Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Köksal, Tülin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Çocuklarda Kroni?k Kabızlık Olgularının Değerlendi?ri?lmesi
    (2014) Şahin, Şanlıay; Köksal, Tülin; Gülerman, Hacer Fulya; Köksal, Ali Osman
    Amaç: Kronik kabızlık sıklıkla teşhis edilmeyen ve çok az tedavi verilen genel ve ciddi bir çocukluk çağı sorunudur ve çocuk gastroenteroloji ünitelerine en sık başvuru nedenlerindendir. Bu çalışmada amaç kronik kabızlık yakınması ile ge- tirilen olgularda klinik özellikleri, etiyolojik nedenleri ve izlem sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Mart 2004 ile Eylül 2005 tarihleri arasında çocuk gastroenteroloji, hepatoloji ve beslenme bilim dalı polikliniğine kabızlık yakınması ile getirilen 1 ay ile 16 yaş arasındaki olguların dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Uygun olan 100 olgu çalışmaya dahil edildi. Düzenli poliklinik takiplerine gelen 74 olgu ileriye dönük olarak tedavi ve klinik yanıt açısından değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen olguların ortalama yaşı 4,48 olup, %51’i erkekti. Kabızlık yakınmalarına ek olarak olgu- ların %66’sında karın ağrısı mevcuttu. Kabızlık yakınma süreleri ort: 33 aydı. Dışkılama sıklığı %62 olguda 2-3 günde bir olarak kaydedildi. Dışkının kıvam ve şekli ise %61 olguda sert ve küçüktü. Olguları %92’si ilk 24 saat içinde mekonyum yapmıştı. %18’inde aile öyküsü vardı. Diyetteki lif içeriği 78 olguda yetersiz iken, sıvı alımı ise olguların %67’sinde yeter- siz olarak bulundu. Olguların %4’ünde kronik kabızlıkla birlikte altta yatan psikolojik bir neden vardı. Fizik muayenede, %10 olguda büyüme gelişme geriliği mevcuttu. Olguların %92’sinde fonksiyonel kabızlık saptanırken, %8’inde organik kaynaklı bir kronik kabızlık nedeni mevcuttu. Tedavide %28 olguya sadece uygun diyet ve tuvalet eğitimi verilmiş, %72 olguya ise medikal tedavi verilmişti. Düzenli poliklinik kontrollerine gelen (n=74) olguların 68’inde (%92), 4 - 8 haftalık süre içinde tam klinik yanıt alındı. Tam klinik yanıt alınamayan olguların gereken tedavi uyumunu gösterememiş oldukları öğrenildi. Sonuç: İdiyopatik kronik fonksiyonel kabızlığı olan çocukların çoğunun tanısı için genellikle detaylı bir klinik sorgulama ve fizik muayene yeterli olmaktadır. Kabızlık tedavisinde organik nedenler dışlandıktan sonra tuvalet alışkanlığının düzel- tilmesi, diyet değişiklikleri ve tıbbi tedavi ile başarı şansı yüksektir. Ülkemizde kabızlık yakınması olan çocuklar hakkında yapılacak geniş kapsamlı araştırmalara ve istatistiksel verilere ihtiyaç vardır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuklarda mantar zehirlenmesi:26 olgunun değerlendirilmesi
    (2012) Köksal, Tülin; Demirçeken, Fulya G.; Köksal, Ali Osman; Arslan, Zafer
    Amaç: Amanita phalloides (A phalloides) türü ile olan mantar zehirlenmeleri en tehlikeli mantar zehirlenmeleri olup, ölüme yol açabilmektedir. Fakat, A. Phalloides zehirlenmeleri erken tanı ve etkin tedavi ile kurtarılabilir. Biz uygun veri kaynaklarını kullanarak Ankara’daki mantar zehirlenmelerini araştırdık. Materyal ve Metot: Bu çalışma, Ocak 1998’den Haziran 2001’e kadar Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatan hasta ve acil servis verilerinden rapor edilen mantar zehirlenmesi olan 26 hastada yapılmıştır. Bulgular: Hastaların yaş dağılımları 2-16 (ortalama 10) yaş arasında değişiyordu. Önemli belirtiler kusma, bulantı, karın ağrısı ve ishal gibi gastrointestinal sistemle ilgiliydi. En sık saptanan patolojik laboratuvar testleri: 6 (%23) hastada karaciğer enzimleri yüksek, 4 (%15,3) hastada protrombin/aktive parsiyel tromboplastin zamanı uzamış ve 3 (%11,5) hastanın böbrek fonksiyon testleri bozulmuştu. Hastaneye başvurudan sonraki ilk 36 saat içinde hastalara mide yıkama, aktif kömür, damar içine sıvı ve penisilin G infüzyonu uygulandı. Spesifik amatoksin antidotu olan silibinin 2001 yılında hastaneye başvuran 10 (%38,4) hastaya verildi. Fulminan hepatik yetmezlik gelişen 2 ve hepatorenal yetmezlik gelişen 1 hastaya ileri tedavi olarak plazmaferez ve hemodiyaliz uygulandı. Hastaların 22 (%84,3) tam iyileşmiş olarak taburcu edildi. Dört hasta (%15,7) ise komplikasyonlara bağlı olarak hastanede öldü. Sonuç: Halk yabani mantar alımıyla oluşabilecek tehlikeler hakkında bilgilendirilmelidir. Toksikoloji merkezlerinde vücut sıvılarından etken mantar türü saptanmalı ve ciddi mantar zehirlenmesi olan hastalara etkin antidot verilmelidir, ancak Türkiye koşullarında bu mümkün değildir.

| Kırıkkale Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kırıkkale Üniversitesi, Kırıkkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim