Yazar "Ketizmen, Muammer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe EVALUATION OF DATA PORTABILITY IN TERMS OF COMPETITION LAW(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Ketizmen, Muammer; Kart, AslihanData portability, which may be expressed as a concrete appearance of the right to control personal data, might also be of equal importance in terms of protecting competition within competitive free market relations. Therefore, it shall evaluated that only technical requirements and competencies or rights, authorities and obligations regarding personal data or a competition law review which does not contain personal data regulations shall not be sufficient when mentioning data portability. Herein this feature, these factors shall be considered together and the concretization of personal data in terms of the sustainability of competition conditions shall be examined, especially within the concept of data portability, theoretical and practical world applications at international and national level and Turkish law information shall be included and the relationship between the data portability - inter operability and market competition circumstances, national and international competition regulations and practices shall be correlated. Also the intersection of the issue in terms of the protection of personal data and competition shall be evaluated.Öğe İNTERNET BANKACILIĞI ARACILIĞIYLA BAŞKALARININ HESAPLARINDA USULSÜZ İŞLEMLER YAPILMASI SURETİYLE YARAR SAĞLANMASINDA SUÇUN MAĞDURU(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Ketizmen, Muammerİnternet Bankacılığı olarak da adlandırılan bankacılık uygulamasında başkalarının hesapları üzerinden usulsüz işlem yapılması suretiyle yarar sağlanması, 5237 sayılı TCK’nin yürürlüğe girdiği ilk dönemde TCK’nin 244/4 kapsamında değerlendirilirken, sonrasında, Yargıtay CGK’nin 2099 yılında verdiği karar ile nitelikli hırsızlık olarak nitelendirilmiştir. Aynı kararda malvarlığında azalma olan kişi yani suçun mağduru olarak da hesap sahibinin kabul edildiği görülmekle, fiilin nitelikli hırsızlık suçu değerlendirmesine ilişkin kimi tartışmalar yapılmış olmakla birlikte, suçun mağduruna ilişkin bu değerlendirme herhangi bir tartışma konusu olmamıştır. İşbu çalışmada internet bankacılığında usulsüz işlem yapılması suretiyle yarar sağlanması durumundan suçun mağdurunun kim olacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunulacaktır. Bu değerlendirme yapılırken öncelikli olarak ceza hukukunda suçun mağduru kavramına kısaca değinilecek, sonrasında, İnternet bankacılığı açısından öncelikli olarak banka ile mevduat sahibi arasındaki ilişki ve bu ilişkinin hukuki niteliği ve bu hukuki nitelik doğrultusunda tarafların hakları ve bu hakların niteliği kısaca açıklanacaktır. Bu saptamalar doğrultusunda İnternet bankacılığında usulsüz işlem yapılması suretiyle yarar sağlanmasında hukuki değeri ihlal olunan kişi yani mağdur tespit edilmeye çalışılacaktır.Öğe KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNUNUN 17. MADDESİ VE YARGITAY KARARLARI DOĞRULTUSUNDA, KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA İLİŞKİN SUÇ TEŞKİL EDEN FİİLLER AÇISINDAN UYGULANACAK NORM HAKKINDA DEĞERLENDİRME(Kırıkkale Üniversitesi, 2021) Ketizmen, Muammer; Kart, AslıhanKişisel verilerin korunması hakkı ABD hukukunda “yalnız kalma hakkı” ve günümüzde genel olarak “mahremiyet hakkı” kavramları içerisinde, Kıta Avrupası’nda da benzer bir gelişimle özel hayatın gizliliği hakkı ya da özel hayata saygı kavramları içerisinde incelenegelmiştir. Günümüzde ise bu hak, “kişisel verilerin korunması” başlığı altında “kişilerin kendileri hakkındaki verileri kontrol hakkı” olarak şekillendirilmiştir. Ayrıca özel hayatın bütün alt sınıflarına dair bilginin kişisel veri biçiminde işlenir olması ve dolayısıyla veri mahremiyetinin özel hayatın kapsamında değerlendirilen alanları da kapsayacak şekilde genişlemesi sonucu doğmuştur. Bu çalışmada zikredilen bu son husus doğrultusunda, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak düzenlenen suçlar, tek tek suç incelemesinden ziyade, bilhassa öncelikli olarak Yargıtay kararlarına yansıyan durum açısından ele alınmış; 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sonrasında, Yargıtay kararlarına bugüne kadar hakim olan yaklaşım ve aynı Kanun’un 17. maddesindeki atıf hükmü karşısında geçerliliği değerlendirilmiştir.