Yazar "Durusoy, Serhat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Comparison of functional outcomes in patients fixed with dynamic hip screw and proximal femur nail-anti-rotation in A1 and A2 type intertrochanteric femur fractures(2020) Sevinç, Hüseyin Fatih; Çırpar, Meriç; Canbeyli, İbrahim Deniz; Dağlar, Bülent; Oktaş, Birhan; Durusoy, SerhatBACKGROUND: We aimed to compare clinical and functional outcomes between patients treated with Dynamic hip screw (DHS) and Proximal Femoral Nail-Antirotation (PFN-A) implants. METHODS: This study included 122 patients (66 men [54.1%] and 56 women [45.9%]) who underwent surgery with DHS and PFN-A for an intertrochanteric femur fracture and had at least 12 months follow-up. Reduction assessment, femoral neck-shaft angle and tip-apex distance measurements were performed in early postoperative radiographs. On control visits in months 1, 3, 6 and 12, range of motion, thigh or hip pain, and Trendelenburg positivity were assessed in clinical examination and reduction assessment, femoral neck-shaft angle and tip-apex distance measurements were performed on radiographs after the union. Patients were assessed using Hip Harris Score after the union. RESULTS: Regardless of implant type used, mean tip-apex distance measured at the immediate postoperative period was 27.6 in patients with implant failure, whereas 21.6 in patients without, indicating a significant difference. Again, mean femoral neck-shaft angle measured at the immediate postoperative period was 123 degree in patients with implant failure, whereas 130 degree in those without, indicating a significant difference. It was found that the femoral neck-shaft angle was <128 degree in all patients with implant failure whereas it was >128 degree in 94% of patients without implant failure at immediate postoperative period. CONCLUSION: The findings regarding femur neck-shaft angle at the immediate postoperative period was <128 degree in all patients with implant failure and that it was ?128 degree in 94% of patients without implant failure emphasize the importance of anatomic restoration in femur neck-shaft angle during surgery. The finding that mean tip-apex distance was 27.6 mm in patients with implant failure and 21.6 mm in patients without implant failure indicates that the technique is as important as implant type selected for treatment success of the implantation.Öğe İbandronik asit ve kalsiyum-D vitamini tedavisinin osteointegrasyon üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması(Kırıkkale Üniversitesi, 2014) Durusoy, Serhat; Çırpar, MeriçDurusoy S, İbandronik Asit ve Kalsiyum-D Vitamini Tedavisinin Osteointegrasyon Üzerindeki Etkilerinin Karşılaştırılması. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi, 2014. Amaç: Bu çalışmanın amacı, antiresorptif ajan olan ibandronik asit ve kalsiyum- D vitamini kompleksinin metal implantların osteointegrasyonuna olan etkilerini histomorfometrik ve mekanik olarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 45 adet dişi Sprague-Dawley cinsi rat üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ratlar üç gruba ayrılmıştır. Bütün ratların sol femurlarında 1mm kalınlığında paslanmaz çelik K-teli ile intramedüller çivileme gerçekleştirilmiştir. Kontrol grubu olan Grup A'daki ratlar çivileme sonrası hiçbir medikal tedavi almamıştır. Grup B'deki ratlara postoperatif altı hafta boyunca 37,5mg kalsiyum ve 25IU D vitamini tedavisi verilmiştir. Group C'deki ratlara ise sol femur intramedüller çivilemesi sonrası 25µg dozunda ibandronik asit subkütan olarak verilmiştir. Altı hafta sonunda bütün ratlar sakrifiye edilmiş ve opere edilen bacaktaki femurları çıkarılmıştır. Bütün K telleri için maksimum çekme gücü ölçülmüş ve her grup için ortalama çekme gücü hesaplanmıştır. Histomorfometrik olarak her bir grup için implant çevresi yeni oluşan kemik kalınlığı ölçülmüş ve K teli kalınlığına oranlanarak kendi tanımladığımız osteointegrasyon endeksi(Oint-E) hesaplanmıştır. İbandronat ve Ca-D vit tedavilerinin kemik-metal implant tutunumu üzerindeki etkilerini saptayabilmek için, bütün gruplarda elde edilen ortalama çekme gücü ve osteointegrasyon endeksi değerleri istatistiksel olarak Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis testleri ile kıyaslanmıştır. Bulgular: Grup A ve Grup B arasında ortalama maksimum çekme gücü ve osteointegrasyon endeksi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (maksimum çekme için p=0,828, OintE için p=0,172). İbandronik asit verilen Grup C için ortalama maksimum çekme gücü ve osteointegrasyon endeksi Grup A ve Grup B ile kıyaslandığında elde edilen değerin istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı (Maksimum çekme gücü için grup A'da p=0,001, grup B'de p=0,001, OintE için grup A' da p=0,009, grup B'de p=0,016) Sonuç: Bu çalışma ibandronatın metal implant-kemi tutunumu üzerinde belirgin bir olumlu etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Biz ibandronik asitin, özellikle osteoporotik yaşlı hastalarda, kemik kırıklarına bağlı implantasyon ve artroplasti uygulamalarında cerrahi sonrasında osteointegrasyonu arttırmak amacıyla kullanılabileceğini düşünüyoruz. Ancak, bu deneysel çalışmanın sonuçlarını destekleyecek ileri klinik çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Osteointegrasyon, ibandronat, kalsiyum, D vitamini, implant ömrüÖğe İbandronik Asit Ve Kalsiyum-D Vitamini Tedavisinin Osteointegrasyon Üzerindeki Etkilerinin Karşılaştırılması(2019) Durusoy, Serhat; Çırpar, Meriç; Yalçınozan, Mehmet; Aslan, Arif; Balcı, Mahi; Demir, TeyfikAmaç: Bu çalışmada ibandronik asit ve kalsiyum- D vitamini kompleksinin osteointegrasyon üzerine olanetkilerini histomorfometrik ve mekanik olarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Gereç ve Yöntem: Çalışma 45 adet dişi Sprague-Dawley cinsi ratın sol femurları üzerinde yapılmıştır. Cerrahiolarak ratların sol femurlarına intramedüller K teli yerleştirilmiştir. Ratlar rasgele eşit sayıda olacak şekildekontrol grubu, ibandronat alan grup ve CaD vitamini alan grup olacak şekilde gruplandırılmıştır. Altı haftasonra sakrifiye edilen ratların femurları mekanik teste ve histomorfometrik inceleme tabi tutulmuştur. Eldeedilen veriler istatistiksel olarak kıyaslanmıştır.Bulgular: Grup A (kontrol) ve Grup B (CaD vitamini) arasında ortalama maksimum çekme gücü ve osteo-integrasyon endeksi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (maksimum çekme için p0,828,OintE için p0,172). İbandronik asit verilen Grup C için ortalama maksimum çekme gücü ve osteointegras-yon endeksi Grup A ve Grup B ile kıyaslandığında elde edilen değerin istatistiksel olarak anlamlı derecedeyüksek olduğu saptandı (Maksimum çekme gücü için grup A’da p0,001, grup B’de p0,001, OintE için grupA’ da p0,009, grup B’de p0,016)Sonuç: Bu çalışma ibandronatın metal implant-kemik tutunumu üzerinde belirgin bir olumlu etkiye sahipolduğunu göstermektedir. Ancak, bu deneysel çalışmanın sonuçlarını destekleyecek ileri klinik çalışmalaraihtiyaç vardır.Öğe Postarthroscopy osteonecrosis of the knee(Springer, 2015) Turker, Mehmet; Cetik, Ozgur; Cirpar, Meric; Durusoy, Serhat; Comert, BarisSpontaneous subchondral osteonecrosis of the knee joint confined to a localized area of one condyle can occur after arthroscopic procedures. Meniscal tears, arthroscopic meniscectomy, and radiofrequency chondroplasty are aetiological factors in the development of osteonecrosis. The aim of this study was to investigate whether the incidence of osteonecrosis increased when mechanical or radiofrequency chondroplasty was used in conjunction with arthroscopic meniscectomy. In this prospective clinical trial, arthroscopic meniscectomy was the primary treatment in 75 patients (mean age 40 +/- A 13) with stage II and III degenerative changes on the articular cartilage. Patients had to meet the following criteria: 1) have preoperative MRI and plain film radiographs showing no evidence of osteonecrosis; 2) be symptomatic for at least 6 weeks before the preoperative MRI; and 3) have arthroscopically confirmed stage II or III chondral lesion. A preoperative MRI was performed for all patients. For treatment of chondral lesions, debridement with a shaver or chondroplasty with a monopolar RF energy system was used. Patients were divided into three treatment groups. Partial meniscectomy of the medial or lateral (or both) menisci was performed on all patients, but patients in group 2 additionally received mechanical debridement of the chondral lesion, and those in group 3 were additionally treated with RF chondroplasty. Patients in group 1 were treated with partial meniscectomy alone. Patients were re-examined after 6 months, at which time a repeat MRI was performed. Development of osteonecrosis was detected during the postoperative MRIs of five patients: two in group 1, two in group 2, and one in group 3. The addition of mechanical or RF chondroplasty to meniscectomy did not increase the number of patients with osteonecrosis. Also, RF chondroplasty, which is commonly proposed to be an aetiological factor, resulted in a decrease in the number of patients that developed osteonecrosis. II.