Yazar "Bilgili, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Buzağılarda uzun kemik kırıklarının Ilızarov tekniği ile sağaltım olanaklarının araştırlıması(1999) Bilgili, Hasan; Kürüm, Barış; Olcay, BurhanettinBu çalışma Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bilim Dalı Kliniği'ne getirilen 3 adet buzağı üzerinde gerçekleştirildi. 2 olguda parçalı tibia kırığı, bir olguda parçalı metacarpus kırığı saptandı. Olguların belirlenen kırıkları genel anestezi altında Iliz.arov'un sirküler eksternal fikz.asyon sistemi ile sağaltıldılar. Birinci olguda (Olgu no: 1) 150 mm çaplı 3 halkalı, 3 rodlu; 2. olguda 150 mm çaplı proksimal 1. halka 1/2 olmaküzere 3 halkalı, 3 rodlu ve 3. olguda proksimal halka 1/2 olmak üzere ve buna hibrid fikz.asyon amacı ile iki adet 4 numara Schanz vidası ile 3 halkalı, 3 rodlu tliz.arov'un sirküler eksternal fıkzasyon sistemi uygulandı. Olguların apareyi çok iyi talere ettikleri ve reaksiyon göstermedikleri belirlendi. Olgular ekstremitelerini ilk kullanmaya sırasıyla postoperatif 2, 6 ve 5. günlerde başlarken, vücut ağırlıklarını ise postoperatif sırasıyla 15, 20 ve 17. günlerde ekstremitelerine vermeye başladılar. Radyografik takipler sonucunda kırık konsolüdasyonunun olgularda postoperatif sırasıyla 45, 35 ve 48. günlerde tamamlandığı izlendi. Olgulardan aparey sırasıyla postoperatif 60, 45 ve 60. günlerde anestezi uygulanmadan çıkarıldı. Bir olguda (Olgu no:3) pin dibi enfeksiyonu izlenirken, başka bir problem olmadan tüm olgularda tam fonksiyonel iyileşme sağlandı. Sonuç olarak Türkiye'de ilk kez buzağıların uzun kemik kırıklarının sağaltımında Iliz.arov'un sirküler eksternal fikzasyon sistemi kullanıldı ve alınan sonuçlara dayanarak bu sistemin buzağılarda güvenle kullanılabilecek bir sistem olduğu kanısına varıldıÖğe Comparison of two different triple pelvic osteotomy plates for the treatment of hip dysplasia in 23 dogs(Ankara Univ Press, 2015) Ozdemir, Ozge; Sancak, Irem Gul; Ulusan, Sinan; Kurum, Baris; Bilgili, HasanThis study was performed on different breeds, age and sex 23 dogs, which were brought with canine hip dysplasia (CHD). All cases separated into randomized two groups. Although Standard Triple Pelvic Osteotomy (TPO) procedure and Standard TPO Plate were applied on the first group (6 cases), in the other (17 cases) Standard TPO procedure and Twisted Dynamic Compression Plate (DCP) plate were applied. Pre and postoperative Norberg-Olsson Angles (NO) was measured by Bs200Pro Software Programme (BsCelik, BAB Digital Imaging System 2007, Ankara, Turkiye) on computer imaging. Although group numbers are not equal we concluded that there were not any considerable difference shown between two groups. Twisted DCP group's evaluation was found to be similar to evaluation of TPO Plate group. Twisted DCP is as effective as original TPO Plate for treatment of canine hip dysplasia.Öğe The effect of extracorporeal shock wave treatment (ESWT) on bone defects: An experimental study(1999) Uslu, Murad M.; Bozdoğan, Önder; Güney, S.; Bilgili, Hasan; Kaya, Ü.; Olcay, B.; Korkusuz, FezaThe aim of this study was to investigate the effects of extracorporeal shock wave therapy (ESWT) on the formation of callus in bone defects created in rabbit radii. This study searches for an answer to whether ESWT may have a therapeutic effect on bone defects. A bone defect with a radius of 1 cm was created in both forelimbs of 20 rabbits. At the 7th, 14th, and 21st days ESWT treatment was applied to the forming callus in the right radius under fluoroscopic control. At the 6th and 12th weeks, the animals were sacrificed and callus analysis was performed by computerized scan, dual energy x-ray absorptiometer. Histological analyses were also performed. The results revealed that the average callus area in the right (ESWT applied) radial defect was greater in both groups and statistically significant at the 12th week (p < 0.05). There was no difference in bone density between defects. Histologically the callus area was greater on the right side (ESWT applied side) in both groups. However in the first group trabeculae were occupying less space on the right side. Granulation tissue areas and chondroid areas were greater on the right side. We conclude that ESWT has a disorganizing and dispersing rather than a direct osteoinductive effect on forming callus. This effect may play a therapeutic role in bone defects and in situations like callus lengthening where a greater amount of callus is necessary.Öğe Repair of osteochondral defects with autologous chondrocyte implantation: Clinical study on the stifle joint of 9 dogs(2006) Bilgili, Hasan; Yıldız, Cemil; Kürüm, Barış; Soysal, Yasemin; Bahçe, MuhteremBu çalışma Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bilim Dalı Kliniği'ne getirilen 9 köpek üzerinde gerçekleştirildi. ln-vitro koşullar altında köpeklerde kondrosit hücre kültürü yapılması, monolayer kültürde üreyen otolog köpek kondrositlerinin osteokondral defektlere implantasyonu ve tamir olanaklarının araştırılması amaçlandı. Veteriner Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bilim Dalı Kliniğine diz eklemi topallık şikayeti ile getirilen köpekler detaylı bir şekilde klinik, radyolojik muayeneye tabi tutuldu. Kronik çapraz bağ kopuğu olan olgular osteokondral defekt olasılığı yönünden tekrar incelenerek, femoral kondiluslarında defekt bulunan 9 olgu, hayvan sahiplerinin izni ile çalışmaya alındı. Genel anestezi altında sağ omuz eklemlerinden artroskopik teknikle kıkırdak doku örnekleri alındı. Örnekler 1 mg/ml tip II kollagenaz ile enzimatik parçalamaya tabi tutuldu. Hücrelerin canlılıkları, sayıları, tripsinizasyon işlemini izleyen 15. günde enjektabl hale gelen otolog kültüre kondrosit hücre greftleri, aynı olgunun diz eRlemindeki osteokondral defekte ifnplante edildi. Olguların kopuk ön çapraz bağları Modifıye Utrecht Üniversitesi Tekniği ile onarıldı. Olgular postoperative 1., 3,, 5., ve 7. haftalarda klinik ve radyolojik olarak, 8. hafta sonunda da artroskopik olarak değerlendirildi. Klinik kontrollerde olguların; ekstremitelerini 1. ve 3. haftada kullanırken ağrı duydukları, 5. ve 7. haftalarda ise giderek daha rahat kullandıkları ve ağrı duymadıkları belirlendi. Radyolojik kontrollerde osteokondral defektin 5. haftada tamamen dolduğu (İki olguda ise 7. haftada tam dolum) izlendi. Sekizinci haftada yapılan artroskopik muayenede defektin tamamen iyileştiği, dolduğu, kenarındaki sınırının bile belli olmadığı, defekti dolduran dokunun çevresiyle aynı renkte ve şeffaf olduğu, dayanıma karşı güç verdiği izlendi. Sonuç olarak; bu proje ile Türkiye'de ilk kez köpeklerin omuz ekleminden alman ufak miktardaki kıkırdak doku örneklerinden hücreler ayrıştırıldı, sağlıklı otolog kondrositler izole edildi ve steril koşullar altında, in-vitro ortamda monolayer kültür sistemi ile hücre sayısı arttırıldı ve olguların diz eklemlerindeki osteokondral defektlere eklem şekil ve fonksiyonunu restore etmek için transplante edildi ve başarılı sonuçlar alındı.Öğe Segmenter kemik defektlerinde şok dalgalarının etkisi: Tavşan radiusunda deneysel çalışma(1999) Uslu, M. Murad; Bozdoğan, Önder; Güney, Şefik; Korkusuz, Feza; Bilgili, Hasan; Kaya, Ümit; Olcay, BurhanettinBu çalışmanın amacı şok dalgalarının (SD) tavşan radiustında oluşturulan kemik defektlerinde oluşan kalkışa etkilerinin araştırılmasıdır. Bu çalışmada şok dalgalarının kemik defektlerine tedavi edici bir etkisinin olup olamıyacağı sorusuna bir cevap aranmaktadır. Yirmi adet Yeni Zelanda tavşanının lıeriki radiıısunda 10 milimetrelik birer defekt oluşturuldu. 7., 14. ve 21 günlerde floroskopik kontrol altında sağ taraftaki defektlere şok dalgaları uygulandı. Altıncı ve onikinci haftalarda tavşanların her iki radi ustaki defektlerine bilgisayarlı tomografi, ve dual enerji X-ray absorbsiometresi (DEXA) kullanarak kallus analizi gerçekleştirildi. Histolojik analiz yapıldı. Sonuç olarak her iki grupta da, şok dalgaları uygulanan sağ taraftaki defektde kalkış alanı, uygulanmayan tarafa göre daha büyük bulundu. Bu fark onikinci haftada istatiksel olarak anlamlı idi (p<005). Kemik yoğunluğu ölçümleri arasında anlamlı fark yoktu. Histolojik olarak sağ tarafta kallus alanı daha genişdi. Trabekuler yapı daha az alan kaplıyordu, granulasyon dokuları ve kondroid alanlar sağ tarafta daha yoğun izleniyordu. Son yıllarda pseudoartroz tedavisinde başarılı klinik sonuçlar yayınlanan şok dalgalarının osteoindüktif etkisi tartışmalıdır. Bu çalışmada izlenen etki, oluşmakta olan kalkıştı dağıtıcı ve yayıcı bir etkidir. Bu çalışma ışığında şok dalgalarının callus uzatma ameliyatları, kemik defektleri gibi kallus hacmında artışa ihtiyaç duyulan dururmlarda kullanılması gündeme gelebilir.