Yazar "Çağlayan, Ramazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe AHMED ŞUAYB BEY’İN ‘HUKÛK-I İDÂRE’ ESERİ ÜZERİNE NOTLAR(Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Çağlayan, RamazanAhmed Şuayb, 1876 yılında İstanbul’da dünyâya gelmiştir. Birkaç aylık iken babası-nı kaybetmiş olduğundan çocukluk ve gençlik dönemleri zorluklar içinde geçer. Öğrenimini İstanbul’da sırasıyla Fâtih Rüştiyesi, Vefa Îdâdîsi ve Hukuk Mektebinde tamamlamıştır.Bâzıları Mekteb-i Hukuk’taki hocalığıyla beraber olmak üzere çeşitli resmî kurumlar-da müdürlük ve idârecilik yapmıştır. Cemiyet-i Rüsûmiye âzâlığı, Meclis-i Maârif âzâlığı, Tedrîsat-ı İptidâiye Müdürlüğü, İstanbul Maârif Müdürlüğü, Dîvân-ı Muhâsebat Müddei Umûmîliği görevlerinde bulunmuştur.Mekteb-i Hukûk’u birincilikle bitiren müellif, 1894 (95) târihinde Servet-i Fünûn zümresine ve dergisine katılır. Servet-i Fünûn’da yayımlanan cezâ hukûku ile ilgili bir makâlesi o târihte Bâb-ı Âli Hukuk Danışmanı olan Hakkı Paşa’nın ilgisini çeker. Sonradan Sadrazam olan Hakkı Paşa’nın muâvini olarak idâre hukûku muallimliğine tâyin edilir. İdâre hukûku yanında, devletler hukûku derslerini de yürütürÖğe Aile Sağlığı Merkezi Personelinin Hukuki Statüsü(2016) Çağlayan, RamazanÜlkemizde 2004 tarihinde 5258 sayılı "Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun" olarak yürürlüğe giren ve 2011 yılında adı "Aile Hekimliği Kanunu" olarak değiştirilen kanun ile "aile hekimliği" uygulamasına geçilmiştir. Bu kanunun 8. maddesine dayanılarak Sağlık Bakanlığınca "Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği" çıkarılmıştır.Aile sağlığı merkezlerinde, hekim, hemşire, ebe ve diğer sağlık personeli görev yapmaktadır. Bu merkezlerde görev yapan personelin hukukî statüsü konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Konuya ilişkin temel sorular şunlardır. Aile hekimi (aile sağlığı elemanı) kamu görevlisi midir, kamu görevlisi ise memur mu yoksa diğer kamu görelisi kategorisi içinde mi yer almaktadır? Yoksa özel hukuk (iş kanunu) hükümlerine göre çalıştırılan personel statüsünde midir? Bu soruların cevaplandırılması gerekmektedir.Yukarıdaki temel sorulara verilecek cevaplar, aile sağlığı hekiminin (personelinin) tabipler odasına üyeliği, vergilendirme, disiplin ve hukuki sorumlulukları gibi sorunların çözümünde anahtar rolü oynayacaktırÖğe Cancellation Of Exposure Operation And Compatibility Of Propert(Istanbul Univ, Fac Law, 2011) Çağlayan, Ramazan[Abstract No tAvailable]Öğe Devlet Memurları Kanununda İstifa ve Öğretim Elemanlarının İstifasının Hukukî Neticeleri(2019) Çağlayan, RamazanAnayasanın 48. maddesinde çalışma hürriyeti, 70. maddesinde de kamu hizmetlerine girme hakkı düzenlenmektedir.“Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başkahiçbir ayırım gözetilemez” (m.70). Öte yandan Anayasanın 18. maddesinde de zorla çalıştırma yasağı düzenlenmiştir.Bu düzenlemeye göre hiç kimse zorla çalıştırılamaz, angarya yasaktır.Zorla çalıştırılmak yasak olduğuna göre, bir memurun memurluktan istifa etmesi de bir hak olmalıdır. Nitekim DevletMemurları Kanunu’nun 20. maddesinde istifa bir hak olarak düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre “Devlet memurları,bu kanunda belirtilen esaslara göre memurluktan çekilebilirler”.Kanun istifayı bir hak olarak düzenlemekle beraber, bazı kurallara tabi tutarak sınırlandırma yoluna da gitmiştir.Kamu hizmetlerinin devamlılığı ilkesinin zedelenmemesi için istifa hakkı da kanunla sınırlanması doğaldır. Bu bağlamda istifa edenlerin belli süre geçmeden yeniden memur olmaları yasaklanmıştır.Üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları da devlet memuru statüsündedirler. Bunlar için de istifa bir haktır.Ancak diğer devlet memurlarından farklılıkları bulunduğundan, istifa için getirilen kısıtlamalar bakımından da farklılıkları bulunmaktadır.Bu makalede genel olarak istifa hakkı, istifa hakkının kullanılması esasları ve istifanın hukuki neticeleri üzerindedurulacaktır. Öğretim elemanlarının istifa hakkı ve hukuki neticeleri ayrıca ele alınacaktır.Öğe Öğe Enerji piyasası düzenleme kurumunun verdiği para cezlarının uygulanması sorunu üzerine(2008) Çağlayan, Ramazan; Doğan, Beşir FatihEnerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nın verdiği para cezalarının infazı öncesinde yapılan lehe yeni düzenlemenin nasıl uygulanacağı özellik arz eden bir durumdur. Lehe olan yeni düzenleme kurulun takdir yetkisini kullanmasını gerektirmeyecek şekilde belirli bir ceza miktarı öngörmüş ise, Kurulun yetkilendirdiği ilgili daire, lehe olan ceza miktarını belirleyip gelir idaresine göndermelidir. Bu surette gelir idaresi, kurulun önceki kararında yer alan ceza miktarını değil, lehe olan kanunda düzenlenen ceza miktarını tahsil etmelidir. Zira gelir idaresinin kendiliğinden, lehe olan kanunu uygulama yetkisi bulunmamaktadır. Eğer eski kanundaki ceza miktarı sabit ise ve yeni kanun bu miktarı düşürmüş veya tamamen ortadan kaldırmış ise, kurulun yeni bir karar almasına gerek bulunmamaktadır. Eğer eski kanunda ceza, alt ve üst sınırları olan basamaklı bir ceza olarak düzenlenmiş ve yeni kanunda cezanın alt ve üst sınırlarında, kişinin lehine olarak bir değişiklik yapılmışsa, bu durumda yeni bir kurul kararı alınması gerekir.Öğe Öğe HUKUKUMUZDA KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ KAVRAMI VE KISTASLARI(2016) Çağlayan, RamazanHukukî anlamda kişi (şahıs-personne), hukukî ilişkilere taraf olabilen, hak sahibi ve yükümlü (alacaklı ve borçlu) olabilen hukuk öznesidir. Hukuk nazarında kişiler "gerçek kişiler" ve "tüzel kişiler" olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Gerçek kişiler (hakikî şahıslar-personne physique), insanlardır. Günümüzün modern hukuk düzenleri cinsiyet, ırk, din, dil, vs. gibi farklar gözetmeksizin bütün insanları birer kişi olarak kabul etmektedirler. Tüzel kişiler (hukmî şahıs-personne morale) ortak bir amacın (gayenin) devamlı bir surette gerçekleştirilmesi amacıyla örgütlenmiş bulunan kişi ya da mal topluluklarıdır. Tüzel kişiler de kendi içinde kamu tüzel kişileri ve özel hukuk tüzel kişileri şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Kamu tüzel kişisi vasfına sahip olmanın da, kamu gücü ayrıcalıklarından yararlanma gibi bir takım önemli sonuçları vardır.Hukukumuzda başta devlet tüzel kişiliği olmak üzere, mahalli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurullar, meslek kuruluşları gibi bir kısım idarelerin kamu tüzel kişisi olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak öyle kuruluşlar da vardır ki, kamu tüzel kişisi olup olmadığı konusunda tartışmalar hala devam etmektedir. Bu çalışmada kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın kıstasları üzerinde durduktan sonra, niteliği tartışmalı kuruluşlar bakımından öğretinin ve yargı yerlerinin yaklaşımları aktarılmaya çalışılacaktırÖğe İdarî Yargıda İstinaf Uygulamasındaki Bazı Sorunlar Üzerine Düşünceler(2019) Çağlayan, Ramazanİdari Yargılama Usulü Kanunu’nda 2014 yılında değişiklik yapılmıştır. Bu düzenlemeyle “istinaf” usulü kabul edilmiştir. Benzer durum diğer yargılama usulleri için de geçerlidir. İstinaf usulü 2016 yılında fiilen uygulanmaya başlanmıştır. İstinaf İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinde düzenlenmektedir. Ancak istinafa ilişkin tüm kurallar bu maddede yer almamaktadır. Şekil ve usul bakımından temyiz usulüne atıf yapılmakla yetinilmiştir. Bu durum bazı tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Öte yandan bazı kararlara karşı istinaf yolu kapatılmıştır. Burada parasal bir miktar esas alınmıştır. Bu miktarın tespitinde de sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yine istinaf ince-lemesi sonunda verilecek kararlar bakımından da açıklığa kavuşturulması gereken hususlar bulunmaktadır. Bu çalışmada belirtilen bu konular üzerinde durulacaktır.Öğe İSMİYLE MÜSEMMA, MÜSTESNA BİR ŞAHSİYET: PROF. DR. AHMET BİLGİN(Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Çağlayan, RamazanAhmet BİLGİN hocanın üstün vasıfları hakkında ne söylesem eksik kalacaktır. Ger-çekten kendisi “bilgin” bir insandır. Hocanın DPT’de uzun süre görev yapması, belediye başkanlığı yapması, devlette bazı üst düzey görevlerde yer alması, resmî görevli olarak başta İngiltere, Hollanda, Amerika, Japonya olmak üzere birçok ülkelerde bulunması, onun siyasî ve idarî konularda otorite olmasına katkı sağlamıştır. Türkiye’de “Hoca” sıfatı belki de en fazla ona yakışmaktadır. Onunla tanışmam, uzun süre birlikte görev yapmam, onun dostlu-ğuna mazhar olmam, bu dünyada sahip olduğum en güzel hazinelerden birisidir demem meramımı anlatmaya herhalde kâfidir. Değerli Hocam ve büyüğüm, ömrüm boyunca sizi sevgiyle, saygıyla ve minnetle yâd edeceğim. Saygı, selam ve hürmetle…Öğe