Diğer Yayınlar Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Kira ilişkisinin devri (Yeni) Türk borçlar kanununun ilgili 323 üncü maddesinin değerlendirilmesi
    (2011) Topuz, Seçkin; Canbolat, Ferhat
    Türk Borçlar Kanununun 323 üncü maddesinde, 'kira ilişkisinin devri' kenar başlığı altında yeni bir düzenleme getirilmiştir. Çalışmamızda kanunun ilgili maddesi dikkate alınmak suretiyle, kira ilişkisinin devrinin şartları, hukuki sonuçları, benzer kurumlarla karşılaştırılması ortaya konulmaktadır.
  • Öğe
    Türk Hukukunda işyerleri toplu iş sözleşmesi
    (2010) Cengiz, İştar Urhanoğlu
    1982 Anayasası toplu iş sözleşmesinin kapsamı ve düzeyi ile ilgili olarak herhangi bir hükme yer vermeyerek konuyu kanun koyucunun tercihine bırakmıştır. 2822 sayılı Kanunun gerekçesinde de açıkça dile getirildiği üzere, bir toplu iş sözleşmesi tek bir işyerini kapsamak üzere yapılan “işyeri toplu iş sözleşmesi” olabileceği gibi birden çok işyerini kapsamak üzere yapılan “işyerleri toplu iş sözleşmesi” şeklinde de olabilir. Kanunun sistemi içinde işyerleri toplu iş sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler de getirilmiştir. İşyerleri toplu iş sözleşmeleri esasen bir işyeri toplu iş sözleşmesi tipindedir ve aynı temel esaslara tabidirler. Ancak bazı belirli konularda tek bir işyeri için yapılacak sözleşmelerde bazı farklılıklar taşımaktadırlar.
  • Öğe
    Akıl hastalığına dayalı boşanma
    (2011) Erol, Yasemin
    Medeni Kanun’da yer alan boşanma sebeplerinden bir tanesi de akıl hastalığına dayalı boşanmadır. Akıl hastalığının boşanma sebebi olarak tespitinde hangi dönemde ortaya çıktığı, hastalığa dair herhangi bir sürenin aranıp aranmaması, hastalığın tespitinin kim tarafından gerçekleştirileceği önemlidir. Ayrıca akıl hastası olan eşin ehliyet durumunun, boşanma davasını hangi durumlarda açabileceğinin de tespit edilmesi gerekmektedir. Akıl hastalığının evlilik öncesine dayandığı hallerde boşanma davasının açılıp açılamayacağının da değerlendirilmesi gerekebilir.
  • Öğe
    Türk hukuku'nda grev yasakları
    (2011) Urhanoğlu, İştar Cengiz; Manav, A. Eda
    Grev hakkı Türk hukukuna ilk defa 1961 Anayasası ile girmiştir. Bu suretle de grev anayasal bir hak olarak getirilmiştir. Grev anayasal bir hak olarak getirilmiş olması-na karşın, sınırsız bir hak da değildir. Hak olarak getirilip güvence altına alınırken bir taraftan da birtakım yasaklamalara ve sınırlamalara tabi tutulmuştur. Grevin yasaklanmasına ve ertelenmesine ilişkin olarak Anayasa’da düzenlenen esaslar çer-çevesinde 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununda birtakım düzenlemeler getirilmiştir. Anayasa’nın ve 2822 sayılı Kanun’un dışında grev hak-kının kullanımı hukukumuzda başka kanunlarla da sınırlandırılmıştır. 2822 sayılı Kanun bakımından kanuna uygun olarak alınmış bir grev kararının, ka-nunda öngörülen koşullara uyularak uygulamaya konulması halinde yasal grevden söz edilir. Kanundaki usule uygun olarak alınmış bir grev kararının uygulanabilmesi için, söz konusu kararın uygulanmasına engel bir yasağın bulunmaması gerekir. Nitekim grevin uygulanmasına ilişkin diğer koşullar bulunsa dahi grev yasağının bulunması halinde yasağa rağmen grevin uygulanması mümkün değildir. Aksi tak-tirde kanun dışı grevden söz edilir. Bu sebeple hukukumuzda grev hakkını sınırlan-dıran grev yasakları önemli bir yer tutmaktadır. Grevin uygulanmasını engelleyen yasaklar sürekli ve geçici yasaklardır. Bunun dışında Bakanlar Kurulunca grevin ertelenmesine karar verilmesi ya da grev oylaması sonucunda grevin uygulanmaması neticesinin doğması halinde de grev hakkının sınırlandırılması söz konusu olacaktır.