Yazar "Azkur, Ahmet Kürşat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akış sitometri ve veteriner hekimlikteki uygulamaları(2012) Azkur, Ahmet Kürşat; Aslan, Muhammet ErenAkış sitometri hücrelerin fenotipik ve karakteristik özelliklerini kalitatif ve kantitatif olarak inceleyen bir cihazdır. Bu cihaz ile, hücrenin yüzey ve iç proteinleri, organelleri ve diğer bileşenleri analiz ve ayrımı, lazer ve elektronik teknolojisi kullanılarak büyüklük, granülarite ve floresans emisyonu esasına göre gerçekleştirilmektedir. Kısa bir süre içinde heterojen bir popülasyonda analiz yapma ve yüksek saflıkta hücre ayırma yeteneğine sahip olan güçlü bir araçtır. Akış sitometri beşeri hekimlikte hematoloji, immünoloji ve klinik uygulamalarda yaygın olarak kullanılmasının yanı sıra immünoloji laboratuarları nın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Akış sitometri, son yıllarda geniş kullanım alanı ile veteriner hekimlik içinde önemli bir araştırma ve klinik teşhis aracı haline gelmiştir. Veteriner hekimlerin klinik saha çalışmalarında akış sitometri cihazlarını kullanmaları sayesinde, hayvan ve insan refahını olumsuz etkileyen birçok persiste ve/veya klinik enfeksiyonun tespiti ve tedavisi çok kısa sürede, kolaylıkla yapılabilecektir. Veteriner hekimlikte akış sitometri kullanımının yaygınlığının sağlanması kullanılan ayıraç maddelerin azlığının giderilip, daha fazla sayıda monoklonal antikorun ticari olarak elde edilebilir ve kullanılabilir hale getirilmesi ile mümkündür. Bu rapor ile akış sitometrinin genel prensipleri, avantajları ve veteriner hekimlikte kullanılan uygulamaları derlenmiştir.Öğe Öğe Buzağı Hastalıklarında Koruyucu Önlemler(2018) Azkur, Ahmet Kürşat; Aksoy, Emel TercanBesi, süt ve damızlık için kullanılan sığırların hayvan sahibinin kontrolü dışında istemsiz olarak ölmesi veya hastalanması önemli ekonomik kayıplara ve hayvan refahının bozulmasına yol açar. Bu derlemede fötal buzağı ölümleri,doğum sırası ve doğum sonrası buzağılardaki daha çok enfeksiyona bağlı ölüm nedenleri ve bunlara yönelik koruyucuönlemler incelenmiştir. Buzağı hastalıklarına karşı koruyucu önemler için temel biyogüvenlik önlemleri ve ortak strateji uygulanmasının yanı sıra, her bir hastalık için farklı koruma ve kontrol stratejilerinin geliştirilmesi de zorunludur.Daha az buzağı ölümü için hastalıkların olmadığı sağlıklı bir çevreye ihtiyaç vardır. Hastalıklar ile mücadelede kontrolve/veya eradikasyon programının oluşturulması, hastalıkların durumunun izlenmesi, gerekli önlemlerin belirlenmesi,aşılama, kontrol, düzenli ve güvenilir kayıt tutulması ve testlere bağlı olarak sürüden ayırma gibi önlemler buzağıların hastalıklardan korunmasında önemlidir. Sonuç olarak buzağıların hastalıktan korunmasında; hayvan sahiplerininbilinçlendirilmesi, hastalıklara neden olan etkenlerin doğru tespiti, kolostrum, biyogüvenlik, aşılamalar ve veterinerhekimlerin rolü çok önemlidir.Öğe Buzağılarda Schmallenberg Virüs Özgül Maternal Antikor Varlığının İzlenmesi(2017) Bıyıklı, Emel; Tonbak, Şükrü; Macun, Hasan Ceyhun; Azkur, Ahmet KürşatSchmallenberg virüsü (SBV) sığır ve koyunlarda abort, ishal ve süt veriminin azalmasına neden olan bir etken olarak 2011 yılında keşfedilmiştir. Bu çalışmada, SBV ile doğal enfekte ineklerin ve kolostrumu alan buzağıların serum örneklerinde SBV özgül antikorlarının ELISA ile tespit edilebildiği sürenin belirlenmesi amaçlandı. Bir sığır çiftliğinde bulunan 148 baş inek ve buzağıdan alınan serumlarda SBV özgül antikor varlığı ELISA ile araştırıldı. İneklerde ve bu ineklere ait buzağılarda SBV özgül antikor yanıtı 8 ay boyunca aralıklarla izlendi. Toplamda 148 örnek içinde 6 tanesi yeni doğan buzağı olmak üzere 26 serum örneğinde SBV özgül antikor yanıtı pozitif olarak belirlendi (%17.56). Kolostrum almış buzağılardan 8. aya kadar serum örnekleri toplanıp SBV özgül antikor yönünden tarama yapıldı. Buzağılarda SBV seropozitifliğinin belirlenmesinin kolostrumdan kaynaklandığı görüldü. SBV seropozitif buzağıların tamamı SBV açısından 8. ayda seronegatif olarak tespit edildi ve ineklerdeki SBV seropozitiflik oranı %13.51 (20/148) olarak belirlendi. Sonuç olarak bu çalışma ile buzağılardaki SBV özgül maternal antikorların 8 aylık yaşa kadar varlığı teyit edildi. Bu neden ile SBV özgül antikor varlığı tespiti için buzağılarda yapılacak serolojik taramaların 8. aydan sonra başlaması önerildi. Aşı etkinliğinin belirlenmesi için SBV'nin koruyucu ve interfere antikor seviyesini incelendiği detaylı bir çalışma gerekli olduğu ortaya konuldu.Öğe Comparison of hematological parameters of Brucella-seronegative naturallyinfected cattle with BVDV, BHV-1, and BHV-4(2016) Aslan, Muhammet Eren; Azkur, Ahmet Kürşat; Bıyıklı, Emel; Gazyağcı, Serkal; Sözdutmaz, İbrahimAbortion, neonatal deaths, and infertility cause important production losses in the livestock industry. Many viral infections are responsible for changes in hematological values of animals. This study aimed to find whether there is any difference in blood parameters of cattle that are naturally infected with BVDV, BHV-1, and BHV-4 and Brucella-seronegative. For this purpose, 401 whole-blood samples collected from cattle were analyzed by ELISA and PCR/RT-PCR to detect specific antibodies and antigens for BVDV, BHV-1, and BHV-4. Hematological analysis and results were compared between naturally infected BVDV, BHV-1, and BHV-4 groups and a control group. Results showed a statistically significant increase in hematological values of group 2 with BVDV compared to the corresponding parameters of group 1 (control) for mean corpuscular volume (MCV), hematocrit (Hct%), mean corpuscular hemoglobin concentration (MCHC), and mean platelet volume (MPV). The same was seen for hematological values of BHV-1 for MCV, Hct (%), and MPV and of BHV-4 for MPV (P < 0.005). However, it was determined that statistical differences in hematological values of naturally infected animals cannot be used as markers for clinical diagnosis of viral infections. Thus, we suggest that evaluations of hematological parameters with specific diagnostic tests are necessary to obtain more reliable results for the diagnosis of viral diseases.Öğe COVID-19 hastalığının immünopatolojisi ve immünolojisindeki güncel veriler(2020) Azkur, Dilek; Azkur, Ahmet Kürşat31 Aralık 2019 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti’nden dünyaya yayılan Ağır Akut Solunum Sendromu (severe acute respiratory syndrome- SARS) koronavirüs (CoV)2’nin neden olduğu hastalık tablosu koronavirüs hastalığı-2019 (CoronavirusDisease 2019-COVID-19) olarak adlandırılmıştır. Bu derlemede, SARS-CoV-2’nin doğal ve adaptif bağışıklık ile etkileşiminin güncel makaleler ile detaylı bir şekilde ele alınmasıamaçlanmıştır. COVID-19 geçiren ağır vakalarda, immünolojik homeastazisin bozulduğu ve neticesinde sitokin fırtınasının geliştiği rapor edilmiştir. COVID-19 geçiren hastalardaartan viral yük, lenfopeni, eozinopeni, azalan trombosit sayısı hastalığın patolojisi ve şiddetinin derecesi ile ilişkilendirilen önemli belirteçler olmuştur. Koruyucu antikorlarınbeklenenden hızlı bir şekilde azalması ise, tekrarlayan enfeksiyonlara karşı daha dikkatli olunmasının zorunlu olduğunugöstermektedir. Bu neden ile etkin, güvenli aşı ve antiviral tedaviler bulunana kadar COVID-19 hastalığı ile sürdürülebilirve disiplinli mücadele şarttırÖğe COVID-19 VE HAYVANLAR(2020) Azkur, Ahmet KürşatKoronavirüsler insanlarda ve hayvanlarda birçok enfeksiyona yol açmaktadır. Koronavirüsler içerisinde 31 Aralık 2019 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti’nde başlayan salgının nedeni olan SARS-CoV-2 bu ailenin en dikkat çeken üyesi olarak ortaya çıkmıştır. Virüsün insanları ve hayvanları enfekte ettiği rapor edilmiştir. Bu derlemede, SARS-CoV-2 enfeksiyonlarının hayvanlardaki rolü ve hayvanlarda bu virüsle yapılan önemli çalışmaların özetlenmesi amaçlanmıştır. SARS-CoV-2 enfekte kedi, gelincik, vizon ve makak gibi hayvanların COVID-19 benzeri semptomlar ile hastalık geliştirdikleri ve virüsün çevreye saçılmasında önemli rol oynadıkları görülmüştür. Enfekte hayvanlar, insandakine benzer hastalık tablosu geliştirmelerinden dolayı, deneysel olarak, COVID-19 hastalığının tedavisi, immünolojisi, koruma ve kontrol çalışmalarında da kullanılmışlardır. Gelecekte COVID-19 hastalığı ile ilgili hayvanlardan elde edilen veriler de hastalığın yol açtığı sorunların çözülmesinde önemli rol oynayacaktırÖğe Epidemiology and genetic characterization of BVDV, BHV-1, BHV-4, BHV-5 and Brucella spp. infections in cattle in Turkey(Japan Soc Vet Sci, 2015) Aslan, Muhammet Eren; Azkur, Ahmet Kürşat; Gazyagcı, SerkalThe aim of the study was to determine the epidemiological data of bovine viral diarrhea virus (BVDV), bovine herpesvirus-1 (BHV-1), bovine herpesvirus-4 (BHV-4), bovine herpesvirus-5 (BHV-5) and Brucella associated cattle that were previously reported to have abortion and infertility problems in Ankara, Corum, Kirikkale and Yozgat provinces, Turkey. Whole blood and sera samples were obtained from 656 cattle, and antibodies against Brucella spp. were detected in 45 (6.86%) and 41 (6.25%) animals by Rose Bengal plate and serum tube agglutination tests, respectively. The seropositivity rates against BVDV, BHV-1 and BHV-4 were 70.89%, 41.3% and 28.78%, respectively. RT-PCR and PCR were performed to detect RNA and DNA viruses in blood samples, respectively. The BVDV 5'-untranslated region and BHV-1 gB gene detected in this study were phylogenetically analyzed. The BVDV strains analyzed in this study were closely related to those previously reported from Turkey. The nucleotide sequence from the BHV-1 strain detected in this study is the first nucleotide sequence of BHV-1 circulating in this area of Turkey deposited in the GenBank. The presence of Brucella spp. and prevalence of BHV-1, BHV-4 and BVDV in cattle should be further investigated throughout these regions.Öğe Koyun ve Sığır Orijinli Polimorf Nükleer Lökositlerde Toxoplasma gondii’ye Karşı Hücre Dışı Tuzak Oluşumunun Araştırılması(2016) Yıldız, Kader; Gökpınar, Sami; Gazyağcı, Aycan Nuriye; Babür, Cahit; Azkur, Ahmet KürşatBu projenin amacı in vitro ortamda T. gondii tachyzoitleri ile karşılaşan sığır ve koyun polimorfnükleer nötrofillerde (PMN) şekillenen hücre dışı tuzak yapılarını (NET) kıyaslamaktır. Projenin diğer amacı sığır ve koyun PMN i tarafından şekillenen NET üzerine farklı parazit yoğunluğu ve inkubasyon süresinin etkisinin belirlenmesidir. Bu çalışma in vitro ortamda T. gondii ye karşı koyun ve sığır PMN inde NET geliştiğini gösteren ilk yayındır. Hem koyun hem de sığır PMN inde T. gondii ye karşı şekillenen ekstrasellüler DNA miktarı tachyzoit yoğunluğuna ve inkubasyon süresine bağlı olarak artmıştır. T. gondii tachyzoitleri ile karşılaşan koyun ve sığır PMN inde nükleer ve sitoplazmik değişiklikler görülmüştür. NET yapılarının tipik görünümü olan myeloperoksidase (MPO), elastaz ve histon (H3) ve ekstrasellüler DNA mikroskobik olarak izlenmiştir. Tachyzoitlerin bu yapıların arasında tutunduğu görülmüştür. MPO aktivitesi sığır PMN-tachyzoit kültüründe tüm inkubasyon periyodu boyunca standart eğrinin üzerinde şekillenmiştir. Buna karşılık koyun PMN-tachyzoit kültüründe MPO aktivitesi inkubasyonun 70. dakikasından itibaren standart eğriyi aşmıştır. Koyun PMN inden salınan NET yapıları T. gondii tachyzoitlerinin mekanik olarak hareketsiz hale getirmiştir. Buna karşılık sığır PMN inden salınan NET yapıları ise tachyzoitler üzerine letal etki göstermiştir. Sığır MPO ın 3 saatlik inkubasyon süresi esnasında in vitro ortamda T. gondii tachyzoitleri üzerine letal etkili olabileceği düşünülmüştür. Defensinler gibi nötrofil granül içeriklerinde yer alan antimikrobiyal peptidlerin T. gondii için konak duyarlılığına rolünün aydınlatılması gerekir.Öğe Kırıkkale İli koyun sürülerindeki border hastalığı prevalansının belirlenmesi(2010) Azkur, Ahmet Kürşat; Gazyağcı, Serkal; Ünal, NilgünBu araştırmada Kırıkkale ili ve tüm ilçelerinde bulunan 32 koyun işletmesinde bulunan 1251 koyundan tam kan toplandı ve serum elde edildi. Çalışma için bu örneklerden 25 işletme içerisindeki, 1075 adet hayvanın örnekleri kullanıldı. 1075 koyun serumundan 801 koyun serumunda pestivirüsler için pozitif, 274 adeti negatif olarak belirlenmiştir. İl genelinde toplam seropozitiflik %74.6 olarak hesaplandı. İşletme bazında ise %9.6 ve %100 arasında değişen seropozitiflik belirlendi. Seropozitiflik ile hayvanların yaş, cinsiyet ve ırkları arasında ilişki istastiki olarak, ki-kare testi ile değerlendirildi. Yaş, cinsiyet ve seropozitiflik arasındaki ilişki anlamsız bulunur iken (p>0.05), seropozitiflik ve ırk arasındaki ilişki anlamlı bulundu (p<0.05). Bu sonuca göre merinos koyunlarının dirençli olabileceği speküle edildi. Seronegatif serumlar için antijen ELISA testi uygulandı. Bunların 93 serumdan 28’i pozitif, aynı numaralı 93 tam kan örneğinden 41’i pozitif olarak saptandı. Koyunlardan toplanan tam kan örneklerinde virüsün saptanması RNA izolasyonu yapılıp tersine transkripsiyon ve nested polimeraz zincir reaksiyonu ile virüsün 5' UTR bölgesi çoğaltıldı. Elde edilen PZR pozitif örneklerden dizilim analizi yapıldı ve filogentik analiz ile virüsün ülkemizde daha önce bildirilen virüslerden uzak bir tip olduğu belirlendi.Öğe Kırıkkale ilindeki ineklerde BVDV, BHV-1, BHV-4 ve BHV-5 enfeksiyonlarının epidemiyolojisi, genetik karakterizasyonun belirlemesi ve kan parametrelerinin karşılaştırılması(2013) Azkur, Ahmet Kürşat; Gazyağcı, Serkal; Aslan, Muhammet Eren[Abstract Not Available]Öğe Kırıkkale'de yetiştirilen koyunlarda Schmallenberg virüs seroprevalansı ve bazı coğrafi özelliklerle ilişkisi*(2017) Macun, Hasan Ceyhun; Azkur, Ahmet Kürşat; Kalender, Hakan; Erat, SerkanAvrupa'da 2011 yılında ruminantları etkileyen yeni bir virüs belirlenmiştir. Schmallenberg olarak isimlendirilen bu virüsün Türkiye'deki yaygınlığı üzerine yapılan çalışmalar oldukça sınırlı sayıdadır. Bu çalışmada; koyun yetiştiriciliğinde büyük ekonomik kayıplara neden olan Schmallenberg virüsün (SBV) seroprevalansı ve Culicoides'lerle nakledilmesinden dolayı bazı coğrafi özellikler (rakım, büyük su kaynaklarına yakın olması) ile seroprevalans arası ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, Kırıkkale merkez ve ilçelerinde, 684 ile 1219 m arası rakımda bulunan, 38 koyun sürüsündeki 1038 hayvandan (969 koyun, 69 koç) kan serum örneği alınarak ticari ELISA kiti ile SBV özgül antikorları yönünden değerlendirilmiştir. Çalışmaya alınan hayvanların yaşları 2 - 4 (n517), 4 - 6 (n474), 6 (n47) olarak gruplandırılmıştır. Örneklenen hayvanların %0.38'i (4/1038) pozitif, %0.57'si (6/1038) şüpheli olarak değerlendirilmiştir. SBV antikorları yönünden pozitif olarak belirlenen dört hayvanın birinin koç, üçünün koyun; şüpheli olarak değerlendirilen altı hayvanın ise birinin koç, beşinin koyun olduğu belirlenmiştir. Pozitif ve şüpheli olarak belirlenen hayvanların bulunduğu sürülerin belli bir rakımda yoğunlaşmadığı ve bu sürülerin yarısının büyük su kaynaklarına yakın olmadığı tespit edilmiştir. SBV yönünden pozitif örnek sayısı az olduğu için seroprevalansı ile yaş grupları, cinsiyet ve bazı coğrafi özellikler arasındaki ilişki istatistiksel olarak değerlendirilmemiştir. Kırıkkale'de yetiştirilen koyunlarda, SBV seroprevalansının araştırıldığı bu çalışma ile enfeksiyonun varlığı ilk kez ortaya konulmuş olup, abortus/anomalili yavru doğumları gözlenen sürülerde, söz konusu enfeksiyonun da araştırılmasının uygun olabileceği kanısına varılmıştır.Öğe Molecular and Serological Characterization of Pestivirus Infection Among Sheep in Kirikkale, Turkey(2011) Azkur, Ahmet Kürşat; Gazyağcı, Serkal; Aslan, Muhammet Eren; Ünal, NilgünBorder hastalığı virüsü koyun sürülerinde ekonomik kayıplara neden olur ve dünyada yüksek seroprevalansa sahiptir. Bu çalışmada Kırıkkale ili ve tüm ilçelerinde bulunan 25 koyun sürüsünden elde edilen 1075 örneği kullanılmıştır. Pestivirüse karşı oluşan antikorlar 1075 serumun %74.51'inde ELISA kullanılarak tespit edilmiştir. Bununla birlikte, seropozitifl ik oranlarının her bir koyun sürüsünde %8.4 ve %100 arasında değişmektedir. Seropozitifl ik ve ırk,yaş ve cinsiyet arasındaki ilişki araştırıldı. Seropozitifl ik, cinsiyet ve yaş arasında bir bağlantı tespit edilemezken, koyun ırkları ve pestivirüse karşı oluşan pozitif antikor cevabı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edildi (P<0.05). Virüs tespiti çalışmaları, virüs enfekte pestivirüse karşı antikor oluşturmayan hayvanların oranının %4.37 olduğunu göstermiştir. Moleküler aşamada enfekte virüsün 5'UTR bölgesi tersine transkripsiyon ve nested PZR ile çoğaltıldı. PZR sonrası sekans analizi ve filogenetik analiz yapıldı. Buna göre koyun sürülerini enfekte eden virüs Türkiye'de daha önceden bildirilen BDV suşlarından farklı fakat pestivirüs tip 3 ile çok yakın antijenik benzerliği olduğu belirlendi.Öğe Role of NETs in the difference in host susceptibility to Toxoplasma gondii between sheep and cattle(Elsevier Science Bv, 2017) Yıldız, Kader; Gökpınar, Sami; Gazyağcı, Aycan Nuriye; Babur, Cahit; Sursal, Neslihan; Azkur, Ahmet KürşatThe main aim of this study was to compare extracellular traps (NETs) formation by polymorphonuclear neutrophils (PMNs) of cattle and sheep when exposed to T. gondii tachyzoites in vitro. The effects of parasite concentrations and different incubation periods on NETs development in cattle and sheep PMNs were studied. The effect of NET structures on host cell invasion by tachyzoites was also studied. This is the first report of NETs development by sheep and cattle PMNs against T. gondii in vitro. T. gondii-induced extracellular DNA production from PMNs was dependent on tachyzoite concentrations and incubation time in both sheep and cattle. Many nuclear and cytoplasmic changes were observed in sheep and cattle PMNs after exposure to T. gondii tachyzoites. The typical appearance of NETs, with MPO, NE and histone (H3) attached to extracellular DNA, was observed. Tachyzoites were entrapped within this structure. Myeloperoxidase (MPO) activity was higher in the cattle PMNtachyzoite co-cultures than sheep. NETs structures released from sheep PMNs caused mechanical immobilisation of T. gondii tachyzoites, however, NET structures released from cattle PMNs may be lethal to tachyzoites. Bovine MPO may have a lethal effect on T. gondii tachyzoites in vitro during a 3 h incubation. Besides other mechanisms that effect on host susceptibility to T. gondii in sheep and cattle, extracellular traps formation as a part of immunological reactions may be play a role in host susceptibility to T. gondii.Öğe Role of Treg in immune regulation of allergic diseases(Wiley, 2010) Palomares, Oscar; Yaman, Görkem; Azkur, Ahmet Kürşat; Akkoç, Tunç; Akdis, Mübeccel; Akdis, Cezmi A.Allergy is a Th2-mediated disease that involves the formation of specific IgE antibodies against innocuous environmental substances. The prevalence of allergic diseases has dramatically increased over the past decades, affecting up to 30% of the population in industrialized countries. The understanding of mechanisms underlying allergic diseases as well as those operating in non-allergic healthy responses and allergen-specific immunotherapy has experienced exciting advances over the past 15 years. Studies in healthy non-atopic individuals and several clinical trials of allergen-specific immunotherapy have demonstrated that the induction of a tolerant state in peripheral T cells represent a key step in healthy immune responses to allergens. Both naturally occurring thymus-derived CD4(+)CD25(+)FOXP3(+) Treg and inducible type 1 Treg inhibit the development of allergy via several mechanisms, including suppression of other effector Th1, Th2, Th17 cells; suppression of eosinophils, mast cells and basophils; Ab isotype change from IgE to IgG4; suppression of inflammatory DC; and suppression of inflammatory cell migration to tissues. The identification of the molecules involved in these processes will contribute to the development of more efficient and safer treatment modalities.Öğe Schmallenberg Virüsü(2015) Azkur, Ahmet Kürşat; Tonbak, ŞükrüSchmallenberg virüsü (SBV) 2011 yılında Almanyada sığırlarda ortaya çıkan hastalık tablosunun araştırılması sonucunda yeni keşfedilen bir virüstür. SBV sığır, koyun, keçi, manda, geyik gibi evcil ve vahşi ruminantlarda enfeksiyona neden olmaktadır. Ateş, süt veriminde azalma, ishal gibi klinik belirtilerin yanı sıra SBVnin abort, ölü doğum ve konjenital malformasyonlara da neden olduğu saptanmıştır. SBV enfeksiyonu Avrupa ülkelerinin hemen hemen tamamında tanımlanmıştır. Türkiyede yapılan SBV ile ilgili serolojik araştırma sonuçlarına göre sığırlarda %24.5, koyunlarda %39.8, keçilerde %2.8 ve mandalarda %1.5 oranında SBV seropozitifliği belirlenmiştir. SBV ile ilgili yapılan birçok araştırma mevcut olsa da yeni bir virüs olması nedeniyle SBVnin epidemiyolojisi, genetiği ve moleküler patogenezi gibi konularda çok sayıda bilinmeyen noktanın aydınlatılması için detaylı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.