Yazar "Atasever, Muharrem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Genel anestezi altındaki hastaların operasyon bitiminde ekstübasyon zamanına karar vermede, ultrasonografik ve nöromusküler monitörizasyon (TOF) yöntemlerinin karşılaştırılması(Kırıkkale Üniversitesi, 2018) Atasever, Muharrem; Aydın, GülçinAtasever M, Genel Anestezi Altındaki Hastaların Operasyon Bitiminde Ekstübasyon Zamanına Karar Vermede, Ultrasonografik Ve Nöromusküler Monitörizasyon (TOF) Yöntemlerinin Karşılaştırılması, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Kırıkkale, 2017. Giriş/Amaç: Genel anestezinin son evresi olan ekstübasyon dönemi sonuçları açısından yüksek risk taşır. Ekstübasyon sırasında hava yolu yönetiminde güvenli uygulamalara rehberlik edecek ölçütler ve kılavuzlar halen sınırlı bilimsel kanıtlara dayanmaktadır. Bu çalışma; genel anestezi altında ekstübasyon öncesi nöromüsküler fonksiyonun geri kazanımını değerlendirmede TOF (akseleromyografik) monitörizasyonu her ne kadar kantitatif bilgi sağlasa da Usg (ultrasonografi) ile temel solunum kası olan diyaframın gerçek zamanlı değerlendirilmesi ölçülebilir veri sunarak ekstübasyonun zamanlaması ve sonrasında ventilasyonun yeterliliğini öngörme açısından daha objektif bilgi sağlayabileceği varsayılarak planlanmıştır. Gereç/Yöntem: Etik kurul onayı alındıktan sonra, Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı tarafından genel anestezi altında elektif ameliyata alınacak ve 19-65 yaş arası, fiziksel durumu Amerikan Anestezistleri Derneği'nin (ASA) klinik sınıflaması I olan 100 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalara çalışma ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Tüm hastalara standart olarak elektrokardiyografi (EKG), noninvaziv arteryel kan basıncı ölçümü ve periferik oksijen saturasyonu (SpO2), akseleromiyografik TOF ve vücut ısısı monitörizasyonu yapıldı. Genel anestezi indüksiyonu sonrası endotrakeal entübasyonu yapıldı ve anestezi idamesi intravenöz ve inhalasyon anestezik ajanlar ile sağlandı. Uyandırma sürecinde hastalar randomize olarak iki gruba ayrıldı. Grup T (n:50) akseleromyografik TOF yöntemiyle, Grup U (n:50) ultrasonografik (USG) yöntemle değerlendirilerek ekstübe edildi. Grup U'nun diyafram kalınlıkları ve diyafram kalınlaşma oranları ultrasonografi ile preoperatif dönemde (operasyon masasında standart monitörizasyonu takiben), entübasyondan sonraki 3.dakikada, ekstübasyon öncesi ve ekstübasyonu takiben 20. dakikada ölçülerek kaydedildi. Ekstübasyon Grup U'da uyandırma sürecinde ölçülen diyafram kalınlaşma oranı ile Gup T'de akseleromyografik TOF>0.90 değeri esas alınarak yapıldı. Her iki gruptaki hastalar, ekstübasyon zamanı ve sonrasında gözlenebilecek olan postoperatif komplikasyonlar (apne, desatürasyon, maske ventilasyon ihtiyacı, laringospazm, bronkospazm, öksürme, aspirasyon, hemodinamik değişiklikler) açısından değerlendirildi. Bulgular: Gruplar arasında sırasıyla yaş, ağırlık, cinsiyet oranları açısından istatiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (p=0,175, p=0,067, p=0,420). Anestezi ve operasyon süreleri benzerdi, istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (p=0,488, p=0,547). Ekstübasyon zamanları benzerdi, istatiksel anlamlı fark gözlenmedi (p=0,488). Grup U'da ekstübasyon anında ve 3 dakika sonra ölçülen TOF değeri istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulundu (p=0,001>). Ekstübasyon sonrası sırasıyla 10.dakika ve 20.dakika da ölçülen TOF değerleri benzerdi (p=0,915, p=0.861). Gruplar arasında postoperatif komplikasyonlar açısından anlamlı fark gözlenmedi (p=0,538). Sonuç: Ekstübasyon zamanına karar vermede akseleromiyografik TOF yöntemi ile ultrasonografik yöntemlerin birbirlerine üstünlükleri gözlenmedi. Hemodinamik ve solunumsal parametreler, postoperatif komplikasyonlar ile ekstübasyon zamanı açısından iki grup arasında istatiksel anlamlı farklılık gözlenmedi. Anahtar Kelimeler: Ekstübasyon, Diyafram, Ultrasonografi, Dörtlü uyarı (Train of four-TOF)Öğe Yoğun Bakımda İntoksikasyon Olgularının Retrospektif Analizi(2018) Aydın, Gülçin; Atasever, Muharrem; Gençay, Işın; Çolak, Selim; Büyükkoçak, ÜnaseAmaç: Medikal ilaçlarla intoksikasyonlar önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu çalışmada, “medikal ilaçlarla intoksikasyon” tanısı ile yoğun bakımda izlediğimiz hastaların demografik verileri, geliş Glasgow Koma Skalası (GKS), psikiyatrik tanıları, yoğun bakımdaki yatış süreleri, mortalite oranları hakkında tanımlamayı yapmak ve çoklu ilaç alımının prognoz üzerine etkisini göstermeyi amaçlamaktayız. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2015-2017 yılları arasında Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı yoğun bakım ünitesinde “medikal ilaçlarla intoksikasyon” tanısı kriter kabul edilerek 72 hasta retrospektif olarak incelendi. İstatistiksel değerlendirme SPSS 21.0 istatistik programı kullanılarak yapıldı. Gruplar arası farklılıklarda p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Toplam 72 hastanın yaş ortalaması 28.26, geliş GKS’ı 13.38 ve ortalama hastanede yatış süresi 3.09 gün idi. Hastaların %63.9’u kadındı. Kırk yedi hastada psikiyatrik tanı yok iken 25 hastanın psikiyatrik tanısı mevcuttu. Psikiyatrik tanılara bakıldığında, %44.0 hasta depresif bozukluk, %36.0 hasta majör depresyon, %8.0 hasta bipolar affektif bozukluk, %4.0 hasta psikotik bozukluk, %8.0 hasta şizofreni nedeniyle tedavi almakta idi. Hastaların %52.8’i çoklu ilaç alımı nedeniyle başvururken, %29.2 hasta tekli ilaç alımı nedeniyle başvurdu. Onyedi hastanın tedavisinde antidot kullanıldı. Onsekiz hastada entübasyon gereksinimi olurken, 27 hastada hemodiyaliz yapıldı. Sadece bir hasta exitus olarak rapor edildi. En sık intoksikasyon sebebi olan ilaç grubu antidepresanlar (%19.4) idi. Gruplar cinsiyet açısından karşılaştırıldığında intihar girişiminde bulunan kadınların %23.9’unda psikiyatrik tanı mevcutken, erkeklerin %53.8’inde psikiyatrik hastalık tanısı vardı (p<0.05). Çoklu ilaçla meydana gelen intoksikasyonda GKS daha düşük, entübasyon gereksinimi daha fazla, hemodiyaliz ihtiyacı artmış olarak bulundu (p<0.05). Sonuç: Bu çalışmada, medikal ilaç nedenli intoksikasyon vakalarının çoğu kadın hastalar olup en sık karşımıza çıkan tanı depresif bozukluktur. Çoklu ilaçla meydana gelen intoksikasyon vakalarında; GKS daha düşük, entübasyon gereksinimi ve hemodiyaliz ihtiyacı daha fazladır.