşüş olduğu belirlendi. Sonuç olarak, bu çalışmada perikarditis travmatikalı sığırlarda gözlenen en önemli değişikliklerin serum Ca düzeylerinde ve QRS(mV) değerlerinde azalma, nitrik oksit seviyelerinde ve QRS(sn) değerlerinde ise artış olduğu belirlendi. Ayrıca, perikarditis travmatikalı sığırlarda NO düzeylerinde artış olduğu ilk defa bu çalışma ile ortaya konuldu. Bu nedenle ileride yapılacak çalışmalarda perikarditis travmatika, NO ve yangısal parametreler ilişkisinin değerlendirilmesinin yararlı olabileceği kanısına varıldı. Sığır, Perikarditis travmatika, Klinik bulgular, Biyokimyasal bulgular, Nitrik oksitÖğe Ruminantlarda koruyucu hekimlik: I. aşı uygulamaları(2013) Altuğ, Nuri; Özdemir, Ramazan; Cantekin, ZaferCanlı vücudu bağışıklık sistemi sayesinde infeksiyonlara bağlı oluşabilecek hasarların önüne geçme yeteneğine sahiptir. Canlılarda bağışıklık, doğal bağışıklık ve edinsel bağışıklık olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İmmunolojiye gerçek anlamını kazandıran ve immun yanıt deyimini içeren kavram, spesifik bağışıklıkta denilen edinsel bağışıklıktır. Edinsel bağışıklık doğal infeksiyon ya da aşılamalar yoluyla aktif olarak, kolostrum ve immunserum ile de pasif olarak oluşabilmektedir. Koruyucu hekimlik kapsamında edinsel bağışıklık oluşturulmasında aşı uygulamaları sıklıkla başvurulan yöntemlerdendir. Bu derlemede aşı ve aşı çeşitleri, aşı uygulamalarında dikkat edilecek hususlar, gözlenebilecek yan etkiler ve ruminantlarda uygulanan aşılar hakkında güncel bilgiler verilerek, eksikliği görülen bölgeye ve sürüye uygun aşı programının hazırlanmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır.Öğe Ruminantlarda koruyucu hekimlik: II. Endoparaziter kontrol(2013) Altuğ, Nuri; Özdemir, Ramazan; Yaman, MehmetKoruyucu hekimlik, ruminantlarda endoparazit olarak yaşayan helmint hastalıklarını önlemek ve maksimum ve- rim elde etmek amacıyla önemlidir. Aşı çalışmaları henüz başarıya ulaşmadığından antihelmintik kullanımı, üretim ka- yıplarının azaltılmasına, zoonoz hastalıkların önlenmesine katkı sağlayan ve hala en sık başvurulan yöntemdir. Bunun- la birlikte ruminantlarda helmint enfeksiyonlarının kontrolü antihelmintik mücadele ve alternatif kontrol yöntemlerinin eş zamanlı ve bilinçli yapılmasıyla sağlanabilir. Bilinçsiz ve düzensiz antihelmintik uygulamaları etkili bir kontrolü engelle- mekte ve ilaçlara karşı direnç gelişmesine neden olmaktadır. Antihelmintik ilaç kullanımının temel amacı, konakçının parazit yükünü mümkün olduğunca azaltmaktır. Kullanılacak ilacın seçiminde parazitin gelişme dönemi, ilacın etki spektrumu, terapotik indeksi, verilme kolaylığı, fiyatı ve kalıntı bırakıp bırakmayacağı gibi kriterler dikkate alınmalıdır. Mücadele etkili ilaçlarla ve uygun zamanda yapılmalıdır. Tedavide etki spektrumu dar olan ilaçlar başka ilaçlarla kombi- ne edilmeli veya geniş spektrumlu ilaçlar tercih edilmelidir. Pratik uygulamada ruminantlar yılda iki kez tedavi edilirler. Tedavide doğru doz uygulamasına, kullanım sıklığına ve ilaç rotasyonuna dikkat edilmesi, ilaçlara karşı direnç gelişimi- ni önleyerek daha az antihelmintik kullanımı sağlayacaktır. Bu derlemede antihelmintik ilaçların etki mekanizması, etki spektrumu, etken maddeleri ve bunların ticari preparatları ile gebelik, laktasyon ve kesim öncesi kullanımında dikkat edilecek hususlar tablolarla özetlenmiştir.