Yazar "Bülbül, Selda Fatma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abilities of Pragmatic Language Usage of the Children with Language Delay After the Completion of Normal Language Development Training(Aves, 2009) Şahin, Semra; Yalçınkaya, Fulya; Muluk, Nuray Bayar; Bülbül, Selda Fatma; Çakır, İsmailObjectives: A child may pronounce words clearly, have a large vocabulary, use long, complex sentences and correct grammar, and still have a communication problem if he or she has not mastered the rules for appropriate social language. It is known that functional or pragmatic language usage is not problematic for children who have completed normal language development process. We investigated whether children who have previously had receptive, expressive, or mixed language development delays will likely have problems in the use of pragmatic language after formal training. Materials and Methods: Two different subject groups composed of 67 children between the ages of 3-6 and classified as the ones with and without language delay. Children with language delay received educational treatment, auditory processing and speech and language training. Training was consisted of acoustic signal perception, auditory discrimination, auditory comprehension, conception training, phonological processing training, speech sound processing; and speech and language education. The average of training period was between 1 to 2 years. Their receptive and expressive language was tested at 6 month-interval. In children whose language development was compatible with chronological age, pragmatic language performance was evaluated. Children's pragmatic language usage skills were evaluated in both groups with Descriptive Pragmatics Profile (DPP) by using the rating technique (never, sometimes, often, always), in terms of the abilities "Conversational Routines and Skills" (CRS); Asking for, Giving and Responding to Information"(AGRI). The Chi Square Test was used for statistical analysis. Results: Only four of nineteen items were similar (1. Waves or says hello/goodbye (in CRS part), 2. Demonstrates turn-taking rules during play and/or in classroom (in CRS part), 3. Gives and accepts hugs (in AGRI part) and 4. Asks for help from others (in AGRI part) (p>0.05), whereas the fifteen items were significantly different between groups (p<0.05). Conclusion: In our study, it was concluded that in DPP items which were not required the use of language (waves, demonstrates turn-taking rules during play, gives and accepts hugs, asks for help from others), there was no delay. We suggest that during the critical early language development period, children who have receptive and expressive language delays will also demonstrate delay in pragmatic language usage.Öğe Anadolu’da 0-15 yaş çocuk annelerinin rahim ağzı kanseri ve human papilloma virüs aşılaması hakkındaki düşünceleri(2013) Bülbül, Selda Fatma; Yalçın, Songül; Çöl, Nilgün Araz; Turgut, Mahmut; Ekici, İlknur; Doğan, Aynur; Yeltekin, SevinçGiriş ve Amaç: Human Papilloma Virüsün (HPV), serviks kanseri gelişiminde en önemli etken olduğunun gösterilmesi ile HPV aşıları konusunda çalışmalar hızlanmıştır. Bu çalışmada, çocuk sahibi kadınların serviks kanseri hakkındaki bilgi düzeyleri, serviks kanserinden korunmak için HPV aşısından haberdar olma durumları ve aşıya bakış açılarının araştırıl- ması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma grubunu 2007 yılında Kırıkkale, Ankara ve Gaziantep merkezlerindeki sağlık kuruluşları- na başvuran ve araştırmaya katılmayı kabul eden 15 yaş altı çocuğu olan 1405 anne oluşturmuştur. Katılımcılar yüz yüze görüşme tekniği ile demografik özellikler, rahim ağzı kanseri ve HPV aşısı hakkında hazırlanmış anketleri doldurmuştur. Bulgular: Araştırmaya katılan 1405 annenin yaş ortalamaları 31.27.3’dü. Annelerin %17’si yıllık kadın doğum dokto- runa kontrole gittiğini (Ankara %20, Kırıkkale %19, Gaziantep %13 p0.011), %12’si kendisinin (Ankara %12, Kırıkkale %17, Gaziantep %8 p0.001), %2’si kızının genital bölgesinde siğil olduğunu belirtmiştir. Annelerin %17.6’sı rahim ağzı kanserinin nedenini bildiğini, % 74.1’i rahim ağzı kanserinden korunmanın mümkün olduğunu bildirmiştir. HPV aşısını, %25.5’i sadece bedava ise yaptıracağını ifade etmiştir. Sonuç: Annelerin rahim ağzı kanseri konusunda bilgileri yetersizdir, korunma yöntemi olarak da HPV aşısından haberdar olup, düşük ücretli veya ücretsiz HPV aşısına olumlu bakmaktadırlar.Öğe Antioxidant properties of some foods(Turkish National Pediatric Society, 2021) Bülbül, Selda Fatma; Bulat, Gözde; Gülbahçe, Aliye; Deprem, GoncaAntioxidants are defense elements that protect the cell from damage by removing or neutralizing harmful molecules called free radicals. Balanced functioning of the antioxidant system is important for maintaining the vital functions of cells, and its degradation leads to the emergence of many diseases (such as cancer, diabetes, hypertension, respiratory diseases). Cells can produce their own antioxidants, and more over antioxidant activity is supported by the compounds such as flavonoids, polyphenols, flavones, anthocyanins, lycopenes, resveratrol, catesin, carotenoids takes place in the content of many nutrients consumed in daily life. In recent years, the rising popularity of healthy eating has brought attention to exogenous antioxidant intake. In this article, we aimed to define the antioxidant properties of foods we daily consume such as propolis, chocolate, pomegranate, grapes, turmeric and mulberry fruits. © 2021 Turkish National Pediatric Society. All rights reserved.Öğe Bebek Beslenmesinde Kullanılan Mamalar(2017) Bülbül, Selda FatmaBebek beslenmesinde kullanılan her besin maddesinin güvenli bir temele oturtulması ve bebeğin sağlığına hiçbir şekilde zarar vermeyecek nitelikte olması gerekir. Anne sütünün verilemediği nadir bazı durumlarda, çoğunlukla anne sütü ile adapte edilmiş endüstriyel formül sütler (mamalar) kullanılmaktadır. Bu ürünlerde optimum standartları sağlamak ve besin eksikliklerini önlemek amacıyla üretim aşamaları ve piyasaya verilişleri Codex Alimentarius'a göre standardize edilmiştir. Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) 1981 yılında, emzirmenin korunması ve yaygınlaştırılması yoluyla ve gerekli olduğunda anne sütü muadillerinin yeterli bilgi ve uygun pazarlama ve dağıtıma dayanan uygun kullanımını sağlayarak, bebeklerin güvenli ve yeterli besin almalarına katkıda bulunmak amacıyla "Mama Kodu" olarak bilinen yasayı ortaya koymuştur. Bu yazıda doğal olmayan bebek beslenmesinde mamaların yeri, mama çeşitleri ve kullanım standartları tartışılmıştır.Öğe Cataract and inherited metabolic diseases in children.(Turkish National Pediatric Society, 2020) Bülbül, Selda Fatma; Akkuş, SevdaOcular involvement occurs in a significant number of hereditary metabolic disorders (HMDs). Cataract is one of the ocular findings that is frequently encountered. It causes a loss of vision in children which would significantly affect the child’s neuromotor development. The appearance of cataract in HMDs may occur within the first year of life, as well as in other periods during childhood. While cataract is a pathognomonic finding in some HMDs, it is also a faint finding accompanied by other organ involvement that may only be identified by a careful examination. It is very important to recognize cataracts at an early age in order to prevent irreversible amblyopia, early diagnosis and treatment of metabolic diseases that may be related to cataract, to prevent obstacles in the child’s neuromotor development and to intervene rapidly. Taking into account the above considerations, this article discusses cataracts in HMDs in detail. © 2020 Cocuk Sagligi ve Hastaliklan Dergisi. All rights reserved.Öğe Çocuklarda lipit metabolizma bozuklukları içinde hipokolesteroleminin önemi(2010) Bülbül, Selda Fatma; Alpcan, Ayşegül; Barkay, OrçunLipitler organizmanın inflamasyon ve immun işlevlerinde önemli bir madde olup, ayrıca endoksinlerin, liposakkaritlerin nötralizasyonunda da önemlidirler. Bu nedenle kolesterol, klinik durumu kritik hastalarda beslenmenin esansiyel öğelerindendir. İnsan organizması için hayati önemi olan lipoproteinler, genetik veya kazanılmış nedenlerle düşük seyredebilir. Plazma lipitlerinin azalması ile karakterize olan hipolipidemi, hiperlipideminin aksine geç farkedilen bir durumdur. Hipokolestrolemi, ciddi hastalıklar seyri sırasında yaygın olarak görülür. Ayrıca total kolesterol (TK), düşük dansiteli lipoproteinler (LDL) ve yüksek dansiteli lipoproteinler (HDL), malignitelerde, enfeksiyon hastalıkları sırasında, yanıklarda, hematolojik bozukluklarda ve travmalı hastalarda da azalabilmektedir.Öğe Functional dyspepsia in children: A Turkish prospective survey in kirikkale province(Lippincott Williams & Wilkins, 2010) Demirceken, F. G.; Kurt, Güzide; Dulkadir, Ramazan; Alpcan, Ayşegül; Bülbül, Selda Fatma…Öğe Nutrition in autism spectrum disorder(Turkish National Pediatric Society, 2021) Bülbül, Selda Fatma; Ata, Ali Emrecan; Gökşen, Nil Koç; Gülbahçe, AliyeAutism spectrum disorder is a disease that shows itself with difficulty in social communication, limited skills and repetitive behavior, and is caused by genetic and environmental factors. One of these environmental factors is nutrition. It has been revealed that in addition to the fact that the foods consumed can cause autism, many symptoms of autism can also be reduced with nutrition. In addition, gastrointestinal system diseases that occur due to selective eating in individuals with autism and diseases that may occur as a result of not taking adequate and balanced nutrients are also eliminated by nutrition. In this context, gluten-free-casein-free diet, ketogenic diet, special carbohydrate diet, Feingold diet, Candida diet and various nutritional supplements are used in order to reduce the symptoms of autism and to protect patient health. This review has been written to evaluate current nutritional approaches used in autism spectrum disorder and to present sample diet plans suitable for these nutritional approaches. © 2021 Turkish National Pediatric Society. All rights reserved.Öğe Sağlık bilimleri fakültesini tercih eden öğrencilerin, Üniversite ve meslek tercihlerinde etkili olan faktörler (Kırıkkale Üniversitesi örneği)(2011) Çiftçi, Gamze Ebru; Bülbül, Selda Fatma; Muluk, Nuray Bayar; Çamur, Gülsüm Duyan; Yılmaz, AliAmaç: Meslek seçimi bireylerin yaşamlarını etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Kendine uygun mesleği seçen bireyler yaşam boyu mutlu olacağı gibi yaptıkları işte de verimli olacak, kendisine ve yaşadığı topluma daha çok fayda sağlayacaktır. Bu önemden hareketle, tanımlayıcı bir araştırma niteliğinde olan bu çalışma öğrencilerin meslek ve üniversite tercihlerini etkileyen etmenleri saptamak amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışma örneklemini Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne 2009-2010 akademik yılında kayıt yaptıran öğrenciler oluşturdu. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin %70.32’sinin kendi isteği ile tercih yaptığı, %45.05’inin İç Anadolu Bölgesi’nden geldiği ve %57,4’ünün ailesinin ekonomik durumunu orta olarak değerlendirdiği görüldü. Öğrenciler tercihlerini çoğunlukla 6-10. sıralarda yaptıkları ve çoğunluğunun tercih ettiği bölümle ilgili genel bilgiye sahip olduğu sonucuna varıldı. Sonuç: Üniversite tercihini etkileyen faktörler arasında; üniversitenin şehre olan mesafesinin daha etkili olduğu, şehrin sosyo-ekonomik düzeyinin, yurt ve barınma olanaklarının etkisinin düşük olduğu, öğretim elemanları ve akademik yapının etkisinin olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.Öğe Subjective tinnitus and hearing problems in adolescents(Elsevier Ireland Ltd, 2009) Bülbül, Selda Fatma; Muluk, Nuray Bayar; Çakır, Elif Pınar; Tufan, ErennurObjectives: We investigated the hearing problems and tinnitus frequencies in adolescents at three public primary and two high schools. Methods: This study was carried out at three public primary and two high schools. 428 Turkish school children (244 girls, 184 boys) were asked to voluntarily answer a set of questionnaires in their classrooms at the beginning of the training program. There were 250 students (105 male, 145 female) in Primary School and 178 (79 male, 99 female) students in High School. We used questionnaire to evaluate subjective tinnitus and hearing problems. Walkman usage, listening loud and noisy music., intra-familial physical trauma, concentration difficulty in class and school success were also evaluated. Results: In age-related groups (Group 1 = 11-13 years; Group 2 = 13-15 years; Group 3 = 16-18 years), hearing loss was present in 32.1% of Group 1, 19% of Group 2 and 28.3% of Group 3. Listening loud and noisy music was reported in 81.8% of Group 1, 95.4% of Group 2 and 87% of Group 3. Tinnitus was present 36.8% in Group 2, 33.5% in Group 1 and 31.5% in Group 3. Tinnitus after listening loud music was present in 42.7% of Group 2, 36.1% of Group 3 and 25.6% of Group 1. Among all students with tinnitus, 19.5% considered their school success as very good, 41.1% as good and 39.4% as bad. In students, using Walkman, tinnitus was seen both in the right and left ears. Conclusion: Tinnitus may be seen in adolescents at primary and high schools. Listening loud and noisy music and Walkman usage may cause an increase in the frequency of tinnitus manifestation. Adolescents should be educated about the hazardous effects of loud music. Education should include families, teachers, students, and whole community. These issues should be taken into public health policy of the countries. (C) 2009 Elsevier Ireland Ltd. All rights reserved.Öğe Use of natural herbal products in Kırıkkale, Turkey(2017) Bülbül, Selda Fatma; Aşık, Gaye; Muluk, Nuray BayarAmaç: Bitkisel ürünler toplumda farklı nedenlerle yaygın olarak kullanılmalarına rağmen, bu ürünlerin çeşitliliği ve yan etkileri bilgisi yeterli değildir. Bu çalışmada, erişkinlerin doğal bitkisel ürünlere yaklaşımları ve bu konudaki pratikleri değerlendirilmiştir.Gereç ve Yöntemler: Bu kesitsel çalışmada, çalışma grubu, Kırıkkale Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'ne başvuran hastaların anne/babalardan (n=409) oluşmuştur. Veriler, kendilerinin doldurduğu ankette sorulan 55 sorudan elde edilmiştir.Bulgular: Tümü içinde, %37,3'ü, en az bir bitkisel ürünü (bitkisel çay/doğal ilaç) bildiğini belirtmiştir. En iyi bilinen ürünler adaçayı (%55,1) ve yeşil çaydır (%29,7). Geçen yıl %28,4'ü kendileri için (%14,3'ü birden fazla ürün) ve %24'ü çocukları için (% 8,7'si birden fazla ürün) bitkisel ürün kullanmıştır. Kendileri ve çocuklarında bitkisel ürün kullanımı için en yaygın nedenler öksürük idi. Bu ürünlerin kullanımı, cinsiyet, yaş ve okuryazarlık düzeylerine göre farklılık göstermemiştir (P > 0,05). Katılımcıların sadece bir kısmı, bu bitkisel ürünlerden çok fayda gördüklerini belirtmişlerdir (sırasıyla kendileri için % 21,2 ve çocukları için % 22,4). Sonuçlar: Bu uygulamaların birçoğu, insanlara zarar vermek de dahil olmak üzere, geleneksel tedavinin etkinliğini değiştirebilir. Biz, bitkisel ürünlerin kullanımı, potansiyel yararları ve/veya zararları konusunda, sadece toplumda değil, aynı zamanda sağlık çalışanları arasında farkındalık yaratmanın önemini vurgulamak istiyoruzÖğe Visibility of rare diseases and neonatal screening programme on social media(Turkish National Pediatric Society, 2021) Bülbül, Selda Fatma; Çelik, Cansu; Gülbahçe, AliyeIt is evident that rare metabolic diseases, the life-saving national newborn screening, can benefit from sharing information on social media platforms and we cannot ignore the contribution of raising awareness about this issue. In this study, we planned to reveal the visibility and current situation of the rare disease and newborn screening program on social media. Accounts that share on child health and diseases in Instagram were found by using hashtags and by scanning similar account suggestions. From 76891 posts, the posts that giving information about inherited metabolic diseases and newborn screening were selected. The inclusion rates of these posts in accounts in the study, were calculated and included in the statistics. 75 Instagram pages with more than 1000 followers have been reviewed. The average number of posts per page is 743.8 (22-11349) and the number of posts related to inherited metabolic diseases and national newborn screening is 4.4 (0-203) and 0.53 (0-7), respectively. The ratio of the posts associated with inherited metabolic diseases to all posts is 433/76891 (0.005) and the ratio of those related to newborn heel blood screening is 53/76891 (0.00068). As a result of our study, it can be seen that both the inherited metabolic diseases and the heel blood screening may find itself very limited place in social media platforms that share about child health. © 2021 Turkish National Pediatric Society. All rights reserved.