Yazar "Tellioğlu, Ali Teoman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Innervation pattern of lip after nasolabial flap operation(2000) Tellioğlu, Ali Teoman; Tekdemir, İbrahim; Akyüz, MüfitÖzellikle iki taraflı nazolabial flep operasyonlarından sonra dudağın denervasyon problemleri olabileceği düşünülmüştür. Biz sukuamoz karsinoma sonrası beş olguda ortaya çıkan defektleri nazolabial "gate" flap ile onardık. Dudak innervasyonunu postoperative dönemde EMG ile araştırdık.Erken postoperative dönemde bile dudağın innervasyonu olduğunu gözledik. Bu klinik bulgu sonrası beş kadavra üzerinde bir anatomik çalışma yaptık ve 10 nazolabial flebi dudağın innevasyonunu araştırmak için kaldırdık. Bu çalışma sırasında üst dudağa sinir iletimine izin veren nazolabial flebin en üst kenarı ile piriforum aperturanın lateral kenarı arasında bir alan lokalize edildi. Ardından bu alandan nekropsiler alındı ve çok fazla sinir dokusu histolojik incelemede gözlendi. Sonuç olarak nazolabial "gate" flap bilateral olgularda bile dudak rekonstrüksiyonunun innerve dokularla yapıl-masına olanak sağlayan iyi bir flep seçeneğidir.Öğe Kesik ya da devamlı-intradermal dikiş? Ameliyat sonrası izlerin analizi(2014) Sarı, Elif; Rıfat, Hülda Özakpınar; Tellioğlu, Ali TeomanAmaç: Plastik cerrahi kliniklerinde tedavi edilen hastalar için ameliyat sonrası gelişen yara izi önemli bir problemdir. Birçok hasta devamlı intradermal sütürün interrupted sütüre göre daha az yara izi bıraktığından dolayı üstün olduğunu düşünmektedir. Biz her iki sütürasyon sonrası oluşan yara izlerini değerlendirdik. Bu yazı, yara değerlendirme skalası ile hastaların yüzlerinde oluşan yara izlerinin objektif olarak karşılaştıran kontrollü çalışmamızı sunmaktadır. Gereç ve Yöntem: Her iki yanağından ameliyat olmuş 35 hasta bu çalışmaya alınmıştır. Otuz hasta kadın, 5 hasta erkektir. Yaş ortalaması 40,05 yıldır. Ameliyattan sonraki yara izi değerlendirme süresi ortalama 9,05 aydır. Lokal anestezi altında lezyonlar eliptik eksize edilmiştir. Sağ yanaktaki kesi 6/0 monoflaman absorbe olmayan sütürle sürekli intradermal sütürasyon metodu ile, soldaki ise aynı sütürlerle interrupted sütürasyon metodu ile dikilmiştir. Bulgular: Hastalar, Stony Brook yara izi değerlendirme skalası ile ameliyattan sonraki 7.-11. aylarda (ortalama 9,05 ay) değerlendirilmişlerdir. Her iki yöntemin istatiksel değerlendirilmesi için ilgili örnekler T-testi kullanılmıştır. İki metodun oluşturduğu yara izleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p0,05). Sonuç: Bu çalışmamızda sıkça kullanılan iki dikiş metodunun oluşturduğu yara izi arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Biz dikiş tekniğinin, diğer faktörlere göre yara izi oluşturmakta daha az önemli bir belirleyici olduğunu düşünmekteyiz. (Türkderm 2014; 48: 234-6)Öğe Orbita içerisinde yağ dokusu ( Corpus adiposum orbitae ): Anatomik kadavra çalışması(2000) Tellioğlu, Ali Teoman; Tekdemir, İbrahim; Ergin, AhmetGöz kapaklarında yaşlılıkla artan yağ torbacıklarının çıkartılması klasik bleferoplasti operasyonlarının önemli bir evresidir.Bu çalışmada toplaın 10 kadavradaki 20 adet intra orbital yağ dokusu incelenmiş ve yağ dokusunun anatornik lokalizasyonu araştırılmıştır. Elde edilen a natomik bulgular bu alandaki diğer çalışmalar incelenerek tartışılmıştır.Öğe Poland sendromu varyantı: Tek taraflı meme ve pektoral kas hipoplazisi(2006) Yılmaz, Sevda; Tellioğlu, Ali TeomanPoland sendromu, göğüs kafesi ve memenin nadir görülen tek taraflı ve doğumsal bir anomalisidir. Aynı taraf üst ekstremitenin diğer anomalilerine eşlik edebilir. Nadir görülen ve tek klinik bulgusu sol memede hipoplazi ile anterior aksiller fold yokluğu olan ve nadir görülen bir olguyu sunuyoruzÖğe Reconstruction of proximal nasal defects with island composite nasal flaps(Lippincott Williams & Wilkins, 2005) Tellioğlu, Ali Teoman; Tekdemir, İbrahim; Saray, Aydın; Eker, EsabilThere are few local nasal flap options for repair of proximal nasal defects. Absence of suitable donor sites and the large dimensions of the defects limit the use of local nasal flaps in this region. Regional paranasal flaps may not be suitable in these cases because of color, texture, and donor-site scars. The composite procerus muscle and nasal skin flap, which is vascularized by the dorsal nasal branch of the angular artery, can be a useful treatment modality for proximal nasal reconstruction. Seven patients were successfully treated using the composite nasal flaps. The maximal size of the defects was 2.4 cm. In one case, the composite nasal flap was readvanced to close a new defect resulting from reexcision. The composite nasal flap has several advantages in reconstruction of proximal nasal defects. Reconstruction is performed with the same tissue and the donor defect is closed primarily. The composite nasal flap can be moved in multiple directions and has great mobility to reach every point of the proximal part of the nose with axial blood supply. Furthermore, it can be easily readvanced without additional morbidity in case of reexcision.Öğe Scalp reconstruction with island hair-bearing flaps(Lippincott Williams & Wilkins, 2005) Tellioğlu, Ali Teoman; Çimen, Kadir; Acar, Halil İbrahim; Karaeminoğullari, Gökhan; Tekdemir, İbrahim…Öğe Temporomandibular joint pain syndrome; Dysfunction as a differential diagnosis in case of Eagle's syndrome(2000) Tellioğlu, Ali Teoman; Tekdemir, İbrahimÇalışmamızda Eagle sendromuna bağlı olarak gelişen art.temporomandularis ağrısının tanısının konulmasında farklı teşhis yöntemlerinin dışında intraoral muayenenin önemi ortaya konulmuş ve literatür bulgularıyla karşılaştırılmıştır.Öğe Temporoparietal bölgenin arteriyal anatomisi: Anatomik kadavra çalışması(1999) Tellioğlu, Ali Teoman; Tekdemir, İbrahim; Muluk, Nuray BayarTemporoparietal bölge baş ve boyun cerrahisinde, vaskülarize parietal kemik içeren komposit fleplerden, saçlı deri içeren cilt fleplerine kadar pek çok rekonstrüktif seçeneğin hazırlanabildiği bir alandır. Bu bölgedeki ameliyat izlerinin de saçlı deri içerisinde kalması da önemli bir avantajdır. Bu çalışmada temporoparietal alanın arteriyel anatomisini göstermek için toplam 5 hastadaki 10 temporoparietal alan incelendi. Temporoparietal bölgede bulunan üç arterden, a. temporalis superficialis temporoparietal fasiayı, a. temporalis superficialis dalı olan a. temporalis media fascia temporalis profundayı ve a. temporalis profunda da m. temporalisi besler. Diseksiyonlarımız esnasında bu üç arterin linea temporalis çevresinde birbirleriyle yoğun bir şekilde anastomoz yaptıkları gözlendi. Bu anastomozlardan yararlanarak m. temporalis flebinin kraniyofasial bölgedeki rotasyon arkı genişletilebilir. Birkaç fasial tabakadan oluşan flepler hazırlanabilir. Son olarak vaskülarize parietal kemik greftinin beslenmesi güçlendirilebilir.Öğe Training Model for Microvascular Anastomosis(Lippincott Williams & Wilkins, 2009) Tellioğlu, Ali Teoman; Eker, Esabil; Çimen, Kadir; Cömert, Ayhan; Karaeminoğulları, Gökhan; Tekdemir, İbrahimA cadaver model was used for microvascular training as nonviable biologic model. Twenty-four fixed and 2 fresh adult cadavers were used for microvascular training. The radial artery, ulnar artery, and cephalic vein of the forearm were preferred. Respectively, end-to-end, end-to-side, and end-on-side microanastomosis techniques were performed. A cadaver model has several advantages over other training models. There are numberless vessels to perform different techniques for microvascular anastomoses. Several students can simultaneously work on the same cadaver at the same time. In addition, there is the opportunity of working on vessels of different sizes and diameters. The same conditions on the cadaver can be created before operation, and effective presurgical microvascular practice can be performed. A free-flap dissection can be easily performed to get experience before clinical operations. Furthermore, it may be combined with live animal models.Öğe Yüksek Riskli Hastaların Yumuşak Doku Defektlerinde V-Y İlerletme Flebinin Kullanılması(Kırıkkale Üniversitesi, 2012) Sarı, Elif; Tellioğlu, Ali TeomanAmaç: Bu çalışmada, yara iyileşmesini önleyen ek sistemik rahatsızlıklar ve nöropatiden dolayı yüksek riskli olarak kabul edilen hastalardaki ayak ülserlerinin V-Y ilerletme flebi ile kapatıldığı vaka serimizi sunmaya çalıştık.Metot: Ayakta yumuşak doku defekti olan on iki hasta V-Y ilerletme flebi ile tedavi edildi. Defektlerin boyutları 3-6 cm arasında idi. Hastalar 16-80 yaşlar arasındaydı (ortalama 43,3). Hastaların dokuzu erkek, üçü kadın idi. Her hastada yara iyileşmesini engelleyici risk faktörleri vardı. Bulgular: On beş doku defektine on yedi flep uygulandı. Eleve edilen tüm flepler kısmi ya da tam nekroza uğramadan tamamen iyileştiler. Sonuç: V-Y ilerletme flebi medikal riskleri bulunan hastalarda ayak yumuşak doku defektlerinin kapatılmasında güvenilir, basit ve minimal invaziv bir doku kapatma yöntemidir