Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kaymak, Fethiye Birsen" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    İslâm aile hukuku ilişkisinden kaynaklanan nafaka
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Kaymak, Fethiye Birsen; Erol, Ayten
    İslâm aile hukukunda nafaka, hak sahibine hakkının verildiği, sorumluluğu bulunan kişinin sorumluluğunu yerine getirdiği, bir kimsenin diğer canlıların hayatiyetinin sürdürülmesine katkı sağlamanın yanı sıra, eşya ve maldan yararlanmanın sürekliliğinin temini ve toplumda yardımlaşma ve dayanışma duygularının hâkim kılınarak toplumun sosyal korunmasının sağlandığı bir sistemdir. İslâm aile hukuku ilişkisinden kaynaklanan nafaka çerçevesinde bireyin önce kendisinin sonra eşinin, usûl, fürû' ve diğer mahrem yakınlarının nafakalarını sağlamakla yardımda bulunması dinî, ahlâki ve hukukî bir sorumluluktur. Evlilik birliği içinde kadının nafakasıyla sorumlu olan tek kişi kocasıdır. Hısımlık ilişkisi çerçevesinde usûlün nafakasıyla ilk sorumlu olan ve kişinin mükellefiyette ortak olmadığı fürû'udur. Bu açıdan İslâm aile hukukunda gerek evli kadının gerekse usûlün haklarının ayrıca korunduğu, toplum ve aile yapısı için ne kadar önemli bir yere sahip oldukları görülmektedir. Çalışmamızda evlilik birliği içinde nafakanın gerekli olması için mükellefiyet şartları, hukuki dayanaklar ve nafaka mükellefiyetinin düşmesine yer verilmiş, evlilik birliğinin bazı sebepler dâhilinde son bulmasından dolayı iddet nafakasıyla da mükelleflerin ve hak sahiplerinin durumları tespit edilerek çözümler sunulmuştur. Süresiz nafaka uygulamasıyla adaletsizliklerin olduğu, bireyde, toplumda ve aile yapısında ne kadar zarara sebebiyet verdiği örnekler dâhilinde görülmüştür. İslâm aile hukukunda evlilik, hısımlık ve mülkiyet olmak üzere üç sebebe dayanarak nafaka verildiği, süresiz veya süresi belli yıllara ayrılmış nafaka uygulamasının bu üç sebepten hiçbiriyle uyuşmadığı, İslâm'ın genel ilkeleriyle bağdaşmadığı görülmüştür. İslâm aile hukukunda hısımlık nafakasının evlilik nafakasıyla birbirini tamamlayıcı mahiyette hükümler içerdiği ve belli bir sistematik içinde mükellefiyetlerin belirlendiği, bir kimsenin evlilik veya hısımlık nafakasıyla mükellef olacak kimsesi bulunmadığında "velisi olmayanın velisi devlettir" anlayışıyla sosyal devletin gereği olarak nafakayı üstlenmesi gerektiği görülmüştür. İslâm aile hukukunun konuya ilişkin genel hükümleri ve ilkeleri incelendiğinde her dönem ve zamana hitap ederek günümüz nafaka problemlerinin çözümünde de başvurulacak ilk kaynak olduğu görülmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    İslâm Aile Hukukunda Hısımlık İlişkisi Bakımından Ebeveyn Nafakası
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2020) Kaymak, Fethiye Birsen; Erol, Ayten
    İslâm hukuku, toplumda yardımlaşma ve dayanışma duygularını hâkim kılarak özellikle birbirlerinin sıkıntılarını gözetmesi için hısımların nafakasının temini, hem birey hem de toplumun sosyal korunmasını sağlarken, toplumsal adaletin gerçekleşmesine zemin oluşturur. İslâm aile hukukunda, mükelleflerin mali imkânları ölçüsünde usûl, fürû‘ ve mahrem yakınlarının muhtaç olup yardıma ihtiyaçları hâsıl olduğunda yardımda bulunmaları dini, ahlaki ve hukuki bir yükümlülüktür. İslâm aile hukukunda usûl ve fürû‘ özelinde ebeveyne ayrıca iyilik ve ihsanda bulunulmasının üzerinde ehemmiyetle durulması, onların haklarının ayrıca korunduğunu, toplum ve aile kurumunun kilit taşı olduklarını göstermektedir. Dolayısıyla hısımlık nafakası çerçevesinde yardım edileceklerin başında anne-baba gelmekte, onların fakirlik, hastalık gibi durumlarında bazen nafakaya bazen de özel bakıma ihtiyaç duyulmaktadır.İslâm aile hukukunda, fakir ve çalışamayacak durumda ihtiyaç sahibi olan ebeveyne nafaka sağlayacak fürû‘ya da mükellefiyette kimse ortak edilmemiş, onların hakkına karşılık evlatlık görevini yerine getirmesi için bir fırsat sunulmuştur. Bunun için hısımlık nafakası kapsamında fürû‘un ebeveyne nafaka mükellefi olabilmesi için belli şartlar getirilmiş ve birden fazla mükellef olması halinde yükümlülük sırası oluşturulmuş, bir hukuk sistemi haline gelerek karşılıklı hakların korunması sağlanmıştır.

| Kırıkkale Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kırıkkale Üniversitesi, Kırıkkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim