Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Altunsu, Onur" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Analitik pozitivizm açısından yargıcın hukuk yaratması
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Altunsu, Onur; Zabunoğlu, Hamdi Gökçe
    Bu çalışmanın amacı, yasanın var olma ve anlam kazanma süreçlerinde egemenin rolünü tartışmaya açmaktır. Egemeni yasanın kaynağı olarak kabul eden analitik pozitivizm, yasayı yaratma ve yorumlama arasındaki zorunlu ilişkiyi göz ardı etmez. Yasaya serbestçe anlam yüklemek, onu yeniden yazmak demektir. Bu nedenle, yargıcın sınırlandırılması gerekir. Hobbes, Bentham ve Austin'e göre yargıç egemenin iradesini dikkate almakla yükümlüdür. Diğer ifadeyle, egemenin yasayı yürürlüğe koyma maksadını araştırmak zorundadır. Bunun için yönünü hukukun dışına, ahlaka çevirmelidir. Çünkü egemen, hukukla değil, yalnızca ahlak yasalarıyla bağlıdır. Egemen tarafından yürürlüğe konulan yasaların ahlakla uyum içerisinde olduğu varsayılmalıdır. Böylece yargılama aşamasında hukuk ve ahlakın birbirini tamamlayan alanlar olduğu ortaya çıkar. Çalışmanın kapsamı Analitik Pozitivizmin öncülerinden olan Hobbes ile bu kuramın kurucuları arasında gösterilen Bentham ve Austin'in yargılama hakkındaki görüşlerini analiz etmektir. Ortak noktaları yasayı egemenin buyruğuna indirgemek olan düşünürlere göre, yargıç, yorum yaparken yasanın bu özelliğini daima aklında tutmalıdır. Özellikle zor davalarda egemene olan bağlılığından ödün vermemelidir. Ahlak, yargıcı egemene bağlayan bir yorum aracıdır. Yasa geçerlilik kazanırken ahlakla ilişkilendirilmese dahi belirsizlik arz eden zor davalarda anlamını ahlaki değerlerin ışığında elde eder.
  • [ X ]
    Öğe
    Carl Schmitt’in Hukuk Düzeninin Temeli Hakkındaki Görüşleri
    (2018) Altunsu, Onur
    Bodin, modern anlamda egemenliği soyut unsurlara dayalı olarak açıklar. Egemen, özü itibariyle, hukuk yaratan ve dolayısıyla hukukun üzerinde bir güçtür. Schmitt ise istisna haline karar veren gücün egemen olduğunu söyleyerek daha somut bir açıklama ortaya koyar. Egemenin kararı, istisna haline ilişkin süreci belirler. Ülkenin içinde bulunduğu koşulların istisna halini ilan etmeye elverişli olup olmadığına egemen karar verir. Hukuk bu koşulları tüm detaylarıyla tanımlayamaz. Beklenmedik olayların yol açtığı istisna halinde egemen, hukuku askıya alır. Böylece egemenliğin hukukla olan ilişkisinde özü korunmuş olur. Schmitt’in kuramında hukukun askıya alınması, hukuka yeniden işlerlik kazandırmak için öngörülmüş geçici bir dönemi ifade eder. Bu nedenle, istisna halindeki uygulamalar olağan hale geçişi sağlamaya yönelik olmalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hans Kelsen'in düşüncelerinde hukuk-ahlak ilişkisi ve temel norm kuramı
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2017) Altunsu, Onur; Zabunoğlu, Hamdi Gökçe
    Bu çalışma, Hans Kelsen'in hukuk-ahlak ilişkisine dair görüşlerini ve geçerliliği varsayılan temel norm kuramını analiz etmek amacıyla yapılmıştır. Kelsen, 20. yüzyılın en önemli hukuk kuramcılarından biri olarak kabul edilir. Düşüncelerinde Kant'ın etkisi görülür. Onun norm anlayışı, hukukçulara farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Norm kavramı, doğal hukuktan farklı olarak, biçimsel yönüyle ele alınmıştır. Norm hakkındaki analizlerin hukuk-ahlak ilişkisine etkisi tartışılmıştır. Ayrıca, normlar temel normun işlevleri detaylı olarak incelenmiştir. Özellikle uluslararası hukuka geçerlilik kazandıran temel normun önemine dikkat çekilmiştir. Kelsen, genel bir hukuk kuramı oluşturmuştur. Tüm pozitif hukuk düzenleri için geçerli olan ortak kavramları analiz etmiştir. Kuram, kendi hukuk düzenini anlamak isteyen herkes için bir rehberdir. Ancak, söylendiği gibi, bütünüyle "saf" değildir. Etkililik unsuru, Kuram'ın saflığını zedeler. Her şeye rağmen, objektif bir Kuram'dır ve hiçbir ideolojik düşünceye taraf değildir. Aksiyolojik geçerlilik düşüncesinin karşısında yer alır. Norm, yalnızca "anlam" olduğu için geçerlidir. Kuram, tek taraflı bakış açısıyla değil, ön yargılardan arınmış bir biçimde analiz edilmelidir.
  • [ X ]
    Öğe
    Hart-Bodenheimer Tartışması Üzerinden Analitik Hukuk Bilimi Okuması
    (2023) Zabunoğlu, Hamdi Gökçe; Altunsu, Onur
    Yargılama, hukukun işleyiş sürecindeki zorunlu aşamalardan biridir. Hukuku tüm yönleriyle ele almak isteyen kuramsal yaklaşımlar, yargılamayı görmezden gelemez. Analitik hukuk biliminin temsilcisi Hart, genel olarak pozitif hukuka özgü kavramları ve bu kavramların birbirleriyle ilişkisini analiz ederek hukuku ahlaktan ayırır. Doğal hukuk öğretisini benimseyen Bodenheimer ise hukuk ve ahlak arasında zorunlu bir ilişki olduğunu farklı açılardan gündeme getirmeyi amaçlar. Ona göre, çoğu toplum tarafından benimsenen hukuk kuralları, insan doğasının bir yansımasıdır ve ahlaki temele sahiptir. Yasa koyucu, kural ihdas ederken kendisinin veya toplumun ahlaki yargılarından esinlenir. Hukuk ve ahlak arasındaki ilişkiyi açığa çıkaran bir diğer durum, yargıcın zor davalarda ahlaki prensiplerden destek almasıdır. Zor davalarda mevcut yasa olduğu gibi değil, olması gerektiği gibi yorumlandığı için hukukun otonomisi kaybolur. Hart için hukukun ahlakla ilişkisi analitik hukuk biliminin benimsediği ilkelere zarar vermez; çünkü bu ilişki zorunlu değildir. Hem yasa koyucu hem de yargıcın yasama faaliyetinde bulunduğu durumlarda, hukuk zorunlu biçimde ahlaktan türemez. Türk hukuk literatüründe incelenmemiş olan bu tartışma, analitik hukuk biliminin etraflıca tartışılması ve doğru biçimde değerlendirilmesine katkı sunmak üzere kaleme alınmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    YÖNETİMDE İSTİKRAR ARAYIŞI EKSENİNDE İTALYA’NIN SEÇİM SİSTEMİ REFORMLARI
    (2018) Arıkan, Cengiz; Altunsu, Onur
    alacak temsilciler seçim yoluyla belirlenir. Temsilcileri belirleme süreci ve ülkedeki iktidar yapısı, tercih edilen seçim sistemine göre farklılaşır. Bu nedenle, diğer hükümet sistemlerinin yanı sıra, iktidarı elde etme ve kullanma bakımından yasama çoğunluğuna sahip olmayı gerektiren parlamenter sistemlerde seçim sistemi çok önemlidir. Son dönemde hükümet istikrarsızlıkları ile anılan İtalya, güçlü ve istikrarlı iktidarlar yaratmak adına bir dizi seçim kanunu reformu yoluna gitmiştir. Reform sürecinin başlangıcından günümüze kadar farklı adlarla anılan dört yasa değişikliği yapılmıştır. Bu değişikler; 1993 yılında yapılan Mattarellum, 2005 yılında yapılan Porcellum, 2014 yılında yapılan Italicum ve 2017 yılında yapılan Rosatellum’dur. İtalyan Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları da süreç içerisinde etkili olmuştur. İtalyan yasama organı, son iki seçim yasasını (Italicum ve Rosatellum) Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarından sonra yürürlüğe koymak zorunda kalmıştır. Son yirmi beş yılda hukuki ve siyasi etkenler tarafından ivme kazandırılan bu süreçte henüz istenilen sonuca ulaşılamamıştır. Bu çalışmada İtalya’da devam eden değişim süreci detaylı olarak analiz edilmiştir

| Kırıkkale Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kırıkkale Üniversitesi, Kırıkkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim