Yazar "Vural, Sevde Nur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A Case of Early Infantile Epileptic Encephalopathy Due to KCNQ2 Gene Mutation Presenting With Episodes of Hiccups(Cureus Inc, 2022) Alan, Serdar; Vural, Sevde Nur; Aliefendioğlu, Didem; Senbil, NesrinNeonatal epilepsy syndromes are responsible for only 15% of the cases of neonatal seizure. An underlying genetic disorder can be detected in approximately 42% of this subgroup. KCNQ2 gene-associated epilepsies are very rare and more common presentations are self-limited familial neonatal epilepsy (SLFNE) and early infantile epileptic encephalopathies (EIEE). The most common initial seizure semiologies are tonic seizures with or without autonomic symptoms in EIEE resulting from KCNQ2 gene mutation. It is characterized by early neonatal onset seizures with suppression burst pattern on electroencephalogram and typically results in severe developmental delay. Therapeutic options for infants with KCNQ2-related EIEE are limited and there is no consensus about it in the literature. Herein, the neonate with EIEE with unexpected episodes of hiccups due to novel mutation of the KCNQ2 gene, which was reported second time, was presented and antiepileptic treatment strategies were discussed in the light of current literature.Öğe Comparison of the Effectiveness of Topical and Oral Beta Blockers in the Treatment of Childhood Hemangiomas(2023) Yüksel, Kerim Faruk; Kandur, Yaşar; Alpcan, Ayşegül; Tursun, Serkan; Vural, Sevde Nur; Albayrak, MeryemPurpose: Hemangiomas are the most common vascular tumors in childhood, and the treatment options have undergone profound changes in recent years. In this study, we aimed to compare the efficacy and safety of beta-blockers on hemangiomas, both topi-cal and oral, with non-pharmacological treatment in the pediatric age group. Material and Methods: We retrospectively reviewed the medical records of pediatric patients with hemangiomas. Results: Fifty-three patients (F/M=40/13) were enrolled in this study. Superficial hemangiomas were detected in 14 (26.4%) patients, and deep hemangiomas were detected in 39 (73.6%) patients. Seventeen patients were followed without medication, 19 were treated with a topical beta blocker, and 17 were treated with an oral beta blocker. Twelve patients with superficial hemangi-omas were followed without medication, while two received topical timolol treatment. A comparison of lesion progression in patients with superficial hemangiomas in the non-pharmacological treatment and topical treatment groups showed that the mean scores of success, in terms of mean fading and reduction in lesion depth, were significantly higher at the first month (7.0 vs. 1.66; p=0.049; 6.0 vs. 1.5; p=0.045). Among patients with deep hemangiomas, a comparison of mean fading scores showed no difference between the oral and topical treatment groups in the first and fourth months (p=0.551, p=0.551). Conclusion: We believe that oral beta-blockers can be used instead of topical treatment in the future, and they will be preferred more by clinicians and families due to less side effects.Öğe COVİD 19 pandemisinde uygulanan farmakolojik olmayan müdahalelerin pandemi sürecinde ve sonrasında yenidoğanın viral solunum yolu enfeksiyonları üzerine etkileri(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Vural, Sevde Nur; Alan, SerdarYenidoğan döneminde viral solunum yolu enfeksiyonları, hastane yatış oranlarının yüksekliği ve yarattıkları mortalite ve morbidite nedeniyle önemli bir sağlık problemidir. Covid-19 pandemisindeki Farmakolojik Olmayan Müdahaleler (FOM) nedeniyle değişen solunum yolu virüslerinin yayılım ve şiddetinin yenidoğan bebekler üzerindeki etkileri ile ilgili veriler gerek ülkemizde gerek dünyada oldukça sınırlıdır. Bu araştırmada ülkemizde FOM uygulamaları ile birlikte ve sonrasında yenidoğanlarda solunum yolu virüslerinin dağılımı, görülme sıklığı, solunum yolu enfeksiyonlarının klinik seyri ve bu süreçteki viral solunum yolu etkenlerindeki değişiklikler belgelenerek FOM'ların yenidoğanın solunum yolu enfeksiyonları üzerine etkinliğini karşılaştırmak amaçlanmıştır. Retrospektif, klinik ve tanımlayıcı bir araştırma olarak planlanan bu çalışmaya Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi, Yenidoğan ve Çocuk Acil Polikliniklerine Ekim 2020 ile Ekim 2023 tarihleri arasında üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) veya alt solunum yolu enfeksiyonu (ASYE) semptomları ile başvuran ve reel time PCR testi ile viral etken tespit edilen yenidoğanlar dahil edildi. Toplanan veriler FOM'ların yoğun olarak uygulandığı Ekim 2020 – Ekim 2021 (Dönem 1) dönemi, FOM'ların kısmen gevşetildiği Ekim 2021 – Ekim 2022 (Dönem 2) dönemi, FOM'ların kaldırıldığı Ekim 2022 – Ekim 2023 (Dönem 3) dönemi olacak şekilde 3 dönemde incelendi. Çalışma döneminde kriterlere uyan ve gerçek zamanlı PCR tetkiki gönderilen toplam 129 olgu mevcuttu. Gerçek zamanlı PCR sonucuna göre viral ajan 100 olguda saptandı. Çalışma grubuna dahil olan hastaların çalışma dönemlerine göre dağılımı incelendiğinde; Dönem 1, 2, 3'te sırasıyla 5 (%5), 41 (%41), 54 (%54) hasta dönemlere dahil oldu (p:0.001). En sık görülen viral ajan RSV idi (n:38, %35). Dönem 1'de RSV PCR pozitif olgu saptanmaz iken dönem 2 ve 3'te sırasıyla 13 (%28) ve 25 (%44) RSV PCR pozitif olgu tespit edildi. İkinci sık görülen viral ajan olan rinovirüs/enterovirüs dağılımı dönemler arasında benzerdi seasons (Dönem 1: %40, Dönem 2: %32, Dönem 3: %30). Dönem 2'de RSV Kasım 2021 ve Ocak 2022 arasında, Dönem 3'te ise Ekim 2022 ile Mart 2022 arasında tespit edilmiştir. Dönem 1'de rinovirüs/enterovirüs Mart ile Ağustos 2021 arasında görüldü. Dönem 2'de Kasım 2021 ile Eylül 2022 arasında tespit edilmiş, Dönem 3'te ise Ekim 2022 ile Mayıs 2023 arasında tespit edilmiştir. Viral ajan tespit edilen olguların %68'i ASYE tanısı aldı. RSV tespit edilenlerde ASYE %97.4 iken rinovirüs/enterovirüs olgularının %53'ünde ASYE tespit edildi. Dönemler arasında prematürite (p:0,005), risk faktörü olması (p:0,003), aile solunum semptomu öyküsü olması (p:0,003), ASYE olan hasta oranı (p:0,001) ve hastane yatış oranı (p:0,001) dönem 1 de istatiksel olarak anlamlı yüksek saptanmıştır. İnhale steroid (p:0,018), inhale salbutamol (p:0,001) kullanımı ve non-invaziv mekanik ventilasyon uygulaması (p:0,049) yönünden ise istatistiksel olarak dönem 3'te yüksek saptanmıştır. Sonuç olarak FOM'ların sıkı uygulandığı dönemlerde özellikle prematüre gibi riskli gruplarda enfeksiyon ihtimali yüksek olsa da, FOM'ların esnetilmesi ile birlikte tüm yenidoğanlarda viral enfeksiyon görülme sıklığı artmıştır. FOM'ların sıkı uygulandığı dönemde özellikle RSV ve influenza etkeni hiç tespit edilmemiş ve FOM'ların gevşetilmesi ile birlikte özellikle RSV etkeninin görülme sıklığı ve klinik şiddeti artmıştır. Mevsimsel dağılım gösteren solunum yolu enfeksiyonları FOM'ların esnetilmesi ile farklı mevsimsel dağılıma sahip olmuştur ancak özellikle RSV FOM'ların tamamen ortadan kaldırıldığı dönemde pandemi öncesi döneme benzer bir mevsimsel dağılım ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Covid-19, SARS-CoV-2, Yenidoğan, Farmakolojik Olmayan Müdahaleler, Respiratuar Sinsityal Virüs, Rinovirüs, Solunum yolu Enfeksiyonu, Viral BronşiolitÖğe Life-threatening massive upper gastrointestinal bleeding in a term and healthy baby(Taylor and Francis Ltd., 2023) Alan, Serdar; Vural, Sevde Nur; Gulerman, Hacer Fulya; Albayrak, Meryem; Aliefendioglu, DidemUpper gastrointestinal (UGI) bleeding due to gastric ulcer and gastritis can be seen in severely ill or premature infants but is rarely reported in healthy term newborns. UGI endoscopy is crucial for the etiological evaluation and appropriate treatment of UGI hemorrhages. This report discusses the differential diagnosis and treatment approach in a previously healthy infant who was admitted to the neonatal intensive care unit due to life-threatening severe UGI bleeding causing hemodynamic instability. © Copyright © 2022 Baylor University Medical Center.