Yazar "Soykan, Atilla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Genel tıbbi duruma ikincil cinsel kimlik bozukluğu ile başvuran yas olgusu(2009) Yılmaz, Ayşegül; Çeri, Özge; Tatlıdil, Elif; Koçak, Orhan Murat; Soykan, AtillaD.G., 59 yaşında, emekli, evli, 3 çocuk babası erkek hasta. 1996 yılından önce psikopatoloji tarif etmeyen hastada aynı yıl geçirdiği miyokard enfarktüsünden sonra, 1997 yılında geçirdiği bypass cerrahisi sonrası sertleşme (ereksiyon) problemi başlamıştır. Bir süre sonra ise hastada, kullandığı spironolakton ve digoksin'in yan etkisi olarak jinekomasti gelişmiştir. Vücudundaki bu değişikliklere uyum sağlamakta güçlük çeken hasta önceleri uzun bir depresyon dönemi tarif ederken, sonrasında kendisinde değişiklikler fark etmeye, kadın gibi hissetmeye başlamıştır. Kliniğimize başvurduğu son aşamada, kadın olarak hayatına devam etme kararı aldığını söyleyen ve bu konu ile ilgili gerekli operasyonları yaptırarak ?pembe kimlik? almak istediğini belirten hasta tek isteğinin kadınlığı öğrenmek olduğunu belirtmektedir. Tıbbi literatürde genel tıbbi durum sonrası cinsel kimlik bozukluğu olarak nitelenebilecek bir klinik tablo ile karşımıza çıkmış ilk olgudur. Olgu yas kavramı zemininde tartışılmıştır.Öğe A Mourning Case That Referred with Sexual Identity Disorder Secondary to a General Medical Condition(Turkiye Sinir Ve Ruh Sagligi Dernegi, 2009) Yılmaz, Ayşegül; Ceri, Özge; Tatlıdıl, Elif; Koçak, Orhan Murat; Soykan, AtillaD.G. was a 59-year-old male patient who was retired and married, and had 3 children. He reported no psychopathology prior to a myocardial infarction he had in 1996. Following bypass surgery he had erectile dysfunction. Subsequently, gynecomastia developed as a side effect of spironolactone and digoxin treatment. After a long period of depression he claimed was caused by non-adaptation to the changes in his body, he realized differences about himself; he began to feel like a woman. Upon referral to our clinic, he said that he had decided to continue his life as a woman and wished to get pink colored (as opposed to blue for male) identity card issued by the Turkish Government for female Turkish citizens. He reported that his wish was to learn how to become a woman. This is the first case in the medical literature defined as sexual identity disorder secondary to a general medical condition. The case is discussed in terms of pathological grief reaction.Öğe Sexual functioning in hemodialysis patients and their spouses: Results of a prospective study from Turkey(2009) Yılmaz, Ayşegül; Göker, Ceren; Koçak, Orhan Murat; Aygör, Bahire; Şentürk, Vesile; Nergizoğlu, Gökhan; Soykan, AtillaAmaç: Bu çalışma hemodiyaliz hastaları ve eşlerinde cinsel işlevi değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntemler: Çalışma, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı tarafından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Anabilim Dalı Hemodiyaliz Ünitesi ve Ankara’da bulunan 3 özel diyaliz merkezinde gerçekleştirilmiştir. Örneklem 45 hemodiyaliz hastası ve eşlerinden oluşmaktadır. Çalışmaya katılan bütün çiftler sosyo demografik veri formu ve Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeğini (ACYÖ) doldurmuşlardır. Daha sonra çiftler bir psikiyatrist tarafından Hamilton Depresyon Ölçeği (HDÖ), Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAÖ) ve Mini Mental Durum Değerlendirme (MMDE) testi uygulanarak değerlendirilmişlerdir. Bulgular: Çalışmaya 45 hemodiyaliz hastası ve eşi katılmıştır. Hastaların ortalama yaşı 47,15 ± 10,25 yıl, eşlerinin ortalama yaşı ise 45,2 ± 10,34 yıldır. DSM Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme-Klinik Versiyon ile 45 çiftten 30 hasta ve 13 eş psikiyatrik bir hastalık için tanı kriterlerini karşılamışlardır (P = 0,001), en sık konulan tanı ise depresyondur. ACYÖ maddelerinin karşılaştırılmasında (istek, uyarılma, sertleşme/vajinal kayganlık, orgazm yaşama, memnuniyet) hastalar ve eşler arasında uyarılma, sertleşme/kayganlık, mennuniyet maddelerinde ve toplam ACYÖ puanında hastalar aleyhine fark olduğu görülmüştür (P < 0,05). Sonuç: Cinsel işlev bozuklukları en sık erkek hemodiyaliz hastalarında görülmektedir, eşlerde ise, cinsel işlev bozuklukları daha sık kadınlardadır. Bu konunun gözden kaçmaması için, hemodiyaliz hastaları ve eşlerinin cinsel açıdan değerlendirilmesinin günlük rutin tanı-tedavi pratiğine girmesini ve nefroloji ve psikiyatri tedavi ekiplerinin işbirliği içerisinde çalışmasını önermekteyiz.