Yazar "Dinçel, Güngör Çağdaş" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The Investigation of Cell Adhesion Molecules in the Lung Tissues of Cattle with Cystic Echinococcosis(2019) Yavuz, Orhan; Dinçel, Güngör Çağdaş; Gökpınar, Sami; Haydardedeoğlu, Ali EvrenCystic echinococcosis is a zoonotic disease with worldwide distribution caused by Echinococcus granulosus, represents a substantial global health problem. Hydatid cyst (Echinococcus) has a remarkable negative effect on the health of people and the economic development of the country. The objective of this study was to investigate the CD68, nicotinamide nucleotide adenylyltransferase 3 (NMNAT 3), Neuregulin 1 (NRG1) and Neuregulin 2 (NRG2) expressions in bovine lungs infected with E. granulosus and to identify whether they have any correlation with pulmonary pathology. For this purpose, 30 bovine lung tissues were used between January 2016 and December 2016 collected in Kırıkkale slaughterhouse. In histopathologic examinations, proliferation of fibrous connective tissue and infiltration of mononuclear cells were detected in the lung tissues of the bovine. Most of the cysts were seen to be quite thick capsule. There was also a cellular line rich in abundant fibroblasts and mononuclear cells. The cyst wall was found to be an eosinophilic laminar structure. There was infiltration with lymphocytes and macrophages, especially eosinophils and giant cells. Immunohistochemically, CD68 positivity was seen around the bronchi, bronchioles and cystic matter. However; NMNAT 3, NRG1 and NRG2 showed no positive reactions in macrophages, bronchi, bronchioles and alveolar epithelium. These results indicate that NMNAT 3, NRG1 and NRG2 pathways were not used in pulmonary pathology. Therefore, it is the most important result of the study that the adhesion molecules in pulmonary pathology are not originating from NMNAT 3, NRG1 and NRG2.Öğe Investigation of the Prevalence of Digestive System Parasites in Chickens in the Kirikkale Region(2023) Gökpınar, Sami; Babacan, Zeynep Begüm; Dinçel, Güngör ÇağdaşObjective: In this study, it was aimed to investigate the prevalence of digestive system parasites in free-range chickens in Kırıkkale region. Material-Method: One hundred (100) faecal samples were taken by visiting the poultry houses where domestic chicken breeding was carried out. Care was taken to ensure that the faecal samples were fresh and not in contact with soil. Each faecal sample was separately placed in plastic containers with lids and delivered to Kırıkkale University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Parasitology, Routine and Epidemiology laboratory under appropriate conditions. The samples were analysed on the same day by native-lugol and Fülleborn flotation technique and the faecal samples which were positive for Eimeria oocyst were sporulated in potassium dichromate for species identification. Result: Sixty-three of the faecal samples (63%) were found to be infected with one or more parasite eggs/oocysts. Eggs/oocysts of one, two and three different parasite species were detected in 42.9%, 39.7% and 11.1% of the faecal samples, respectively. In this study; Eimeria spp. 13%, Ascaridia spp. 6%, Capillaria spp. 12%, Eimeria spp.+Trichostrongylus tenuis, 3%, Eimeria spp. + Ascaridia spp. 3%, Ascaridia spp. + Capillaria spp. 11%, Ascaridia spp. + Capillaria spp. + Eimeria spp. 3%, Capillaria spp, 4%, Eimeria spp. + Ascaridia spp. + Heterakis spp. 1%, Ascaridia spp. + Capillaria spp. + Trichostrongylus spp, + Trichostrongylus tenuis, 1%, Capillaria spp. + Ascaridia spp. + Heterakis spp. 2%, Ascaridia spp. + Heterakis spp. 2% and Trichostrongylus tenuis 1%. Eimeria spp. oocysts were morphologically identified as E. tenella, E. necatrix, E. brunetti, E. mitis and E. maxima. Conclusion: As a result, it is thought that the parasite rate is high due to the fact that the sampled chickens are free-ranging in the natural environment, parasites are more common during the infective periods of parasites or parasite control and treatment are not performed regularly. In order to reduce the presence of parasite infections that cause yield losses, it is recommended that the animals should have access to clean feed and water sources and regular parasitic control and treatment should be carried out.Öğe Patolojik Apoptozis Ve Tanı Yöntemleri(2016) Dinçel, Güngör Çağdaş; Kul, Oğuzİlk kez Kerr ve arkadaşları tarafından 1972 de tanımlanan apoptozis, biyolojik görevlerini tamamlamışyapısal elemanları ya da DNA’sı hasar görmüş hücrelerin, ilişkili olduğu doku ve hücrelere zarar vermeyecek birbiçimde ortadan kaldırılmasını sağlayan, genlerle kontrol altında tutulan ve gerçekleşmesi için enerjiye ihtiyaçduyan programlı hücre ölümüdür. Apoptozisi fizyolojik olarak yaşamın her dönemimde görebiliriz. Patolojikapoptozis ise otoimmün ve nörodejeneratif hastalıklar, kanser, kalp hastalıkları ve viral enfeksiyonlar gibi birçokhastalığın patogenezinde yakından ilişkilidir. Apoptozis emri alan bir hücrede kromatin yoğunlaşması görülür vehücrenin boyutları küçülmeye başlar. Daha sonra apoptotik cisimciklere ayrılırlar. Bu apoptotik cisimcikleryüzeylerinde yeni reseptörlerle birlikte yakındaki fagositik sistem hücrelerini çağırarak fagotositoz ileuzaklaştırılır. Apoptozisin inhibisyonu/aktivasyonu tedavi için gen ürünleri ise tanı için potansiyel hedeflerdir.Bu makale; apoptozisin morfolojik özelliklerini ve nekrozdan farklarını, genetik düzenlenmesini, tanıyöntemlerini ve özellikle hastalıklardaki yakın ilişkisini içeren son literatür bilgileri gözden geçirilerektartışılmış bir derlemedir.Öğe A rare case of feline congenital Toxoplasma gondii infection: fatal outcome of systemic toxoplasmosis for the mother and its kitten(Schluetersche Verlagsgesellschaft Mbh & Co Kg, 2013) Atmaca, Hasan Tarık; Dinçel, Güngör Çağdaş; Macun, Hasan Ceyhun; Terzi, Osman Safa; Uzunalıoğlu, Tuba; Kalender, Hakan; Kul, OğuzThis report describes a case of fatal systemic toxoplasmosis in a 2.5-year-old mixed breed pregnant cat and its kittens. The pregnant cat was presented to the gynecology clinic with symptoms of dystocia. The ultrasound examination revealed the presence of five fetuses in the uterus, three of which were not alive, and consequently a cesarean section was performed. However, the mother cat and the remaining two live kittens died two and ten days after cesarean section, respectively. Pathologically, severe alveolar edema, tachyzoite-like structures in the alveolar macrophages and multifocal necroses in the lungs of mother cat were observed. An intense Toxoplasma gondii immunopositive reaction was observed in the cytoplasms of alveolar macrophages, bronchial and bronchiolar epithelia, necrotic foci in the lungs, and Kupffer cells of the liver. PCR analyses amplified T. gondii DNA in tissue samples of the mother cat and kittens. The present study provides strong evidence for a transplacental transmission of T. gondii infection with deadly outcome for the mother cat, fetuses and kittens. As to the authors' knowledge, this report is the first case of fatal congenital toxoplasmosis in domestic cats in Turkey.Öğe Sınır hastalığı virüsü ile doğal enfekte kuzu ve oğlak beyinlerinde apoptotik ve anti-apoptotik mekanizmaların karşılıklı değerlendirilmesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2012) Dinçel, Güngör Çağdaş; Kul, OğuzSınır Hastalığı (SH) Türkiye dahil, dünyada koyun ve keçi popülasyonlarında abortus veya persiste enfeksiyonlar nedeniyle ülke ekonomisinde ciddi kayıplara neden olan ve Pestivirüsler tarafından oluşturulan viral bir hastalıktır. Hücre kültüründeki sitopatojenitelerine göre Pestivirüsler, apoptotik hücre ölümünü tetikleyen sitopatik (SP) ve sitopatik olmayan (SPO) tür olarak ikiye ayrılırlar. Sitopatik olmayan türler enfekte ettiği hücrelerde apoptozisi engelleyici etki göstererek persiste enfeksiyondan sorumludur. Sınır Hastalığı Virüsü'nün (SHV) apoptotik ve anti-apoptotik mekanizmalarının merkezi sinir sisteminde araştırıldığı sınırlı sayıda çalışma vardır. Bu çalışmada, SHV enfekte kuzu ve oğlaklarda; apoptotik ve anti-apoptotik mekanizmaların karşılıklı araştırılması ve eğer varsa SHV'nin merkezi sinir sisteminde hangi yolakla apoptozisi tetiklediğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaçla da; SHV ile enfekte hayvanların beyin kökü ve orta beyin bölgesinde meydana gelen lezyonlarda; apoptotik (kaspaz 3, kaspaz 9) ve anti-apoptotik (Bcl-2) mekanizmalar, sitokin yanıtı (TNFR1, TNF-?, INF-?, eNOS ve iNOS), apoptotik hücre sayılarının tespiti (TUNEL), reaktif gliozis (GFAP), myelin hasarı (LFB) incelenerek sağlıklı kontrol dokuları ile karşılaştırılmıştır. Çalışmanın materyalini, moleküler ve immunoperoksidaz testlerle SH tanısı konulan 10 kuzu, 5 oğlak ve sağlıklı kontrol için ise sağlıklı 3 kuzu ve 3 oğlaktan alınan beyin dokuları oluşturmuştur. Parafine gömülen dokulardan alınan 5 ?m kalınlığındaki kesitler, hematoksilen-eozin ile boyandıktan sonra histopatolojik incelemede, nöron dejenerasyon ve nekrozu, gliozis, myelin kaybı, perivasküler hücre infiltrasyonu ve vaskülit bulguları dikkate alınarak lezyon şiddetine göre skorlandı. Bu çalışmada, SHV pozitif hayvanlardaki beyin kökü ve orta beyin bölgelerinden alınan kesitlerde; indirekt immunoperoksidaz testlerde tavşan-anti SHV poliklonal antikoru ve ticari firmalardan temin edilen apoptotik ve anti-apoptotik mekanizmaların tanımlanmasında rabbit poliklonal kaspaz 3, 9, Bcl-2, TNFR1, TNF-? ve INF- ?, TUNEL, GFAP, eNOS, iNOS antikorları ve myelin hasarı tespiti için histokimyasal boyama olarak da LFB kullanıldı. İmmunoperoksidaz test sonuçlarına göre; kaspaz 9, Bcl-2, TUNEL, GFAP, eNOS ve iNOS immunopozitif boyanma yüzde alanları, kontrol grubu hayvanlardakine oranla istatistiksel olarak önemli (p<0.05) düzeyde yüksek bulundu. Sağlıklı Kontrol grubu ve SHV pozitif hayvanlara ait TNFR1, TNF-? ve INF-? oranları arasında herhangi bir istatistiksel öneme rastlanmadı (p>0.05). Deney grubu hayvanlarda, enfeksiyonun şiddetinde artışla birlikte myelin kaybı ve reaktif glia hücrelerinde GFAP varlığının arttığı görülmüştür. Sınır Hastalığı Virüsü ile enfekte çalışma grubu hayvanlar ile sağlıklı kontrol grubu hayvanların karşılaştırılması sonucunda; en çarpıcı bulgu beyinde eNOS ve iNOS varlığının hastalığın şiddeti ile doğru orantılı artmasıdır ve bunun SHV enfeksiyonunda şekillenen apoptozis belirteçleri ile uyumlu olduğu gösterilmiştir. Aynı zamanda, SHV ile enfekte hücreler arasında apoptozise giden hücrelerin baskın olarak içsel yolu seçtikleri ve içsel yol üzerine de en büyük etkinin önemli derecede artan NO seviyesi ile ilişkili olabileceği ortaya konulmuştur. Deney grubu hayvanlarda görülen myelin kaybı ile GFAP varlığı sonuçlarına göre; enfeksiyonun şiddeti arttıkça dejenerasyon derecesinin de paralel olarak arttığı görülmüştür.