Yazar "Tuksal, Hidayet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe FAMILY-FOCUSED OBJECTIONS to WOMEN-FOCUSED POLICIES in COMBATING DOMESTIC VIOLENCE AGAINST WOMEN in TURKEY and THE ROLE of RELIGION in THE EXAMPLE of THE ISTANBUL CONVENTION(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Tuksal, Hidayet; Dülger, Zeynep NurDomestic violence against women is considered a severe violation of human rights in countries where human rights are recognized as norms, and policies aimed at preventing this violence, protecting and rehabilitating victims of violence are implemented. In Türkiye, since the “Say No to Violence!” campaign initiated by women’s organizations in 1987, domestic violence against women has been addressed as a significant issue, and necessary regulations have started to be made. These regulations are based on the principle of empowering and raising awareness among women in various ways, achieving equal status with men to prevent exposure to violence, while also aiming to protect women from violent environments. When it comes to domestic violence, the family can be seen as an institution that women may need to distance themselves from and be cautious of. These regulations, which consider women as “individuals,” cause discomfort to some circles in our country, leading them to perceive the empowerment of women and their equalization with men as a threat to family unity and to struggle against it. This segment, which looks at every issue related to women as if women do not have an identity outside the family and should not have one, opposes policies focused on “women/individuals” and regulations made for protecting women from violence in the name of “family,” campaigns against them, and sometimes succeeds, as in the case of the termination of the Istanbul Convention. It is observed that family-oriented groups also receive significant support from religious and traditional values in their struggles. Although it is clear that the Convention has a secular, feminist framework, the claims that it aims to break up the family, desexualize the next generation, and popularize homosexuality have been evaluated by us as “extreme interpretations” as conceptualized by Umberto Eco, that cannot be removed from the text.Öğe Kadın Din Görevlilerinin Kadın Yöneticilere Yönelik Tutumları: Kırıkkale İl Müftülüğü Örneği(Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Can, Züleyha Meryem; Tuksal, HidayetKuruluşundan itibaren uzun bir süre erkeklerin hâkim olduğu bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadınlara yönelik yaklaşım ve politikalarında son 20 yılda büyük bir dönüşüm gerçekleşmiştir. Bu dönüşüm sonucunda kadınlara yönelik hizmetler önemli oranda artar ve çeşitlenirken, bu hizmetleri gerçekleştiren kadın din görevlilerinin istihdamında da büyük artışlar yaşanmıştır. Bu gelişmelerle birlikte, kadın görevlilerin çeşitli kademelerde yönetici konumuna gelmeye başladığı, her ile bir kadın müftü yardımcının atanmasının hedeflendiği ve ilk defa bir kadın akademisyenin DİB Başkan Yardımcısı makamına atandığı görülmüştür. İşte bu gelişmeler ışığında Kırıkkale İl Müftülüğüne bağlı olarak çalışan Kur’an kursu öğreticileri kapsamında yürütülen bir araştırmayla kadın Kur’an kursu öğreticilerinin bu değişim politikalarına karşı görüş ve tutumları tespit edilmeye çalışılmıştır. Makalede kadın Kur’an kursu öğreticilerinin bu görüş ve tutumları ele alınmış; geleneksel/dinsel yaklaşımların yanı sıra, toplumsal cinsiyet kalıp yargıları açısından da analiz edilmiştir.Öğe Kadın Dindarlığında Coğrafi Bölge Faktörü: Kırıkkale Örneği(Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Tuksal, Hidayet; Yöndemli, HaticeDindarlık araştırmalarında cinsiyet, yaş, eğitim ve sosyal çevre gibi faktörler dindarlığı belirleyici unsurlar olarak değerlendirilmektedir. Coğrafi bölge faktörü ile dindarlık ilişkisi de dindarlık araştırmalarında önemli bir yer tutmaktadır. Makalede, Kırıkkale ilinde yaşayan Karadeniz ve Anadolu kökenli kadınların İslam dininin kadınlara tanıdığı haklar konusunda ne düşündükleri, yaş, eğitim ve coğrafi bölge faktörlerinin etkileri de dikkate alınarak mukayese edilmiştir. Soruya cevap vermeyi reddeden dokuz kadının dışında, bu soruya olumlu ve olumsuz cevap verenler neredeyse eşit çıkmıştır. Farklı kültürel kodlara sahip olmalarına rağmen Karadeniz ve Anadolu kökenli kadınların yarısı İslam dininin özünde kadına verilmiş olan hakları indiği dönem açısından yeterli ve hatta gayet ileri görürken, bu hakların uygulanmasında karşılaşılan zorluklara, engellemelere, erkek egemen sistemin olumsuz etkilerine dikkat çektikleri ve bunlardan şikayetçi oldukları görülmüştür. Her iki bölgeden kadınların diğer yarısı ise, erkeklere tanınan haklarla kıyaslayarak kadınlara verilen hakları yetersiz bulduklarını belirtmişlerdir. Yetersiz bulanların bir kısmı bu durumdan hoşnutsuz iken, bir kısmı ise kadınlara daha fazla hak verilmesine gerek olmadığı görüşündedir. Bu farklı yaklaşımlar her iki bölgeden kadınlarda da görüldüğü için, bölgesel farklılığın ayırt edici bir rol oynamadığı kanaatine ulaşılmıştır.Öğe TESETTÜRLÜ SOSYAL MEDYA FENOMENLERİNİN TESETTÜRLÜ GENÇ KADINLARIN TÜKETİM TARZLARINA ETKİLERİ ÜZERİNE NİTEL BİR ÇALIŞMA(Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Tuksal, Hidayet; Çank Mendi, Meryem SenaSosyal medya bireylerin zamanının çoğunluğunu geçirdiği görsel ve işitsel içerikler sunan bir platformdur. Bu platformlarda gerek içerik üreticisi gerekse takipçi olarak dindar camianın genç kadınları da mevcuttur. Tüketim eylemi sosyal ve ekonomik bir olgu olduğu kadar kültürel bir olgudur, zira tüketim malları kültürel ögeler tarafından çevrelenmektedir. Bu bağlamda sosyal sınıfların kendilerini bir ifade biçimi olarak karşımıza çıkan tüketim kavramı, bireylerin imajlarla, sembollerle ve simgelerle kendilerini siyasal ve sosyal olarak sunmalarına olanak sağlamaktadır Bu olgulardan yola çıkılarak makalede sosyal medya ortamında marka, yaşam tarzı, kıyafetle ilgili içerikler sunan tesettürlü fenomenlerin yine sosyal medya ortamının müdavimleri konumunda bulunan tesettürlü genç kadınların tüketim tarzlarını ne şekilde etkilediği sorusuna cevap aranmaktadır. Bu amaçla 18-27 yaş aralığında bulunan 25 tesettürlü genç kadınla gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış mülakatlarla tesettürlü sosyal medya fenomenlerinin genç tesettürlü kadınların tüketim tarzlarına etkileri araştırılmıştır. Elde edilen verilere göre katılımcıların çoğu tesettürlü sosyal medya fenomenlerini takip etmektedirler ancak onlara karşı tutumlarında iki gruba ayrılmaktadırlar: Tesettürlü fenomenlere sempati besleyen, sunduğu içeriklerden faydalanan grup tüketim tercihlerinde onlardan etkilenmekle birlikte ticari boyutun da farkındadırlar ve bu yüzden temkinli davranmaktadırlar. Tesettürlü fenomenlere sempati beslemeyen katılımcılar ise onları tesettür konusunda yanlış mesajlar verdikleri, ürünler konusunda yanıltıcı davrandıkları, hayat tarzı konusunda gösterişçi bir tutum sergiledikleri gerekçeleriyle eleştirmektedir