Yazar "Dirik, Ceren" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Environmental efficiency evaluation of Turkish cement industry: an application of data envelopment analysis(Springer, 2019) Dirik, Ceren; Sahin, Serap; Engin, PinarCarbon dioxide (CO2) is the main determinant to the process of global warming among other greenhouse gases (GHGs). As being responsible for the largest part of the CO2 emissions from industrial activities, the cement sector has an important position for Turkey on the path to achieving CO2 reduction targets. By referencing the relationship between cement industry and CO2 emissions based upon this sector, we aim to analyze environmental efficiency of the Turkish cement industry at firm level and attempt to reveal a comparison study under both output-oriented and non-oriented approaches with the aid of radial and non-radial Data Envelopment Analysis (DEA) models: (i) the output-oriented BCC model; (ii) the output-oriented slack-based measures (SBM) model; (iii) the non-oriented SBM model; and (iv) the non-oriented super-efficiency SBM model. In this context, CO2 emission is considered an undesirable output and relative efficiency of 51 integrated cement factories operating in Turkey for the year 2016 is evaluated. Within the scope of this paper, efficiency scores, reference sets and target values are also determined and a list of measures are proposed. According to the results, only 15.7% of all integrated cement factories are identified as being relatively efficient in all models and a clear imbalance among cement factories in terms of environmental efficiency is determined. Moreover, it is concluded that the output-oriented BCC, output-oriented SBM, and non-oriented SBM models are highly correlated and monotonically related in the presence of undesirable output. The empirical findings also suggest that up to 5.13% CO2 emissions saving can be achieved by taking the necessary precautions.Öğe Geliştirilmiş Entropi Tabanlı TOPSIS Yöntemiyle İmalat Sektöründe Sürdürülebilirlik Performansı Ölçümü ve Bir Gösterge Seti Önerisi(2023) Korga, Selda; Dirik, CerenAmaç – Bu çalışmanın amacı, karar vericilerin sürdürülebilirlik performansı değerlendirmelerine ekonomik, çevresel ve sosyal boyutları dahil etmelerine yardımcı olacak ölçülebilir unsurlardan oluşan bir gösterge seti önermek ve çok kriterli karar verme yöntemlerinin bütünleşik olarak kullanıldığı bir teşhis koyma ve aksiyon alma yaklaşımı sunmaktır. Tasarım/Yöntem/Yaklaşım – Borsa İstanbul (BIST) Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan 12 imalat sektörü işletmesinin 2015-2020 dönemi sürdürülebilirlik performansları Geliştirilmiş Entropi ve TOPSIS yöntemleri ile değerlendirilmektedir. Bulgular – Entropi bulguları doğrultusunda, sürdürülebilirlik performansında toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışan oranı göstergesinin en yüksek, enerji tüketimi göstergesinin ise en düşük ağırlığa sahip olduğu tespit edilmiştir. Sürdürülebilirliğin ana boyutları açısından en yüksek ağırlığın sosyal boyuta ait olduğu ancak ilgili boyutun ağırlığının 2020 yılında düştüğü saptanmıştır. TOPSIS bulgularına göre ise işletmelerin orta düzeyde bir sürdürülebilirlik performansı sergiledikleri, bununla birlikte 2020 yılı skorlarında düşüş olduğu belirlenmiştir. Duyarlılık analiziyle de TOPSIS bulgularının sağlamlığı doğrulanmıştır. Ayrıca, sürdürülebilirlik performansının iyileştirilmesi için öncelikli alanların/göstergelerin belirlenmesi konusunda karar vericilere yardımcı olabilecek görsel bir harita tasarlanmıştır. Tartışma – Göstergeler düzeyinde toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışan oranı değerleri; boyutlar düzeyinde ise sosyal boyut göstergeleri açısından işletmeler arasında daha fazla farklılık olduğu ortaya konulmuştur. 2020 yılında sosyal boyutun toplam ağırlığındaki düşüşün, Covid-19 pandemisinin etkisi sonucunda işletmeler arasındaki sosyal gösterge farklılıklarının azalmasıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Aynı yıl içinde sürdürülebilirlik skorlarındaki düşüşün ise pandemi döneminde işletmelerin üretim ve/veya tedarik süreçlerinde yaşadıkları sorunlardan ve çalışan eğitimlerindeki aksamalardan kaynaklanabileceği değerlendirilmektedir. Son olarak, sürdürülebilirlik performanslarını arttırmak isteyen imalat sektörü işletmelerine toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışan sayılarını arttırmaları önerilmektedir.Öğe Türkiye’deki Mevduat Bankalarının Üretim ve Aracılık Etkinlikleri: İki-Aşamalı Network VZA Uygulaması(2022) Dirik, Ceren; Göker, İlkut Elif KandilBankacılık operasyon sürecinin birbiriyle ilişkili alt süreçlerden oluşan network sistemlere uyduğu\rbilinmektedir. Tek aşamalı sistemlere kıyasla daha karmaşık bir yapıya sahip olan bu tür sistemlerin etkinlik\ranalizinde standart VZA yaklaşımını kullanarak alt süreçleri göz ardı etmek yanıltıcı bulgular\rüretebilmektedir. Öte yandan, üretim ve aracılık yaklaşımları arasındaki çatışmadan dolayı mevduatın banka\roperasyon sürecindeki rolüne ilişkin literatürde bir fikir birliği bulunmamaktadır. Mevduatın ikili rolünün\rsorgulanması ile yola çıkılan bu çalışmada, potansiyel derinliğini henüz yansıtmamış ve mevduata yüksek\roranda bağımlı olan Türk bankacılık sektörünün etkinliği üzerine kesitsel bir inceleme gerçekleştirmek\ramaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, banka mevduatı bir ara değişken olarak tanımlanmakta ve birinci aşama\rüretim etkinliğini, ikinci aşama ise aracılık etkinliğini temsil etmek üzere iki-aşamalı bir network Veri\rZarflama Analizi (VZA) modelinden yararlanılmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren 23 mevduat bankasının\r2020 yılı verilerinin kullanıldığı analizde, bulgular sektördeki ortalama %26’lık etkinsizliğin çoğunlukla\rüretim etkinsizliğinden kaynaklandığını ve standart VZA yaklaşımının etkinlik skorlarını olduğundan fazla\rtahminlediğini ortaya koymaktadır. Buna ek olarak, birinci ve ikinci aşama etkinlik skorlarına göre bankalar\rdört gruba ayrılmakta, her bir grup ve banka türü için hedef değerler hesaplanmakta ve gruplar arasındaki\rbenzerlikler/farklılıklar hakkında değerlendirmeler yapılmaktadır.Öğe TÜRKİYE’DEKİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ETKİNLİK VE VERİMLİLİK ANALİZİ: RADYAL VE RADYAL OLMAYAN VZA VE MVE MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRMASI(2020) Dirik, Ceren; Sahin, SerapÜlkelerin sağlık göstergeleriyle gelişmişlik düzeyleri arasında yakın ilişki bulunması, sağlık harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payının yüksek olması ve sağlık hizmetlerine olan talebin artması, kaynakların etkin kullanımıyla ilgili endişelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Hükümetlerin temel hedeflerinden olan etkin çalışan bir sağlık sisteminin oluşturulabilmesi için sağlık hizmetlerinin etkinliğinin ve verimliliğinin sistematik bir şekilde değerlendirilmesi ve etkin çalışmayan alanların saptanarak, iyileştirmelerin yapılması gerekmektedir. Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin makro düzeyde ele alındığı bu çalışmada 2016 yılı için il bazında sağlık hizmetlerinin etkinliğinin ölçülmesi ve 2012-2016 dönemi için illerin sağlık hizmetleri verimliliğindeki değişimin saptanarak, radyal ve radyal olmayan Veri Zarflama Analizi (VZA) ve Malmquist Verimlilik Endeksi (MVE) modellerinden elde edilen bulguların karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Türkiye’deki iller sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerine göre üç gruba ayrılmış ve analizler her bir grup için ayrı ayrı gerçekleştirilmiştir. Analiz sonucunda radyal ve radyal olmayan modeller arasında yüksek ve anlamlı ilişki bulunduğu ve yöntemlerin monoton bir şekilde bağlantılı olduğu tespit edilmesine rağmen, aylak değişkenleri ihmal eden radyal modellerin yanıltıcı bulgular ortaya koyduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca sağlık hizmetleri etkinliğinin, yüksek gelişmişlik düzeyinde bulunan illerin yer aldığı gruptan düşük gelişmişlik düzeyinde bulunan illerin yer aldığı gruba doğru gidildikçe azaldığı görülmüştür. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin üretim teknolojisinde gerileme yaşandığı saptanmıştır.Öğe Veri Zarflama Analizi ile Etkinlik Ölçümü ve Parçalı Elastiklik Analizi: OECD Ülkelerinin Tarımsal Performansları Üzerine Bir Uygulama(2023) Dirik, Ceren; Sahin, Serap; Atıcı, Kazım BarışAmaç: Bu çalışmanın amacı, OECD ülkelerinin 2019 yılı tarımsal etkinliğini ölçmek ve kurgulanan senaryolar üzerinden parçalı elastiklik analizleri gerçekleştirerek ülkelerin kısmi ölçeğe göre getiri karakterizasyonlarını ortaya koymaktır.Yöntem: Etkinlik ve elastiklik ölçümleri için Veri Zarflama Analizi (VZA) ve VZA tabanlı yöntemler kullanılmıştır.Bulgular: OECD ülkelerinin %43’ünün etkin bir şekilde faaliyet gösterdiği tespit edilmiş ve ortalama tarımsal etkinliğin 0,87 olduğu saptanmıştır. Elastiklik analizi bulgularına göre seçmeli radyal etkinlik varsayımını sağlayan OECD ülkelerinin büyük bir bölümü için kısa vadede tarımsal büyümenin gerçekleşmesinin beklenmediği, üretim faktörlerinde yaşanabilecek marjinal artışlar karşısında tarımsal çıktıların çoğunlukla azalan veya sabit oranda artış eğiliminde olduğu belirlenmiştir.Özgünlük: Çalışma, ülke bazında parçalı elastiklik ölçüm modellerinin ilk uygulaması olması ve OECD ülkelerinin tarımsal performanslarına dair bütünleyici bir perspektif sunması açısından önemlidir.Öğe Veri Zarflama Analizi üzerine bir Python karar destek sistemi önerisi: Tarımsal performans ölçümü uygulaması(Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Dirik, Ceren; Şahin, SerapBu çalışmada, Veri Zarflama Analizi (VZA) ile etkinlik ve elastiklik ölçümü için Python bilgisayar programla dili kullanılarak tasarlanan bir karar destek sistemi önerilmektedir. Kullanıcı dostu, parametre değişikliğinde manuel müdahale gerektirmeyen, yeni ihtiyaçlara kolayca uyarlanabilir olan, dinamik ve kompakt yapıdaki bu karar destek sistemiyle karar vericiye VZA ile karar verme sürecinde yardımcı olmak amaçlanmıştır. Önerilen karar destek sistemi 2010-2020 dönemi için OECD ülkelerinin tarımsal etkinlik ve elastiklik ölçümü analizlerini gerçekleştirmek amacıyla kullanılmıştır. İnsan yaşamının gıda tüketimine bağımlılığı, artan gıda talebini karşılamak için ihtiyaç duyulan tarımsal üretim artışının tarımsal girdilerin etkin kullanımından kaynaklanmasının gerekliliği, tarımın diğer sektörlerden farklılaşan kendine özgü yapısı, açlığın ve yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği ile tarımda kendine yeterliliğin sağlanması hususlarındaki stratejik önemi ve üretim faktörlerinde gerçekleşebilecek değişimler karşısında karar birimlerinin hassasiyetine ilişkin çözümlemelerin tarımsal politika tasarımındaki kullanılabilirliği sebepleriyle çalışmanın uygulama alanı olarak tarım sektörü seçilmiştir. Analiz üç aşama üzerine kurulmuştur. Birinci aşamada, ülkelerin teknik ve ölçek etkinlikleri belirlenmektedir. İkinci aşamada, kısa/uzun vadede ortaya çıkabilecek değişimler karşısında ülkelerin duyarlılığına ilişkin çözümlemeler sunmak amacıyla tasarlanan senaryolar kapsamında yönlü türeve dayanan yaklaşımlarla sağ ve sol taraf elastiklikleri ölçülmektedir. Üçüncü aşamada ise elastiklik ölçümlerine dayalı olarak ülkelerin ölçeğe göre getiri (RTS) durumları ortaya konulmaktadır. Etkinlik ölçümleri, girdi ve çıktı odaklı yaklaşımlar için hem ölçeğe göre sabit getiri (CRS) hem de ölçeğe göre değişken getiri (VRS) teknolojilerinde gerçekleştirilmiş iken; tarımsal girdilere kıyasla tarımsal çıktıların marjinal değişimlere tepkisinin elastikliğini incelemek daha anlamlı bulunduğundan, elastiklik ölçümleri yanıt setinin sadece çıktılardan oluştuğu çıktı setleri için ele alınmıştır. Çalışmada, tarım arazisi, tarımsal iş gücü, çiftlik hayvanı, gübre kullanımı ve sermaye stoku girdi değişkenleri; bitkisel üretim değeri ve hayvansal üretim değeri ise çıktı değişkenleri olarak tanımlanmıştır. Etkinlik analizi bulgularına göre 2014 yılından itibaren CRS ve VRS teknolojilerinin ortalama tarımsal etkinlik skorları arasındaki farkın azaldığı ve ölçek boyutunun ülkelerin tarımsal performansı üzerindeki olumsuz etkisinin bir miktar da olsa düştüğü gözlemlenmiştir. Covid-19 pandemisinin etkisi altında geçen 2020 yılında ortalama tarımsal etkinliğin bir önceki yıla kıyasla yükseldiği tespit edilmiştir. Ortalama sanal girdi/çıktı ağırlıklarına göre ise OECD ülkelerinin tarımsal etkinliğini etkileyen en önemli girdi faktörünün çiftlik hayvanı değişkeni, en önemli çıktı faktörünün ise tarım sektöründeki birincil üretim olan bitkisel üretime kıyasla ikincil üretim olan hayvansal üretim olduğu saptanmıştır. Elastiklik analizi bulgularına göre 2010-2020 döneminde en yüksek tek taraflı elastiklik skorlarının belirli ülkelerde tekrarladığı, dolayısıyla söz konusu ülkelerin ilgili senaryolar özelindeki marjinal hareketlere hassasiyetlerinin analiz dönemi boyunca devam ettiği belirlenmiş, ek olarak elastiklik skorları kullanılarak tarımsal politikaların nasıl geliştirilebileceği tartışılmıştır. RTS karakterizasyonu bulgularına göre ise OECD ülkelerinin çoğunlukla CRS ve ölçeğe göre azalan getiri (DRS) karakteristiği sergiledikleri, ölçeğe göre artan getiri (IRS) karakteristiği sergileyen ülkelerin ise oldukça az olduğu ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda, OECD ülkelerinin büyük bir bölümü için tarım sektöründe kısa ve/veya uzun vadede büyümeye gidilemeyeceği tahmin edilmektedir.