Yazar "Ertenli, Mehmet Fethi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Düzenli gövde boşluklu çelik I profillerin yanal stabilitelerinin sonlu elemanlar yöntemiyle incelenmesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2015) Ertenli, Mehmet Fethi; Kalkan, İlkerÇelik yapıların inşasında çeliğin ekonomik olarak kullanılması yapının maliyetinin düşürülmesini sağlar. Böylece doğal kaynak olan demir cevherinin israfı da önlenir ve ülke ekonomisine de katkı sağlanmış olur. Maliyetten tasaaruf sağlanırken yapı emniyetinin düşürülmesi mühendislik ilkeleri ile bağdaşmaz. Bu sebeple yapı güvenliğinden hiçbir şekilde taviz vermeden çelikten tasarruf etmeyi sağlayan petek kiriş sistemleri geliştirilmiştir. Yanal burulmalı burkulma, çelik yapıların tasarım şartnamelerinde kirişlerin dayanımına ve doğrudan yapının güvenliğine etki eden durumlardan birisi olarak kabul görmektedir. Bu çalışmada sonlu elemanlar programı ile modellenen kirişlerin analizi sonucu elde edilen Pcr yükleri, dünyanın farklı bölgelerinde kabul gören şartnamelerden (AISC, AS, EuroCode) ve geçmiş çalışmalarda geliştirilmiş analitik formüllerden elde edilen kritik yük değerleri ile kıyaslanarak yanal burulmalı burkulma ifadelerinin tutarlılığı incelenmiştir. Kuvvetli başlık-narin gövde kesitli çelik I profillerde gövdenin narinliği sebebiyle kesit gövdesinde buruşmalar ortaya çıkmaktadır. Geçmiş çalışmalar, zayıf gövde kesitli uzun açıklıklı kirişler için gövde buruşmalarının, kirişlerin yanal burkulma davranışını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmalar, gövde narinliğinin kirişlerde yerel burkulma ve yanal burulmalı burkulmanın kombine çalışıp kirişin yanal buruşmalı burkulmasına neden olduğunu belirtmiştir. Sonlu elemanlar programı Abaqus CAE kullanılarak hücresel boşluklu çelik I profillerin yanal burulmalı burkulma davranışları tespit edilmiştir. Elastik analiz yapılan kirişlerin tümü basit mesnetli olarak teşkil edilmiştir. Yükleme, hücresel kirişlerin üst başlığına açıklık ortalarından kiriş eksenine dik olacak şekilde sonlu eleman ağı üzerindeki düğüm noktalarına düşey olarak etkitilmiştir. Yapılan çalışma neticesinde düzenli gövde boşluklu I kesitli çelik kirişlerin yanal burulmalı burkulma performansına etki eden birçok parametrenin olduğu görülmüştür. Genel olarak şartnamelerin stabilite hesaplarında gövde buruşmalarını dikkate almamasından dolayı şartnamelerden hesaplanan kritik yük değerleri, numerik analizler sonucu elde edilen değerlerin altında kalmaktadır. Anahtar kelimeler: Hücresel Kiriş, Yanal Burulmalı Burkulma, Yerel burkulma, Yanal Buruşmalı Burkulma, Sonlu Eleman AnaliziÖğe Lateral torsional buckling of doubly-symmetric steel cellular I-Beams(Techno-Press, 2023) Ertenli, Mehmet Fethi; Erdal, Erdal; Buyukkaragoz, Alper; Kalkan, Ilker; Aksoylu, Ceyhun; Ozkilic, Yasin OnuralpThe absence of an important portion of the web plate in steel beams with multiple circular perforations, cellular beams, causes the web plate to undergo distortions prior to and during lateral torsional buckling (LTB). The conventional LTB equations in the codes and literature underestimate the buckling moments of cellular beams due to web distortions. The present study is an attempt to develop analytical methods for estimating the elastic buckling moments of cellular beams. The proposed methods rely on the reductions in the torsional and warping rigidities of the beams due to web distortions and the reductions in the weak-axis bending and torsional rigidities due to the presence of web openings. To test the accuracy of the analytical estimates from proposed solutions, a total of 114 finite element analyses were conducted for six different standard IPEO sections and varying unbraced lengths within the elastic limits. These analyses clearly indicated that the LTB solutions in the AISC 360-16 and AS4100:2020 codes overestimate the buckling loads of cellular beams within elastic limits, particularly at shorter span lengths. The LDB solutions in the literature and the Eurocode 3 LTB solution, on the other hand, provided conservative buckling moment estimates along the entire range of elastic buckling.Öğe Yanal buruşmalı burkulmaya maruz kalan çift simetri eksenli I-enkesitli çelik kirişlerin elastik ve plastik burkulma boyu limitlerinin belirlenmesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2021) Ertenli, Mehmet Fethi; Kalkan, İlkerYapısal çeliğin yüksek dayanımlı bir malzeme olması nedeniyle çelik yapılar, diğer yapı türlerine göre büyük açıklıkların daha küçük kesitli elemanlar kullanılarak geçilmesine olanak sağlar. Ancak eleman kesitlerinin küçük olması, bu elemanların rijitliklerinin de azalmasına ve tasarımda göz önüne alınması gereken önemli stabilite sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çift simetri eksenli I en kesitli kirişlerde gövde ve başlık narinliği oranlarına bağlı olarak çeşitli burkulma şekilleri ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma kapsamında, yanal burulmalı burkulma ve gövde yerel burkulmasının bir birleşimi olan ve literatürde yanal buruşmalı burkulma olarak adlandırılan burkulma şekli incelenmiştir. Çalışmada yanal buruşmalı burkulmaya maruz kalan çift simetri eksenli I en kesitli çelik kirişlerin elastik ve plastik burkulma boyu sınır uzunlukları sonlu elemanlar yöntemi ile belirlenmiş ve Amerikan çelik yapı tasarım şartnamesinin (AISC 360-16) yanal burulmalı burkulmaya maruz kalan kesitler için önerdiği elastik ve plastik sınır uzunluğu formüllerinden elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Nümerik çalışmanın ilk aşamasında, bir ticari sonlu eleman yazılımında yapılan analizlerinden elde edilen sonuçlar, literatürdeki mevcut deneysel sonuçlarla karşılaştırılarak, bir doğrulama çalışması yapılmış ve nümerik modellerin deneylerle uyumu araştırılmıştır. Nümerik ve deneysel sonuçların yakın uyumunun tespiti üzerine, 72 adet Amerikan geniş başlıklı W en kesit ve bu en kesitlerin bir kısmından başlık ve gövde kalınlığı değerleri değiştirilerek türetilen 33 adet yapma en kesite sahip kirişler, modellenmiştir. Toplam 105 adet en kesit kullanılarak farklı uzunluklarda kiriş geometrileri oluşturulmuştur. Modellenen bu kirişler statik analize tabi tutularak, her kesitin eğilme momenti kapasitesinin serbest uzunluğa göre değişimini gösteren grafikler çizilmiştir. Kirişler açıklık boyunca tekdüze eğilme momenti altında ve uçlarda çatal mesnet şartlarına sahip olacak şekilde analiz edilmiştir. Buna göre, uçlarda düşey ve yatay ötelenmeler ile boyuna eksen etrafından dönmeler tutulu; her iki asal eksene göre dönmeler ile boyuna yöndeki ötelenmeler serbest olacak şekilde mesnet şartları oluşturulmuştur. Boyuna ötelenmelerin serbestliği, çarpılma deformasyonlarını da serbest bırakmıştır. Analizlerden elde edilen nümerik elastik sınır uzunluğu değerlerinin, yönetmelik formülünden elde edilen ilgili değerlerden genellikle yüksek olduğu saptanmıştır. Bu durum, teorik formülün kesit gövdesinde meydana gelen buruşma etkilerini dikkate almamasından kaynaklanmaktadır. Eleman kesitlerinin gövde narinliği oranı arttıkça ve/veya başlık narinliği oranı azaldıkça gövde kesitinde buruşma oluşması ihtimali artmaktadır. Bu değişimle, nümerik yöntemle belirlenen elastik ve plastik sınır uzunlukları değerleri ile teorik olarak hesaplanan değerler arasındaki fark da artmaktadır. Yapılan analizler, gövde narinliği oranı arttıkça nümerik ve teorik elastik sınır uzunluğu değerleri arasındaki farkın bariz bir şekilde açıldığını göstermiş, ancak başlık narinliğinin bu fark üzerinde belirgin bir etkisini ortaya koyamamıştır. Gövde narinliği oranı küçük olan kesitlerde nümerik yöntem ile belirlenen plastik sınır uzunluğu değerlerinin, yönetmelik formülünden elde edilen ilgili değerlerden yüksek olduğu görülmüştür. Ancak, gövde narinliği oranının artmasıyla (25'ten daha büyük değerlerde), nümerik olarak belirlenen plastik sınır uzunluklarının teorik değerlerin altına düştüğü görülmüştür. Elastik sınır uzunluğunda gözlemlendiği gibi gövde narinliği oranı arttıkça nümerik ve teorik değerler arasındaki fark açılmaktadır. Ayrıca çalışma kapsamında elde edilen nümerik sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Nümerik-teorik sınır uzunluğu oranları ile kesitlerin gövde narinliği ve başlık narinliği oranları arasındaki ilişkiyi veren regresyon eğrileri elde edilmiştir. Regresyon denklemleri kullanılarak, yönetmeliğin önerdiği sınır uzunluğu formülleri, yanal buruşmalı burkulma sınır durumunu hesaba katacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.