Yazar "Başaran, Gökben" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Application of Artificial Neural Network-Based Approach for Calculating Dissolved Oxygen Profiles in Kapulukaya Dam Reservoir(Centre Environment Social & Economic Research Publ-Ceser, 2007) Tüzün, İlhami; Soyupak, Selçuk; İnce, Özlem; Başaran, GökbenAn Artificial Neural Network (ANN) modelling approach has been shown to be successful in calculating time and space dependent dissolved oxygen (DO) concentration profiles in Kapulukaya Dam Reservoir using limited number of input variables. The variation of inflow to the reservoir with respect to time was significantly high. The reservoir operational levels were relatively stable. The Levenberg-Marquardt algorithm was adopted during training. Preprocessing before training and post processing after simulation steps were the treatments applied to raw data and predictions respectively. Different configurations of Multilayer perceptron neural networks were designed by selecting different combinations of number of hidden layers (single and double) and number of neurons within each of the hidden layers. Generalisation was improved and over-fitting problems were eliminated: Early stopping method was applied for improving generalisation. The conventional model criteria of correlation coefficient (R) and mean square errors (MSE) were adopted to compare model performances. The correlation coefficients between neural network estimates and field measurements were as high as 0.96 for daily and monthly data respectively with experiments that involve double layer neural network structure with 31 neurons within each hidden layer. The study results revealed that the data sizes effect model performances up to a certain level.Öğe An automata networks based preprocessing technique for artificial neural network modelling of primary production levels in reservoirs(Elsevier, 2007) Kılıç, Hürevren; Soyupak, Selçuk; Tüzün, İlhami; İnce, Özlem; Başaran, GökbenPrimary production in lakes and reservoirs develops as a result of complex reactions and interactions. Artificial neural networks (ANN) emerges as an approach in quantification of primary productivity in reservoirs. Almost all of the past ANN applications employed input data matrices whose vectors represent either water quality parameters or environmental characteristics. Most of the time, the components of input matrices are determined using expert opinion that implies possible factors that affect output vector. Major disadvantage of this approach is the possibility of ending-up with an input matrix that may have high correlations between some of its components. In this paper, an automata networks (AN) based preprocessing technique was developed to select suitable and appropriate constituents of input matrix to eliminate redundancy and to enhance calculation efficiency. The proposed technique specifically provides an apriori rough behavioral modeling through identification of minimal AN interaction topology. Predictive ANN models of primary production levels were developed for a reservoir following AN based pre-modeling step. The achieved levels of model precisions and performances were acceptable: the calculated root mean square error values (RMSE) were low; a correlation coefficient (R) as high as 0.83 was achieved with an ANN model of a specific structure. (c) 2006 Elsevier B.V. All rights reserved.Öğe Equilibrium and kinetic studies on biosorption of Hg(II), Cd(II) and Pb(II) ions onto microalgae Chlamydomonas reinhardtii(Academic Press Ltd- Elsevier Science Ltd, 2005) Tüzün, İlhami; Bayramoğlu, Gülay; Yalçın, Emine; Başaran, Gökben; Çelik, Gökçe; Arıca, M. YakupThe microalgae Chlamydomonas reinhardtii was used for the biosorption of Hg(II), Cd(II) and Pb(II) ions. The maximum adsorption of Hg(II) and Cd(II) ions on Chlamydomonas reinhardtii biomass was observed at pH 6.0 and the corresponding value for Pb(II) ions was 5.0. The biosorption of Hg(II), Cd(II) and Pb(II) ions by microalgae biomass increased as the initial concentration of Hg(II), Cd(II) and Pb(II) ions increased in the biosorption medium. The maximum biosorption capacities of microalgae for Hg(II), Cd(II) and Pb(II) ions were 72.2 +/- 0.67, 42.6 +/- 0.54 and 96.3 +/- 0.86 mg/g dry biomass, respectively. The affinity order for algal biomass was Pb(II) > Hg(II) > Cd(II). FT-IR analysis of algal biomass revealed the presence of amino, carboxyl, hydroxyl and carbonyl groups, which were responsible for biosorption of metal ions. Biosorption equilibrium was established in about 60 min and the equilibrium was well described by the Freundlich biosorption isotherms. Temperature change in the range of 5 - 35 degrees C did not affect the biosorption capacity. The microalgae could be regenerated using 0.1 M HCl, with up to 98% recovery, which allowed the reuse of the biomass in six biosorption-desorption cycles without any considerable loss of biosorption capacity. (c) 2005 Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe Kapulukaya baraj gölü (Kırıkkale) ve aşağı havzası su, sediment ve sucul bitki örneklerinde ağır metal konsantrasyonlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2010) Başaran, Gökben; Tüzün, İlhamiBu çalışma, Mayıs 2007- Kasım 2008 tarihleri arasında Kapulukaya Baraj Gölü içerisinde belirlenen iki istasyon (S1 ve S2) ve aşağı havzasından seçilen üçüncü istasyonda (S3) gerçekleştirilmiştir. İstasyonlardan alınan sediment ve sucul bitki örneklerinde Mn, Cr, Ni, Zn, Co, Pb, As, Cu, Mo, Hg ve Cd ağır metallerinin analizi PEDXRF cihazı kullanılarak yapılmıştır. Su örneklerinde ağır metal analizi için ICP-OES cihazı kullanılmıştır. Sediment örneklerinde belirlenen ağır metal konsantrasyonlarında doğal ve doğal olmayan miktarların ayrımını yapabilmek için, çalışma alanından alınan ana kayaç örneği kullanılarak, her bir element için zenginleşme faktörü (EF) ve jeoakümülasyon indeks (Igeo) değerleri hesaplanmıştır. Bu değerler, sistemde Mn, As, Ni, Cu, Zn, Cr, Co, Mo ve Cd element konsantrasyonları üzerinde insan kaynaklı bir etkinin varlığını ortaya koyarken, Hg ve Pb elementleri için insan kaynaklı bir etkinin olmadığına işaret etmiştir. Ağır metal birikimi, istasyonlara ve mevsimlere göre farklılık göstermiştir. Bu farklılıkların oluşmasında genel kural teşkil edecek düzenli bir davranışın ortaya çıkmadığı görülmüştür.Ağır metal birikiminin bitki türleri arasında ve her bir türe ait bitki örneklerinin farklı kısımlarında değişiklik gösterdiği görülmüştür. Ağır metallerin genellikle bitkilerin kök kısmında birikme eğiliminde olduğu belirlenmiştir. İncelenen bitkiler tarafından Mn'nin en fazla, Hg'nın ise en az miktarda biriktirilen element olduğu tespit edilmiştir. Bitkilere ait translokasyon faktörü (TF) ve biyoakümülasyon faktörü (BF) değerleri hesaplanmıştır. Bu değerler, Phragmites australis bitkisinin Mo, Hg ve Cd elementleri için kök akümülatör özelliği gösterdiğini ortaya koymuştur. Schoenoplectus lacustris bitkisinin Cu, Ni, Mn, Zn elementlerini kökte etkin bir şekilde biriktirdiği görülmüştür. Potamogeton perfoliatus bitkisinde ise, Mn, Cr, Zn ve Cu elementlerini toprak üstü kısmına geçiş oranlarının (TF) 1' den yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum bitkinin bu elementler için hiperakümülatör özellik gösterebildiğini destekler niteliktedir. Schoenoplectus triqueter bitkisinin Mn, Cr, Hg ve Cd elementleri için özellikle sonbahar ve yaz mevsimlerinde hiperakümülasyon karakterinin göstergesi olan TF değerinin 1 ve 1'den büyük olduğu görülmüştür.Su örneklerinde Mn, Zn, Ni, Cu ve Cd element konsantrasyonları tespit edilebilmiştir. Bu değerlerin Türkiye İçme Suyu Standartları ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen sınır değerlerden düşük olduğu görülmüştür.Yapılan çalışma, sediment ve bitkideki birikimlere bağlı olarak bölgede ağır metal kirliliğine ilişkin bir tehtidin oluştuğunu ortaya koymaktadır. Alınacak önlemlere ilişkin olarak ise, izleme çalışmasının havza nitelikli devam ettirilmek koşuluyla, atıkların çevreye verilmeden önce arıtılarak kontrolüne dayandırılması gerektiği önerilmektedir.Öğe Kapulukaya baraj gölündeki (Kırıkkale) fiziksel ve kimyasal değişikliklerin su kalitesine ilişkin değerlendirilmesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2005) Başaran, Gökben; Tüzün, Y.İlhamiÖZET KAPULUKAYA BARAJ GÖLÜ'NDEKÎ (KIRIKKALE) FİZİKSEL VE KİMYASAL DEĞİŞİKLİKLERİN SU KALİTESİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARAN, Gökben Kırıkkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi Danışman: Yrd. Doç. Dr. İhami TÜZÜN Ocak 2005, 80 sayfa Bu çalışma, Orta Kızılırmak Havzası'nda yer alan Kapulukaya Baraj Gölü'nde Haziran 2003 ile Ağustos 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Elektrik ve içme suyu elde etmek amacıyla kullanılan Kapulukaya Barajı'nda, suyun hidrolojik, kimyasal ve fiziksel özelliklerindeki zamana bağlı değişimler, yatay ve dikey olarak incelenerek, su kalitesi ve yönetimine ilişkin değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu amaçla, barajın girişinden sete kadar seçilen beş istasyonda, 15 günlük aralıklarla farklı derinliklerde olmak üzere, ölçümler yapılmış ve alman örnekler laboratuvarda analiz edilmiştir. Hidrolojik veriler, barajda yaz aylarında giren ve çıkan su miktarının artmasını takiben su bekleme süresinin (R) azaldığım, bahar aylarında ise göl hacminin artmasına paralel ojarak giren ve çıkan su miktarının azalmasıyla birlikte su bekleme süresinin arttığım göstermiştir. Yıllıkverilere dayanarak yapılan hesaplamalarla, barajda su bekleme süresinin yaklaşık 200 gün olduğu saptanmış, su bekleme süresinin uzun olmasının, barajın göl gibi davranmasına yol açtığı ve bunun da barajda uzun süreli bir tabakalaşmanın oluşmasına ve epilimniyon ile hipolimniyon arasında metalimniyon tabakasının gözlenmesine olanak sağladığı belirlenmiştir. Yatay ve dikey değişimlerin değerlendirilmesi sonucunda, TP konsantrasyonlarında görülen salınımların, göle giren ve çıkan su miktarlanyla benzerlik gösterdiği, nitrit+nitrat konsantrasyonlaraun ise aksine giren ve çıkan su miktarının az olduğu bahar aylarında artış gösterdiği bulunmuştur. Bu durum, bahar aylarında baraj havzasından gelen su miktanmn artmasıyla ilişkilendirilmiştir. DIN/TP oram, genellikle yaz aylarında azotun sınırlayıcı element olduğuna işaret edecek şekilde 16'dan küçük olarak bulunmuştur. Barajın set öncesi istasyonu olan istasyon V'in 15 metresinde ise sınırlayıcı etkinin daha az düzeyde olduğu gözlenmiştir. Baraj girişinden sete doğru gidildikçe artan göl hacmi ve sedimantasyona bağlı olarak, klorofil a ve bulanıklık değerlerinde bir azalma gözlenmekle birlikte, genel olarak istasyonlar arasında ortalama besin tuzu konsantrasyonları bakımından belirgin farklar bulunmamıştır. Yapılan çalışma sonucunda elde edilen verilerin su kalitesine yönelik kullanımı ve sonuçlar ışığında baraj yönetimine yönelik uygulamalar tartışılmıştır. Anahtar kelimeler: Kapulukaya, Baraj gölü, Besin tuzları, Fitoplankton, Su bekleme süresi, Su kalitesi, Su yönetimi, Tabakalaşma u