Yazar "Hatipoğlu, Murat Okan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hipokloroz asit, etakridine lactate ve polyvinyl pyrolidone'un yara iyileşmesine etkilerinin rat modelinde araştırılması(Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Hatipoğlu, Murat Okan; Kürüm, BarişTam katmanlı doku kayıplı yaraların iyileşmesi ve yara sağaltımı süreci veteriner hekimlikte üzerine birden çok yönteme ve protokole sahip bir süreçtir. Hasta sahibi, hasta ve veteriner hekim tarafları düşünüldüğünde iyi yönetilmesi gereken bir süreçtir. Yara bölgesinin dezenfeksiyonu yaranın primer ve / veya sekonder iyileşmesinde önemli bir aşamadır. Yara boyutları tedavi sürecinde kendi kendine kapanacak boyutta olabileceği gibi kendiliğinden tamamen kapanamayacak boyutlara kadar ulaşabilir. Bu süreçte organizmanın kendini iyileştirme sürecinde açık yaraların dezenfeksiyonunun sağlanması, skar dokusu oluşumu, yara boyutunun küçülme süresi ve infektivite ihtimali üzerinde önemli etki arz eder. Tedavi prosedüründe, yaranın nedeni, genişliği ve hasarlı dokunun patojene maruz kalma durumu ile ilişkili olarak seçilir. Hipokloröz asit, Rivanol ve Povidon İyot'un bakteri ve mantarlara karşı etkinliği nedeniyle birçok veteriner hekim açık yaraları tedavi etme amacıyla bu kimyasal ajanları kullanmaktadır. Bu çalışma ile açık yaraların tedavisinde Hipokloröz asit, Rivanol ve Povidon İyot'un etkinliği ortaya konulmuştur. Bu çalışmada 64 Wistar rat kullanıldı. Ratlar her grupta 16 hayvan olacak şekilde 4 gruba ayrıldı. Grup I' deki ratlara hipokloröz asit, Grup II' deki ratlara povidon iyot, grup III'teki ratlara rivanol solüsyonu uygulandı. IV grubundaki ratlar ise kontrol grubu olarak belirlendi. Yara oluşumunu takip eden 3., 5., 7. ve 10. günlerin sonunda her gruptan 16 rat ötanazi yapılarak histopatolojik inceleme için doku örnekleri alındı ve ışık mikroskobunda incelendi. Tedavi edilen gruplarda 10. günün sonunda iyileşmenin tüm gruplarda orta derecede olduğu; hipokloröz asit ile tedavi edilen gruptaki ratlarda kabuklanmanın oluşmadığı veya minimal düzeyde olduğu görülmüştür. Tedavi edilen hiçbir grupta mikrobiyal üremeye rastlanmamıştır.