Yazar "Eke, Salih Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adli osteolojik incelemede kafatası kemik fragmanlarının anatomik rekonstrüksiyonu: Dört olgu(2006) Büyük, Yalçın; Çağdır, A. Sadi; Yazıcı, Yüksel A.; Eke, Salih MuratAdli osteolojik inceleme konusu olan kemikler ölüme neden olan travmanın etkisi ya da bulunulan ortama bağlı olarak postmortem gerçekleşen olaylara bağlı olarak fragmanlar halinde bulunabilirler. Gerek kimliklendirme ve gerekse de travma analizi amaçlı tam bir adli osteolojik incelemenin yapılabilmesi için fragmente bir halde olan kemiklerin (çoğunlukla yüksek kinetik enerjili silahlarla oluşan defektler kaynaklı olarak kafatası) anatomik rekonstrüksiyonu hayati bir öneme haizdir. Bu makalede adli osteolojik incelemenin bu önemli aşamasını örneklerle vurgulamaya çalıştık.Öğe Analysis of the Maternal Filicide in Terms of Forensic Medicine in Turkey: A Clinical Research(Aves, 2015) Eke, Salih Murat; Basoglu, Saba; Taktak, Safak; Oral, GokhanIntroduction: In the literature, 15% of the victims of homicide consists of children under 16 years of age; children under the age has been proved that they have the maximum risk. The vast majority of the victims were killed by their mothers. Thus, if mothers are the perpetrators of crime child murders are discussed in different ways, so it is conceptualized under the name of maternal filicide in the literature. This study has been performed for, in Turkey, women who kills their own children between 0-6 years old, victims of crimes, and to determine features of crime regarding on forensic medicine, eventually in order to provide a basis for taking necessary precautious and measures. Methods: This research includes 74 reports of maternal filicide cases came to IV. Board of Specialization at the Council of Forensic Medicine in Istanbul, Ministry of Justice of Republic of Turkey between 1996-2006 years. In the light of data came from these reports, the socio-demographic characteristics of mothers who attempted filicide and children who were killed, and crime occurrence methods and mothers' criminal legal responsibility were examined. Results: Mothers, suspected of the filicide crime, are often at a young age, they did not desire pregnancy, 73 of mother's do not have criminal history, and 48 of mothers confessed the crime. Found that 71 of child victims are biological kids, 38 of them were killed around age, and 20 of them were girls, 35 of them were boys. The study group, seven of defendants killed or attempted to kill more than one child at the same time. The majority of mothers committed the crime during the daylight. When filicide methods were examined strangling or throwing up the child from higher were seen the most. The majority of mothers comitted crime wiithout weapon or other objects, just by their hands. Based on decisions of IV. Board of Specialization, no significant difference was observed between the the mothers with criminal liability and mothehers with non-criminal liability. Conclusion: In this study, important data procured from the demographic characteristics of the mothers, findings on conditions during the crime and the method of the crime, and mothers' psychosocial stressors, but it has been discerned that this data is limited to define the crime of filicide. At the end of the study, besides studied the parameters that directed people to commit this crime, other factors, like mental status and/or motives should be probed.Öğe Ankara'da otopsisi yapılmış boğma olguları (2001-2004)(2007) Eke, Salih Murat; Büyük, Yalçın; Dinç, A. HakanBoğma olgularında boyun organlarında saptanan bulguların değerlendirilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi'nde 2001-2004 yılları arasında otopsisi yapılan olgular içinde bağla boğma, elle boğma ve boyuna bası tatbiki sonucu ölüm olgularına ait otopsi raporları retrospektif olarak incelendi. Bu dönem içinde saptanan toplam 42 olgunun 20'si erkek (% 47.62) ve 22'si kadın (% 52.38) olup, en fazla olgunun 61 ve üzeri yaş grubunda (10 olgu, % 23.81) olduğu belirlenmiştir. Olguların tümünde bildirilen orijin cinayettir. Boyun bölgesinde telem, abrazyon, ekimoz gibi travmatik bulgular olguların 38'inde (% 90.48) belirgin olarak saptanmış olup, dört olguda çürüme nedeniyle optimal değerlendirme yapılamamıştır. On iki olguda boyun bölgesi dışında travmatik bulgular mevcut değil iken, 30 olguda ekimoz, kunt travmatik yara, kesici-ezici,kesici delici alet ve ateşli silah yaraları gibi birçok tipte travmatik bulgu belirlenmiştir. Olgulardan 20'sinde (% 47.62) boyun yapılarında kırık saptanmış olup, elle boğma/boyuna bası ile bağla boğma grupları arasında kırık insidansı açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bu çalışmada olguların % 52.38'inde boyun organlarında kırık saptanmamış olması da dikkate alınarak boğma olgularında boyun bölgesindeki harici bulguların değerlendirilmesi ve boyun disseksiyonunun önemi vurgulanmıştır.Öğe Ankara'da otopsisi yapılmış hükümlü ve tutuklu ölümleri (2001-2004)(2007) Büyük, Yalçın; Eke, Salih Murat; Dinç, A. Hakan; Çitici, IşılGözaltında ya da cezaevinde meydana gelen her ölüm olayı ister doğal kaynaklı ister travmatik bir ölüm olsun her zaman için kamunun ilgisini çekmekte ve özellikle intihar orijinli olgular ve ölümde travmanın rol oynadığı olgularda dikkatler kötü muamele şüphesine odaklanmaktadır. Bu retrospektif otopsi çalışmasında Ankara Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi'nde 2001-2004 yılları arasında otopsileri yapılmış toplam 56 hükümlü ve tutuklu olgusuna ait veriler değerlendirilmiştir. Olguların 50'si (% 89.29) erkek ve 6'sı (% 10.71) kadın olup, olguların % 16.07'sinin hastaneye ölü duhul ettiği, % 8.93'ünün cezaevi revirinde öldüğü, % 7.14'ünün hücresinde ölü bulunduğu, % 66. 07'sinin ise hastanede tedavi altında iken öldüğü.saptanmıştır. Yirmi yaş ve altı olguya rastlanmamış olup, en fazla olgu 41-50 yaş grubunda saptanmıştır. Doğal sebepler olguların 44'ünde (% 78.57) ölüm sebebi olup, iki olguda ası, 1 olguda kesici delici ve delici alet yaralanması, 1 olguda da kunt kafa travması olmak üzere travmatik ölüm sadece 4 olguda (% 7.14) saptanmıştır. Sekiz olguda (% 14.29) ise ölüm orucu sonucu gelişen komplikasyonlar ölüm sebebi olarak belirlenmiştir. Kanser ve komplikasyonları ile kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölümlerin doğal ölüm olgularının yarıdan fazlasını oluşturduğu saptanmıştır.Öğe Atipik Boyun Ağrısı Bulunan, Araç İçi Trafik Kazası Sırasında Boyun Hiperekstansiyonunun Neden Olduğu İzole Tiroid Kıkırdak Kırığı (Olgu Sunumu)(2022) Eke, Salih Murat; Alan, Ömer; Sonkaya, MuratTrafik kazaları, larengeotrakeal iskelet sisteminde yaralanmalara neden olan en önemli travmalardan biridir. Bu yaralanmalar tiroid kıkırdağın basit kırığından, kıkırdak kaymalarına, kıkırdak defektlerine, larenks içi yırtılmalara veya larengotrakeal ayrışmaya kadar değişen aralıkta olabilir. Kırk dört yaşındaki erkek, kendi kullandığı arabası ile başka bir araca arkadan çarpmış ve kaza sırasında açılan hava yastığının göğüs duvarına çarpması ile yaralanmıştır. Atipik boyun ağrısı tarifleyen olguda boynun hiperekstansiyonuna bağlı tiroid kıkırdak sağ üst boynuzunda radyolojik olarak kırık tespit edilmiştir. Adli tıp uygulamalarında travma sonrasında meydana gelen yaralanmanın niteliğinin ve oluşturduğu tıbbi hasarın saptanması önemlidir. Bu olgu, atipik yakınmaların, tiroid kıkırdak kırığı gibi önemli bir tıbbi hasara bağlı olabileceği konusunda bizi uyarmaktadır. Ayrıca kırığın indirekt travma ile ve boynun hiperekstansiyonu sonucu oluşması; literatürde tanımlanan boynun hiperfleksiyonuna bağlı oluşan kırıklardan daha nadir olarak görülmesi nedeniyle ilginç bulunarak radyolojik bulgularıyla sunulmuştur.Öğe Maternal Filicide in Turkey(Wiley, 2015) Eke, Salih Murat; Başoglu, Saba; Bakar, Bülent; Oral, GökhanFilicide occurs in every socioeconomic stratum around the world. This study was conducted to evaluate motives, psychopathological aspects, and socio-demographic factors of 74 filicide cases of women in Turkey. Mean age of mothers, most of whom committed infanticide, was 26years, and breakdown of criminal offenses are as follows: to get rid of unwanted babies (24.3%), acute psychotic-type filicide (21.6%), fatal child abuse and neglect (17.6%), to get revenge (12.2%), protect the lonely child from the harm and badness after suicide (10.8%), and pity (9.5%) motives. Results showed that maternal filicide cannot be reduced to only mental instability or environmental factors and indicates deficiencies in the capacity of the mothers' role in connecting with their child and with parenting skills. Finally, with regard to defendants' motives, similar factors that contribute to committing maternal filicide should be considered while making an assessment of the data and determining employee risk groups.Öğe Non-travmatik beyin kanaması kaynaklı ölümlerin değerlendirilmesi(2005) Üzün, İbrahim; Büyük, Yalçın; Eke, Salih Murat; Özer, Erdalİntrakranyal hemorajiler patolojik ya da travmatik kaynaklı olup, patolojik sebepler arasında 3 önemli grup: anevrizma, vasküler malformasyonlar ve idiopatik olgular yer almaktadır. Adli otopsilerde saptanan patolojik kökenli beyin kanamalarına ait bulguların değerlendirilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinde 1998-2002 yılları arasında otopsisi yapılmış ve non-travmatik beyin kanaması saptanmış 73 olguya ait veriler retrospektif incelenmiştir. Olguların 47'si erkek (% 64.39) ve 26'sı kadın (% 35.61) olup, yaş gruplarına göre dağılımda en fazla olguyu 31-60 yaş arası olguların (% 64.36) oluşturduğu görülmüştür. Olguların ölüm şekli incelendiğinde 37 olgunun ölü olarak bulunduğu, 15 olgunun hastanede öldüğü, 9 olgunun hastaneye ölü olarak getirildiği ve 12 olgunun da ani ölüm olgusu olduğu saptanmıştır. Olguların otopsilerinde beyinde makroskobik olarak, 27 olguda bazal bölgede lokalize SAK, 24 olguda yaygın SAK, 6 olguda intraserebral hematom, 6 olguda intraserebellar hematom, 8 olguda intraventriküler hematom, 2 olguda ponsta lokalize kanama saptanmıştır. Olgulardan sadece 3'ünde anevrizma (a.basillariste 1 ve sağ a.cerebri mediada 2) ve bu anevrizma bölgelerinde rüptür saptanmıştır. Willis poligonu damarlarında yaygın ateromatöz değişimler ise sadece 9 olguda tanımlanmıştır. Kanama odağı tespit edilen olgu sayısının oldukça düşük olması gerçeği, adli otopsi olgularında kanama lokalizasyonuna dair daha detaylı araştırma yapılması gerekliliğini açıkça göstermektedir.Öğe Post-travmatik yağ embolisi saptanan adli otopsi olgularında iskelet travmasının değerlendirilmesi(2005) Büyük, Yalçın; Eke, Salih Murat; Üzün, İbrahim; Yazıcı, Yüksel A.; Çağdır, A. SadiPost-travmatik yağ embolizmi kaynaklı ölüm olgularında saptanan travmatik değişimlerin değerlendirilmesi amacıyla 1994-2004 yılları arasında yapılmış adli otopsilerde yağ embolisi saptanan olgular retrospektif olarak değerlendirildi. 56 olguda yağ embolisi ön tanısı ile inceleme yapılmış olup, 26'sında yağ embolisi saptanmıştır. Olguların 22'si erkek ve 4'ü kadın olup, en fazla olgu 70 yaş ve üzeri yaş grubunda (8) saptanmış, 50 yaş ve üzeri olguların toplam sayısı 20 olarak saptanmıştır. 16 olgu ile trafik kazasının en fazla saptanan orijin olup, femur ve tibia kırıkları olguların % 88.46'ısında saptanmıştır. Olguların 15'inde fokal ve 11'inde yaygın olmak üzere olguların 26'sında akciğerde yağ embolisi ve 8 olguda böbrekte yağ embolisi saptanmış iken beyin dokusunda yağ embolisi saptanmamıştır. Olguların 11'inde yağ embolisi primer ölüm sebebi olup, 15 olguda ise ortak sebep olarak ölüme katkıda bulunmuştur. Primer ölüm sebebinin yaygın yağ embolisi olarak saptanan olgulardaki travmatik bulgular değerlendirildiğinde 10 olguda ekstremite kemiklerinde 2 ve daha fazla kırık ile pelvisekstremite kırıkları gibi travma bulgularının daha şiddetli olduğu saptanmıştır. Travmatik olgularda fraktürlerin erkenden stabilizasyonu ve resüsitasyonla birlikte özellikle çok sayıda majör iskelet kemik fraktürleri bulunan olgular ile ileri yaş grubundaki hastalar gibi risk gruplarının bu sendrom açısından daha yakından takibinin önemi ile birlikte bu olguların otopsilerinde yağ embolisi açısından da inceleme yapılmasının önemine vurgu yapılmıştır.Öğe Türkiye'de Maternal Filisid Olgularının Adli Tıp Yönünden Analizi: Bir Klinik Araştırma(2015) Eke, Salih Murat; Başoğlu, Saba; Taktak, Şafak; Oral, GökhanAmaç: Literatürde homisid kurbanlarının %15'inin 16 yaş altındaki çocuk-lardan oluştuğu; bir yaş altındaki çocukların en fazla riski taşıdığı gösterilmiş-tir. Kurbanların büyük bir çoğunluğu anneleri tarafından öldürülmüşlerdir. Dolayısıyla, faillerin anneler olduğu çocuk öldürme suçu farklı yönlerden ele alınmış ve literatürde maternal filisid adı altında kavramsallaştırılmıştır. Bu çalışma Türkiye'de 0-6 yaş arasındaki çocuklarını öldüren kadınlar ve kurbanlar ile suçun adli tıp yönünden özelliklerini tanımlamak ve gerekli önlemlerin alınması için bir zemin sağlayabilmek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu araştırma, 1996-2006 yılları arasında T.C Adalet Bakanlığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı IV. İhtisas Kurulu'na gelmiş olan 74 maternal filisid olgusunun yapılan muayeneleri ve adli dosyalarının incelen-mesi sonrası hazırlanan raporlarını kapsamıştır. Bu raporlardan elde edilen verilerin ışığında filisid girişiminde bulunan annelerin ve öldürülen çocuk-ların sosyodemografik özellikleri, suçun oluş yöntemleri ve annelerin ceza ehliyetleri incelenmiştir. Bulgular: Filisid suçunu gerçekleştirdiğinden şüphelenilen annelerin genel-de genç yaşta olduğu, gebeliği istemediği, 73 annenin suç geçmişinin olma-dığı, 48 annenin suçu kabul ettiği saptanmıştır. Kurban çocukların 71 tane-sinin öz çocuk olduğu, 38 tanesinin ilk bir yaşta öldürüldüğü ve kurbanların 35 tanesinin kız ve 20 tanesinin erkek çocuk olduğu tespit edilmiştir. Çalış-ma grubunda 7 sanığın eş zamanlı olarak birden fazla çocuğunu öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği bulunmuştur. Annelerin büyük bir kısmının suçu gündüz saatlerinde işledikleri saptanmıştır. Filisid yöntemleri incelen-diğinde en fazla "çocuğu boğma" veya "çocuğu yüksek bir yerden atma" görülmüştür. Kurban çocukalrın büyük bir kısmının silah veya benzeri cisim kullanılmadan el ile öldürüldüğü saptanmıştır. IV. İhtisas Kurulu kararlarına dayanarak, ceza sorumluluğu olmayan annelerle ceza sorumluluğu tam olan annelerin oranı arasındaki farkın fazla olmadığı gözlenmiştir.Sonuç: Çalışmada annelerin demografik özelliklerinden, suç sırasındaki durum ve suçun yöntemine dair bulgulardan ve annelerin psikososyal stre-sörlerinden önemli veriler elde edilmiş ancak bu verilerin çocuk öldürme suçunu tanımlamada sınırlı olduğu görülmüştür. Çalışmanın sonunda, araş-tırılan parametrelere ilave olarak kişileri bu suçu işlemeye yönelten mental durum ve/ veya motivlerin de irdelenmesi gerektiği düşünülmüştür.Öğe Yaşlılarda kimliklendirme(2005) Eşiyok, Burcu; Eke, Salih Murat; Hancı, İ. HamitToplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirti, nitelik ve özelliklerle, bir bireyin belirli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünü olarak tanımlanan kimlik tespiti bir çok adli olayda kritik öneme haizdir. Çoğunlukla yaşayan olgularda önemli sorunlar oluşturmasa da bilişsel yetilerde kayıplarla karakterize hastalık olguları, suçluların tespiti ve kimlik değiştirme çabaları gibi bazı durumlarda gerekli olmaktadır. Kimlik saptamanın önemi özellikle cinayet, kazalar, intiharlar ve doğal ölümler ile kitlesel felaketlerde daha bir önem kazanmaktadır. Bu makalede, güncel adli tıp uygulamalarında yaşlı bireyleri kimliklendirmede kullanılan yöntemler ve kimliklendirmenin önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.